yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSantrallerden çöplere, zehirlenirken - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Santrallerden çöplere, zehirlenirken – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Birkaç gündür, Lefkoşada nefes alamıyoruz. Hava oldukça kirli kokular saçıyor. Bulanık ve bulutlu dalgalı şekilde yaşamak zorunda kalıyoruz. Elbet Teknecik veya Aksa elektrik santralerin filtresizliğinden kaynaklanmıyor. Yeni K. Kıbrıs gerçekleri, bizi zehirlenme konusunda başka bir araçla karşılaştırıyor. Çöp! Gingör çöplüğündeki yangının sonucu yükselen zehirli hava Lefkoşanın içine dek geldi. İnsanlar pencere aşmakta zorlanıyorlar. Fakat, gerçek değişmiyor: Lefke veya Mağusada yaşanan çöp yangınları bu defa resmen Gingör çöplüğü ile Lefkoşa sokaklarına dek zehirini saçmaya devam ediyor. Buda, K. Kıbrısın yeni sistemsel çöküşün yeni versyonu olarak yaşatılıyor. Tepki mi: her zamanki gibi “sıfır” derecesinde. Sadece yerine göre şikayetnamelerle yetiniliyor.

****

Lefkoşada zehirlenme ile başbaşa yaşarken, acaba dedim: kaderimiz mi sorusuna hiç takılmadım. Her sonuç nedeniyle baştan beri bağıra bağıra yaşanarak sonuca doğru geldi. Nasıl ki senelerdir Teknecik ve Aksa elektrik santraleri çevresinde yaşayanlar ve bacalardaki kirli havanın solunmasına rağmen tepkisiz kalıp normal şekilde yaşıyorlarsa, aynen son günlerde Lefkoşa ve çevre halkı da sadece sohbetlerde sıkıştıklarını söylemenin ötesine geçemedi. Buda klasik Kuzey Kıbrıs sisteminin “başarılı kitlesel uyutma” algısının sonucudur.

Teknecik senelerdir ta kurulurken başlayan zehirleme dönemiyle hayatını sürdürüyordu. Fitre nedense takılmamakta direniliyordu. Bölge insanına binbir sağlık sorunu yaşatmasına rağmen, yaşatanlara oy vererek de ödüllendirdiler. Hep Para yok deniliyordu. Alışılan teslimiyetin zehirlenme versyonu kanıtsandı. Oysa sadece son dönemde yakıtsız ihalelerle bükülen yüzmilyonlarla ifade edilen parayla birçok fitre takılırdı. Ama, son ihalesiz ihale vermelerle de yaşandığı gibi, Bizim çocuklar ile işbirlikçi yandaşların asronomik rakamlarla yakıt getirerek bölüşmenin tadını yaşıyorlar. Daha kötüsü, getirilen yakıtın da kirli drecesinin yüksek olmasıyla, yükselen santral dumanının da daha sert zehirleyici olması da işin cabasıdır.

Tekrar edelim: sadece birkaç aydır ihalesiz verilen yakıt getirme ile aradaki Y.Y düzeyindeki cepe indirme paralarla resmen bir dğeil birkaç fitre takılırdı. Demek ki sorun para değil de seçenek meselesidir. Hele ihalesiz getiren bizim çocukların ihaleye çok daha düşük ihale miktarı vermesi de itirafla alay etmenin de adeta oynunu oynuyordu.

Elektrik dünyasından bölgesel zehirlenme süreci tekrarlana tekrarlana alışılmışken, son dönemde yeni çöpler zehirlenmeleri de yaşanmaya hıza geçildi. Nitekim, daha geçenlerde Lefke çöplükteki yangınları yaşarken, şimdi de en büyük Gİngör çöplüğündeki yangınla karşı karşıya kaldık. Üstelik de özeleştirilen çöplük gerçeğini de eklemek şart. İnsanlar zehirlenirken, nedense hala bir protesto dahi yapmadı. Karşılaştıkları sorundan sorumlu yetkilileri dahi eleştirmekten kaçınıyorlar. Ama, Gingör çöplüğü yanıyor. Zehirler bulutlaşıp Lefkoşanın içine dek geldi. Nefes alma zorlaıyor. Yine de durum normal.

Çöplüğün parasını AB fonundan olduğunu da ekleyelim. Aklıma hemen Rahmetli Zeki Beşiktepeli geldi. Zeki Beşiktepeli ısrarla adadaki nifusu hesaplarken tüketilen çöp oranını da kulanıyordu. Yaptığımız bir prokramda sohbet ederken, hoca AB kontrolunda kurulan Gingör çöplüğü için şu basit soruyu sordu: “hangi nifus sayısına göre yapıldı. Çöp miktarı yaşayan nifusla orantılıdır” diyordu. Hocaya göre hesaplanan resmi nifus ile gerçek nüfus arasında oldukça uçurum vardı. Bu nedenle Gingör çöplüğüne on değil yarısı kadar zaman biçtiydi. İnanmayan Ratyo mayıstaki prokramlarıma baksın. Öğretmen sendikasındaki sohbetlerimizi hatırlasın.

Demek ki, çöplük arıtması veya başka amaçlı kurulurken nifus sayısına göre tüketilen çöplere göre hesaplanır. Belli ki K. Kıbrıs bu konuda hep sınıfta kalıyor. Çünkü, kendi yöneticileri dahi kesin nifusu bilmiyor. Bilmediği ve bir miktarı gizleme nedeniyle düşük nifus söylenip hesaplanması sonucu da yapılan kuruluşlar da daha az zamanlı görev yapacağı da anlaşılmaktadır. Zeki Hocayı da rahmetle anmış oluyoruz. Nitekim hoca tüketilen su veya çöp miktarıyla Kuzey KIbrısta milyonun üstünde insanın yaşadığı sonuca geliyordu. Bu durumda ayni durum elektrik kurumu veya öteki hizmetler için de geçerli. Hele de eğitim ve sağlıkta daha acildir. Siz düşük nifus hesabıyla yatırım veya tetbir alırken, gerçek nifusun daha yüksek olma sonucu bu yatırımınızı yetersiz hale kolayca getirir. Ayni tehlike elektrikte de hep yaşanmıyor mu? Örneğin bol miktarda öğrenci yığarken, kaçak simgeli onbinlerce insan çalışırken, bunların planlanan kurumlara yansıtılmamasıyla, daha baştan tıkanışın da oluşması kesindir.

***

Girne çöplüğü yanıyor. AB hesaplarına göre on yıllık ömrü vardı. Fakat yarısında yapı yangınla karşılaştı. Belli ki hem plansız hem de nifusun miktarı yanlış konuldu. Bedeli mi, Lefkoşalı ve çevresi nefes alamayacak derecede sıkışmasıdır. Havadaki kapalı puslu şekil ile bulaltan nefes borusuna giren kokuyla gayet normal davranmak da Şanlı K. Kıbrıslı Türkün kendi duruşunun yeniden üretilmesidir. İnanmayan gelsin ve Lefkoşada yaşasın.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin