Geçen hafta Brezilya sömürgecilikten kurtuluşunun ikiyüzüncü yıl dönümünü kutladı. Kolay değil; tam ikiyüzyıl önce Brezilya bağımsız hale geldi. Yaşananlar ise oldukça tarihi önemdeki yansıtıcılar gibidir. Hele yakın tarihin Brezilyası adeta kapitalist sosyalist eksenli birçok düşündürücü gelişmelerle doludur. Şimdi, yarın Pazar günü Brezilya seçimlere gidiyor. Özellikle başkanlık seçimi oldukça kuşkularla bekleniyor. Kamuoyu araştırmaları favoriyi işaret ederken “Lula” yine de şu andaki faşist başkan belsanaronun seçimi kaybetmesine rağmen, koltuğu vermeyeceği sözleri gerilim ile kuşkuların da seçim kadar, seçim sonuçlarına da odaklanmasını artırmaktadır. Kısaca, tam ikiyüzyıl geçmesine karşın Brezilya gideceği seçimde başkanın tutumuyla seçim sonuçlarının ne olacağı az da olsa belirsizliklerini de yaşamaktadır.
Yarın Brezilyada seçimler var. Faşist lider Belsanaronun dört yılı oldukça çalkantılı geçti. Aslında konuya siyasal bakışla yaklaşanlar için sürpriz yoktu. Bir faşist liderin ne yapması gerekiyorsa, onlar yaşandı. Zaten seçimi kazanan Belsanaro o süreçte dahi sgandalarla ve direk devlet müdahaleleriyle sonuca uğraştı. En basitiyle yargı aday karşıtını uydurma idiylarla hapse atıp resmen seçim dışı braktı. Öteki favori olacak olan sosyalist aday da öldürüldü. Nedense bu durum pek konu edilmez. Daha önce de başkan olan ve seçimi kazanan Rusef de uydurma nedenlerle görevden alınıp hapse gönderildi. Belsanaro böylesi dalaveralarla yönetimi ele geçirdi. Ordu destekli, ABD direk katgılı ve yargının da gerektiği andaki kısa katgısıyla Lulayı devre dışı ve Fransizkoyu katlederek başkanlık koltuğuna oturdu. Brezilyalılara tam bir faşist uygulama ve Neoliberal ekonomi hediye ederek dört yılını çaldı. Öyle çaldı ki pandemi dönemdeki tutumları kendi yandaşlarını dahi isyana çevirmeğe yetiyordu. Bu tutumuyla Amerikadan sonra Koronada en çok ölüm Brezilyada gerçekleşti. Amazon ormanlarına fatiha okumak için serbes katliyam kararları aldı. Ordu destekli birçok baskı gerçekleştirildi. Kamusal haklar darmadağın edildi. Kadına karşı tutumu ise tam bir gerici din görünümlü bakıştı…
Belsanaro şimdi seçime gidiyor. Merak edilen Brezilya Devlet kurumlarının tutumu. Sermayenin Belsanaronun ne kadar arkasında duracağı ve bunun koltuğu vermemesine dek desteğin devam edip etmeme bakışı önemlidir. Belsanaro şimdiden ordunun tümünü yanına çekmeği düşünüyor. Lulanın solculuğundan dolayı, saldırarak devletin sosyalist karşıtı duruşuna getirmeği deniyor. Ancak, en önemli merakla beklenen, ABD ve ingilterenin Belsanaroyu nereye dek destekleyecekleridir. Unutmayalım: Amerikada dahi Trumpun seçim sonrası meclisi işkal etmek istemesi ve sonrası, dünyada demokrasilerdeki sandık sonuçlarının da nereye kadar devam edeceği kuşkularını artırdı. Nitekim, Belsanaro direk koltuğu vermeyeceğini, şimdiden seçimlere hile karışma hazırlıklarına başlayıp, seslendirdiğine tanık oluyoruz. Aklımıza gelsin; Belsanaro da aynisini Trump deneğimi veya Hileri Klintın yaklaşımı deneğimine dayanarak tekrarlama ihtimalini artırma eylimelrine fırsat vermektedir. Bayan Klintın da en son Trump dahi seçim sonrası hileler olduğu açıklamalarını yaptılar. Trump daha ileri gidip Amerikadaki demokrasi kuşkularına katgı ayapar gibi resmen meclisi işkal eylemlerini resmen çağrı yaparak tetikledi.
Brezilya bu son gelişmelerle ve yapılan direk Belsanaro açıklamalarıyla sandık kadar sandık sonrası beklenti kuşkularının da seslendirilmesine zemin hazırladı. Brezilya gerek darbelerle gerek Belsanaro gibi kişilikerle devletin faşist geleneklerine yabancı değildir. Bunları gelip geçti. Genelikle de sol deneğimleri ya darbeler veya son olaylarda olduğu gibi uyduruk gerekçelerle yargı kanalıyla sonlandırıyor. Bunlar yeniden yaşanıp yaşanmayacağı da soru işaretlidir. Üstelik Lula bunun deneğimini de yaşadı. Yaklaşık uydurma gerekçelerle iki yıl hapsedildi. Sonradan Belsanaro atanmış adalaet bakanının kararıyla uydurma veya yumuşak şekliyle manüpüle veya naylon idiyalarla hapsedildi. Şimdi Lula bu deneyimle de bir önceki kazanması muhtemel seçimde yargıyla engelenen yeniden başkanlığı kazanıp kazanmayacağı ve devamında Belsanaronun ne yapacağı beklentilerle, ülke resmen dünya gündemine oturdu.
Eklemeden olmaz: Brezilyada devletin gerici baskı geleneği kadar, güçlü sosyalist demokratik muhalif toplumsal yapıları da vardır. Bu nedenle direnişler ile dirfenerek kazanmaları da epey birikimler oluşturdu. Lula daha rahat olma adına yardımcısınhı sağdan alması da dengeleri koruyup devlet içi bazı sermaye kesimini yanına çekme taktiği olarak seçim sürecine katdı. Bu yüzden sermaye ile fazla yakınlaşması da soldan bazı eleştiriler de almıyor değildir. Yine de Lula eski yaptıklarıyla kazanma şansı kamuoyu araştırmalarında epey yüksek görünüyor. Oy belirtmeyen veya dış sermaye müdahaleleri sonucu etkilenmeler ne derecede kayış getireceği çekimserliğini de eklemek mümkündür. Yine de Brezilya seçime gidiyor. İkiyüzyıl sonra onca bağımsız olma sürecinde nereye geldiğinin kanıtı da seçim dönemi siyasal aday profilleri ile seçim sonrasının pek de alışılmamış sonrasının tartışılmasıdır. Ama, ikiyüzüncü yılında Brezilyanın lideri Belsanaro. Bir faşit ve faşiştliğini sağlıktan çevreye her alanda damıtı. Devamında kazandığında ise devlet biçimi faşizmin kurumsal olarak nerelere gideceği de malumdur.
Bakalım: birkaç gün sonra bu beklentilerle gidilen seçimlerin sonuçlarını nasıl konuşacağız.
yazarın tüm yazıları:
Özkan YıkıcıYarın Brezilya’da seçim var – Özkan Yıkıcı
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin
"Gündem" yayınlarını izleyin