Bizim burada nedense gözlerinin içine dek sokulan Türkiye parlementosundan siyasi demeçlere varan sözler dahi ısrarla gündemden kaçırılıyor. Son meclis toplantılarında dahi özellikle iktidar çevrelerinin küfürden tutun saldırganlığa varan tutumları dahi birilerine birşeyler anlatmaması da acıtıcıdır. Onca Türkiyeleşme durumumuz ve ikidebir “Türkiyenin sayesinde” laflarının karşılığındda Türkiyede olanları hala anlamamak oldukça tehlikelidir. Hele bu gelişmelerde her an Kıbrıs oyunlarının da sahneye konma gerçeği hala anlaşılamıyor. Halbuki özellikle seçim sürecine girildiği zaman, yaşanacak bazı tehlikeleri aydınlar ısrarla uyarıyorlardı. Ne yazık geçen akşam benim Hocam Emre Kongar da gayet basit cümlelerle “muhtemel gelişmelerin ne yazık hepsi gerçekleşiyor” söylemesi boşuna değildi. Ama, K. KIbrısta nemelazımcılık ile günü kurtarma rüzgarında savrulup gidiliyor.*****
Türkiye sonunda nasıl olacağı net olmasa da seçim sürecine girdi. Önceden hem de epey önceden seçim sürecine girileceği zaman, oluşacak bazı gelişmelerin tehlikelerine ısrarla uyarılar yapıldı. Öngörüler belirtildi. Ne yazık Hocam Emre KOngarın da kabullendiği gibi muhtemel gelişmeler gerçekleşiyor. Neydi beklenen gelişmeelr: baskıalrın artıp yasalarla da taşlandırılacağı, bonbaların patlatılıp korku iklimi yaratılacağı çabası, dış politika kulanılıp saldırılarla krizlerin büyütüleceğidir. Nitekim sayılan bu 3 gelişme, ne yazık ki seçime aylar kala karşımıza acı biçimde çıkıyor. Üstüne küfürler saçılarak tehtitler eklenerek ve güvensizliklerle örülerek sürmektedir. İsdiklal caddesindeki patlayan bonba olayını dahi açıklarken, uygulanan yayın yasakları adeta tutarsızlıklar ve korkular birçok soruyu gizleyemedi. Herkesin kuşkularla dolu olan ve yanıt bekleme tutumuna karşın, klasik uygulama ile Suriye ve ırakın Kuzeyi bonbalanmaya başlandı. Bir anda tahminin gerçekleşmesi, akla Haziran Kasım olayları ve sonradan çıkan sonuçlar oldu.
Konu hala gündemde. Devamının ne olacağı soruları da havada uçuşuyor. Zaten daha önce sansür yasasıyla da resmen yasakların geleceği mesajı verildi. Bunlar elbet seçim sürecine aylar kala olması, devamı için de endişelerin oluşmasına yarıyor. Tabi ki özellikle muhalefet altılı masa şaşkın gibidir. Neyi nerde tutacağına karar veremiyor. Üstelik Türkiyedeki iki olumsuz net ortaklığın da tehlikeleri yeniden oluştu. Dış politikadaki Ulusal duruş denerek her yapılanın arkasında durmak ve güvenlik konusunda net tutum nelirtemeyip, bonba patlamaları gibi durumlarda kartların AKP eline geçmesine koşul sağlanmaktadır.
Şüpesiz bunlar olurken, sansür ve ilgi nedeniyle dışta kalan bazı bilgileri de buraya ekleyelim. Sanılmasın ki Türkiye kendi tek başına operasyonlara karar aldı. Şunu bilelim, Kuzey ırak ve bazı Suriye alanları ABD izni olmadan kuş uçamaz. Ayni şekilde SUriyenin önemli kısmında da Rusya ayni pozisyonda. Anlaşıldığına göre Rusya hava sahasını açtı. Suriye onayladı ABD şışık yaktı ve IŞİD dahi zinen izin verdiği bilgileri artık netleşti. Demek ki Türkiyenin özellikle Kuzey Irak ve Suriyedeki gelişmelerde tek başına değil. Onaylanarak kontrolü şekliyle gerçekleştirildi.
Bir başka nokta da Operasyon öncesi ABD konsoloslukları yayınladıkları bildirilerle, Türkiyenin askeri operasyon nedeniyle bölgeği yurttaşlarının terk etmesini çağırdı. Ayni anda KRT yayınında emekli Tuğgeneral Haldun Solmazer açıkça, isdiklal saldırısını PKK değil kendi bilgileri ve birikimiyle Türkiyenin kontrolundaki cihatçıların gerçekleştirdiğini deneğimleri ve eldeki bilgielriyle açıklıyordu. Ama, daha isdiklal cadesi bonba patlaması çözülmeden askeri hareket başladı.
Ek bilgi de şu: isdiklal cadesi patlaması kısa zaman öncesi Türkiyede MİT kontrolunda ABD ve Rus istihbaratları toplantı gerçekleştirdi. Burada biri kalkıp ilgili harekata da onay verme kararı burada da konuşuldu dlese kim ne diye bilir?
Göründüğü gibi konu salt Türkiye yönetimi değildir. Genel Ortadoğu politikaları, gelecek seçimdeki Türkiye siyasal iktidar beklentileri, hesaplar ve seçim mavzeme yoluyla dış düşman ve güvenlik kartının masaya konma karışıklık içinde oluşan yeni zemindir. Bu arada iranın da Kuzey ıraktaki bazı yerlere füze atığı da eklenmeden olmaz. Fakat, açılan hava sahası sonucu verilen onay yine de Suriye için de soruları artıracaktır. Ayni anda Suriyenin idlipteki bazı cihatçı yerleri ele geçirmesi de tesadüf mü bilmem. Tabi öldürülen Suriyeli askerler gerçeği de başka bir kuşkulu tutumdur.
Kısaca; mjuhtemel gelişmeler denilen öngörü, ne acıdır kim ne derse desin, gerçekleşiyor. Ersin ironisini de eklemeden yazıyı bitirmeyelim: Ersin bey Dİyarbakıra gidiyor. Orada adına açılacak parkla alakalı katılacak. Herhalde nutuk atmadan da olmayacak. Ama hatırlatalım: Diyarbakır belediye başkanı ile Ersinin bazı ortak yönleri var: Kayum olmasıdır. Diyarbakırın seçilen belediye başkanı uydurma nedenlerle hemen görevden alınıp kayum aatandı. Ersin için de K. Kıbrısa atanan kayum değimi seçimler sonrası epey konuşuldu. İlerde bu örnek de acı tat brakan ironi gibi elbet bir yere eklenecektir.