yaklaşımlarÖzkan YıkıcıMafya konusuna devam ederken - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Mafya konusuna devam ederken – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Önceki yazımda direk bizi de alakadar etiği için yeniden mafya konusuna dalış yaptım. Devamını da  düşünerek konuyu yağdım Düm devam etmek niyetim vardı. Sağlık nedeniyle makale yazamadım. Bugün dünkü ve bugünkü tasarladığım iki yazımın özetini yazacam.

Öncelikle makaleyi kafamda planlarken, içeriği yanında yıldönümü olan Susurlukla da birleştirmek istedim. Susurluk kazası, Türkiye tarihinde Mafya, siyaset emniğet üçkeninin ortak resmini basit ve net şekilde veren kamyon kazasıydı. 3 Kasım günü gerçekleşen bu kazanın üzerinden epey yıl geçti. Üstelik, hala mafya ilişkilerini konuşmaktan da öteye, yaşam ile siyasetdeki ağının yükünü de taşıyarak yaşamak zorundam kalıyoruz. Daha gerçeği, Susurluk kazasında en başta ismi geçen Ağırı n günümüz ilişkilerinde yeri hala var olmasıdır. Ayrıca tesadüf olmaması gerekir, Doksanların içindeki bu kazadan sonra geçen zaman içinde yine mafya gündemi oluşurken içişleri bakanlarının direk önde rol almalarıdır. Bir farkla, Ağır istifa etmek zorunda kaldı. Soylu ise hala pehlivanca haykırarak devam ediyor.****

Son yıllarda tıpkı doksanlardaki mafya olayları ngibi, K. Kıbrıs da rüzgardan fırtına biçmeye devam ediyor. Ozaman Susurlukla ortaya saçılanlarla Ömer Topal Cinayetinden Tarık ümit olayına varan direk K. Kınrısı da içine alan gelişmeler konuşuldu. Adalı cinayeti yaşandı. Fakat, bunalr K. Kıbrısta hiç konuşulmak istenmedi. Göstermelik bazı sorgular da unutturulup hayat güle oynayarak devam edildi.

Günümüzdeki mafya tipi gelişmelerde veya yeniden köpürtülen yasadışılık olayları etrafa cam kırıklıkları saçmaya başladı. Bir Doksanlar hatırlatmasıyla: o dönem K. Kıbrısta ikili sermaye dömnüşümü de başladıydı. Dış sermaye direk el koyma ve yasadışı sermaye girişinin direk alanı haline sokulması. Kumarhanelerden tutun batırtılan yerel bankalarına dek olaylar yaşandı. Günümüz olaylarının de işareti 2018 yılında AKP sözcüsü trafından verildi: “K. KIbrıstaki bahisler elibeş milyarlık parayı onlara yedirtmeyeceğiz” dedi. Hemen ardından Amerikadaki Falyalı soruşturması gündeme gelmek istedi. İkisi de K. Kıbrıstaa pek yer bulmadı. Bir yanda Türkiye develti ikinci alanda ise iyi denilip birçok finansmanı “partiler dahi” yapan Falyalı vardı. Anavatan aşkı ve “iyi adam” algısı gerçeklerin uğramasına engel oldu. Sonra bildik gelişmeler oldu. Hele de Akacan tasfiye etmeleri konusu dahi gereken uyarıyı yapmadı.

Sonuçta Pekerin açıkladığı gerçeği biz görmezden gelmeğe devam ederken, üstelik UBP gereken finansmanı da alırken, yine örtülemedi. Yaşanacak olamı engeleyemedi. Önce Güneydeki ortağı sonra de kendisi öldürtüldü. K. Kıbrısa kalsa konu sesizce geçiştirilecek. Her gelişme onlara dokunup yakma tehlikesi vardı. Serhatın eski Güvenlik komutanı reportajıyla dahi Tatarın ilgili komutanı Falyalıyla görüştürmek isteöme tavrı dahi olaylarda sızan bilgilerde havada uçjp buharlaştırılmak istendi. Hiç koltuk yetkililerinden tıs çıkmadı…

Birileri olayları okuyamadığı için duracağı zannedildi. Bazı kayıplarla kalınıp ceplerini doldurmaya devam yolculuğu sürüyordu. Oysa genelde yasadışı sermayenin köpürtülmesi vardı. Bozulan mafya dengelerinin de artık kontrolsuzluğu derecesi sorgulanyordu. Nitekim öyle de oldu. Önce Türkiyedeki operasyonlardaki Kırkm milyon dolar çıkışlı mafya haberlerini duyduk. Özellikle resmi makamlarımız ve yüce yargımız pek duymak istemediği durumdu. Sesleri çıkmadı. Bazı el oyma para mikterı da hele Kıbrıs merkezli oluşu da tehlikenin önemi kavranmıuyordu.

Tüm bunlar olurken, Türkiye kara para aklamada gri listesinde devam ederken, Maltanın çıkarıldığı ve normal koşula sokulduğu haberi de burada anlaşılmadı. Oysa, son dönemde başta Türkiyeye gelen uyuşturucu gemilerine operasyonların Malta yöresinde yapılması ile birlikte düşününce, tesadüf olmadığı anlaşılmaya yetiyordu. Gelişen koşulların işareti alınması gerekiyordu. Alınmadı. Bu defa son günlerin yeni bonbası patladı. Maltadaki belirli şekilerle olan K. Kıbrıs ve daha net ifadesiyle Falyalı paralar mülklere el konuldu. Bunun anlamı neden Maltanın gri listeden normale geçtiğinin de sadece basit örneği idi. Belli ki mafya sürecindeki kavgalar ve siyasal kayışların birlikte altüstlerle yaşancağıdır.****

Özetlediğim bu koşullar elbet sadece birkaçdır. Bizim de içinde olduğumuz ve açığa çıkarılan olaylardır. Hala burada ses yok. Hele koltukçularımız adeta mezarına girmiş ölü gibidir. Muhalif eksen de ayni noktada. Örneğin Tatarın şikayet etirip görevden aldırtılma konusu olan komutanı neden Falyalıyla görüştürme çabasını da gündemde tutmadı. Ama, gelişmeler devam ediuor. Öyle durafcağı da yok. Zaten adamıza Çakıcının gelmesi dahi pek konu edilmeyen gerçekliğimiz var. Bunları görmezden gelerek sürecin idare etirileceği zanı var. Halbuki son Türkiyede tırmanan siyasal gerilimde mafya tipi konular çok can yıkıcı olmaya başladı. Birisi de gayet düşündürücü: Brezilya önemli mafya yargılanmasında olup tutuklanma uluslararası kararı olup da Türkiye Belçika coğrafyasında serbes gezen bir Türk var. Bir yıl içinde Türkiyede 3 hava şirketi kurdu. Uçuşlar yapacak şirket. Acaba diyorum: Arıklının buraya getirtmek istenen şirketde Nuretin Yılmazın alakası var mı? Benzer kuruluş öyküleri bana bu soruyu sordurtuyor.

Kısaca, mafya kısgacı iyice yayıldı. Normal ve gayri nizam şartları birlikte kaynıyor. Türkiyede baş rolde içişleri bağlantılı tartışmalar ayuka çıktı. Resimelr yayınlanıyor. Yayınlanan arasında en başta Tatarın da resmi çıkanlar var. Bunlar bize hala bir şey anlatmıyor mu? Hele de eskiden neden Tatarın Londraya gidemediği gerçeği de varken.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin