Adam ayağının tozu ile geldi söylemek istediği her şeyi çok net bir şekilde yüzümüze söyledi deyim yerinde ise alenen tehdit etti ve uçup gitti.
Külliye de silahlı adamlar bırakmayı da ihmal etmedi mesaj açık net.
”Kim ki karşı çıkar karşısın da TC devletini bulacağını bunun bir mühür olduğunu” üstüne basa basa söyledi.
Meğerse orası mühürmüş
Türkçesi aslında Külliye, Yerleşke ya da bazılarının utandığından Saray dedikleri bu binalar bina olmaktan öte bir siyasi projeden ibaretmiş.
Yani yakın bir tarih ’de Kıbrıs’ın kuzeyinde yönetim değişikliklerine de tanıklık edeceksiniz.
İşte esas olan budur ve bunu görmek lazım.
Yeni Kıbrıs Partisi bunu açıkça söyleyen siyasi partilerden.
Acaba platformu oluşturan diğerleri de bunu görebiliyor mu?
Yoksa olaya sadece bir bina olarak bakıyorsanız bu kavgayı başlamadan kaybettiniz demektir!
Bu Camileri, Külliyeleri, Yerleşkeyi, İlahiyat fakültelerini, boşuna yapmıyorlar dahası sürekli kuran kurslarını dile getirip diyanetin bütçesini iş ola artırmıyorlar bunların hepsi bir toplum mühendisliğidir bilesiniz.
Şeriat dahil her türlü felaket kapınızı çalabilir!
‘’Bir gece ansızın gelebiliriz’’ şarkısı iş ola söylenmiyor.
10’ncu maddeye onlar hükmediyor
Adam çok net. Ne istediğini ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyor dersini de çalışarak gelmiş elindeki imkânları ve yetkileri de sonuna kadar kullanıyor.
Bu arada unutulmasın 10’ncu maddeye onlar hükmediyor. Şimdi 10’ncu maddenin ne kadar önemli bir şey olduğunu anladınız mı?
Yani karşınızda sadece ekonomik ve siyasi bir güç yok askeri güç, güvenlik kuvvetleri de var.
Onlar net.
Net olmayan biziz bir türlü inanmak istemiyoruz söylediklerine.
Her fırsatta ‘’İrade Lefkoşa da’’ deyip geveleyip duruyor ısrarla seçim oyunu oynayıp seçimlerle bir şeyleri değiştireceğimize inanıyor işin aslında ise yandaşlarımıza bazı imkânlar sağlamaktan öte bir şey yapamıyoruz.
Ensenize tokatı yersiniz
E siz rejimim çizdiği çerçeve de onlarla seçim oyunu oynamaya kalkar seçimim hiçbir koşulunun olmadığı bir yerde ”O şehri alacağız bu şehri Avrupa’nın incisi yapacağız” diye ortaya çıkar gerçeklere gözünüzü kaparsanız size gerçekleri en yalın biçimde önünüze koyarlar ensenize tokatı patlatıp giderler.
Bir defa ÇATI ve ZEMİN’in çöktüğü yerde belediyecilik yapılmaz.
Öyle ya devlet mali olarak havlu atmış durumda ortada para pul yok siz neyi yapacağınız iddiasındasınız canım kardeşim?
Devlet battı yahu battı bu ayan beyan ortada!
Her ay bankalardan 100 milyonlarca TL borçlanılıyor bankalar ihya edilip siyaset erbabı gara mersedeslerde gezip tozarken toplum da hızla fakirleşiyor.
Bunu artık sadece ben değil aklı başında her ekonomist söylüyor.
Bir daha yazayım.
ÇATI da ZEMİN de çöktü!
TL ve TC ile buraya kadar!
THE END!
BM, AB ve güç merkezlerine gidilmeli
TC’den şu kadar para gelecek masallarını geçin size o müjdeleri verdiklerinde daha da fakirleşeceksiniz bu kadar net.
Aktarılan paralar da görüldüğü üzere sizin üzerinizden burada kurdukları şirketlere aktarılıyor.
Burada doğru olan Boykotu yerel seçimlere de yaymak mücadele alanını genişletmek bunu BM, AB ve güç merkezlerine gidip anlatmak işgalciyi rahatsız etmektir asıl olan.
Karşınızdaki de size istemeden de olsa bu fırsatı veriyor size de bunu kullanmak kalıyor ama siz reel politik yerine sanal dünyada siyaset yapmakta ısrar eder onların çizdiği çerçeve de seçim oyunları oynarsanız dayak yemeye de yok olmaya da mahkûmsunuz!
Yaptırmazlar kardeşim
Varsayalım ki çok iddialı siyasi bir partimiz tüm belediyeleri aldı!
E yetkinin, iradenin, paranın pulun olmadığı bir yerde belediyecilik mi yapılır?
Artık belediyelerin yetkileri de ipleri de Ankara’nın elinde yeni yapılanmada Kayyum atama bile var ama bazı arkadaşlar ısrarla ”En azından AB projeleri var onları yaparız” iddiasındalar.
Yaptırmazlar kardeşim yaptırmazlar!
İşte gördünüz bir çırpıda kimseye sormadan IMAGINE projesini iptal ettiler.
Hiç kimseni kuşkusu olmasın ki diğerlerini de size yaptırmazlar.
Yapmak isteyeni anında vatan haini işbirlikçi diye yaftalarlar öylece kalırsınız!
Reel politika bize her alanda Boykot yapmamızı emrediyor ama siz seçim oyunu oynamak isterseniz size bir ders daha verirler ve eve gönderirler.
Başkan yardımcısı Fuat Oktay gerçekleri en net biçimde yüzümüze söylemiştir.
Daha bunu anlaman için sana ne yapmaları gerekiyor canım kardeşim?
Mesele reform değil rejim sorunudur
Bu ülkedeki sorun rejim sorunudur.
İşgal sorunudur.
İrade sorunudur.
Başkan yardımcısı Fuat Oktay’a önüne gelen kızıyor da ben ayni fikirde değilim.
Bence Fuat Oktay’a kızmak yerine toplum olarak teşekkür etmeliyiz!
Herkes gelişi güzel her şeye şükranlarını sunuyor da aslında TC başkan yardımcısı Fuat Oktay’a şükranlarımızı sunmalıyız.
Öyle ya bizim 48 yıldır başaramadığımızı o en yalın biçimde yüzümüze, gözümüze bakarak söyleyebiliyor işgal altında olduğumuzu bize çok net bir şekilde önümüze koyabiliyor.
48 yıldır bu topraklarda İşgal var diyeni aforoz ediyorlardı nasıl anlatsak kimse anlamak istemiyordu adam en açık şekilde anlatmış işte.
‘’Yurtta sulh cihanda sulh’’
10 Kasım Atatürk’ü anma gününde herkes Atatürk ilke ve inkılaplarını unutarak ulu önderi andı samimiyetsizlik paçalarımızdan aktı gitti!
Atatürk bize batıyı işaret etmiş hacı hocalardan tekkelerden uzak kalmamızı öğütlemiş en önemlisi ”Yurtta sulh cihanda sulh” demişti.
Biz ise 4 minareli yerleşkelere, saraylara kucak açarken başkasının topraklarını gasp etmiş malını mülkünü de el koymuş bir durumdayız.
Atatürk’ün söylemleri ile toplum olarak davranışımız hiç uyuşmuyor maalesef onun izinde gitmiyoruz tablo bu kadar açık.
Dün Yerleşke için avuçlarını patlatırcasına alkışlayıp bugün ”İzindeyiz Atam, laiklik bizim her şeyimiz” demeleri hiçbir samimiyetle de bağdaşmıyor samimiyetsizlik sağanak yağmur gibi paçalarımızdan akıyor.
Hatırlatalım, Atatürk ”Yurtta sulh cihanda sulh” demişti ruhu şad olsun!