Son aylarda işkal altındaki Filistinin Batı Şerya bölgesinden yeni örgütün haberleri gelmeğe başladı. Özellikle, yapılan eylemlerle alışılmış Filistin örgütlerinin dışında yeni hareketti. Türkçeleşmiş esas adı “Filistinli aslanların in yatağı” olarak isimlendirilmektedir. Kısa adıyla da Filistinin aslanları olarak siyasal askeri eylemleri üstlenmektedir. Gerçi, bizim memleket bu tür haberler oldukça yabancılaşmadan da öteye varan düşünceğe çoktan geldiği için, brakın Filistin gelişmelerini, Filistin sorununu dahi tam gerçeği ile bilen de pek yok. Oysa Ortadoğunun temel kangrenleşmiş sorunu bölgeselik ötesine gelip dünya emperyalizmin önemli utanç belgesi olarak hala sürdürülmeğe ve tüketilip yerlebir edilmeğe devam edilmektedir.
Filistin eskiden çok duyuldu. Duyulmanın da ötesinde destekleme eylemleri, dayanışma bildirileri, acılarını anlatan bilgiler özellikle sol kesimde çok duyulurdu. Tartışılıp ortaklaşan acıların gelecekte çözümü üzerine kafa patlatılıyordu. Fakat, sosalist hareketletrin gerilemesiyle de Filistin sorunu gündemden adeta sildirtildi. Ortadoğu konuşulmasına rağmen temel sorunu olan Filistin sadece ihtiyaç anında kelimesel kulanımda brakılıyordu. Ayni şekilde Filistinin özellikle Elfetih yönetim kesimi de resmen teslimiyete geldi. Hamasın durumu birbaşka hikayedir. Ama, Filistin sorununa yeni yeni yükler eklendi. Doğu Kudüs resmen İsrail tarafından ilhak edildi. Gazle bölgesi dilendiği anda füze yağmuruyla katliyamlar gerçekleştiriliyor. Batı Şerya ise resmen yeni yerleşimlerle adeta kuşatılmış hapisane şekline çevrildi. Oysa bizim de kaçış politik esrumanımız olan B.M. parametre veya kararlarına göre Batı Şerya Gazle ve Doğu Kudüste bir filistin devleti kurulacaktı. Oslo anlaşması dahi gerçekleştirildi. Ama güç ve silah dilediğini gerçekleştirdi.
Özetlediğim kısa koşullar sonucu Filistin Elfetih Hamas ikilemine sıkıştırıldı. Gazledeki Hamas ve öteki örgütlere karşı arada füzelerle önemli yıkımlar gerçekleştiriliyor. Artık, öldürülen Filistinliler haber değerinden de koparıldı. Çünkü, Filistin sorununu unuturup ilhaklarla adeta duvarlar arasında kuşatılmış kasabarla mülteci kamplarına çevrildi. Filistin dışındaki milyonlarca Filistinli ise sosyalist hareketlerin yenilgisi veya etkisizliği sonucu tamamen defterden silindi. Bunları konuşan dahi yok. Arada duyulan Filistin konusunda dahi isimleri artık yok.
Tam da bu koşullar normalleşip konu unutturulurken, Batı şeryanın Nablus kentinde yeni bir hareket duyuldu: Filistinin Aslanları… Bunlar eylemleri ve askeri saldırı davranışlarıyla yankı buldular. İsrail telaşlandı. Hemen toplanıp bildiği kurucuları katleti. Fakat, örgüt hiyerarşik yapısı olmaması ve hücresel veya daha dar davranışlı eylemler yapması sonucu, kolay kolay önemli kesimi ele geçirilemiyor. Bilinenlerin de adeta oldukça az. Filistinin Aslanları Gazlede değil de Batı Şeryada harekete geçmeleri ise sadece israili değil Batı Şeryadaki Filistin teslimiyet yyönetimini de telaşlandırdı.
Gözlemciler, senelerin yüklediği sorunlar ve çaresizlikler, var olan örgütlerin gereken karşılığı verememesi ile siyasal tıkanıştaki arayış sonucu böylesi bir hareketi Filistinlilerin oluşturulduğu inancı yaygındır. Özelikle öldürtülen İsrail askerleri veya bazı dar ama ses getiren eylemler sonucu, halk arasında da senpatizanlarının yayıldığı bilgisi de geliyor. Fakat, onca Ortadoğu lafazanlarımız bu konuda pek bir yazılım yapmadı. Bu konuda Türkiye de ayni durumda. Sadece Ortadoğuyun doğru incelemeğe çalışan bazı yazarlar olyın haberini, yorumunu ve özellikle telaşlanan İsrail devleti ve Batı Şeryadaki yönetimin durumlarıyla birlikte eldeki bilgielrle yorumlamaya çalıştılar. Musa Özuğurludan Fehim Taştekine varan Ortadaoğu uzmanları olayı kamuoyuna duyurdular. EN azından benim elime bilgi gelmesine yardımcı oldular.
Şimdi, özellikle Batı Şeryada Filistinin aslanları örgütü adını duyurtuyor. Örgütlenme şekli nedeniyle kısa zaman diliminde fazla darbe alamadı. Bilinmeyenleri ve tahminler arasında hareketini sürdürüyor. Bu konu bize önemli ders de veriyor: baskıcı, işkalci koşullar nekadar yerleşip politikalarını sürdüryorsa da eğer direniş ve karşı çıkma varsa, yaşananlar kendine has örgütlenmesini de yaratır. Filistin tarihi bu konuda oldukça zengindir. Teslim olunsa da sistemle uzlaşsılsa da yine acıların tepkisi, öfkenin hıncı yeni bir alan kendine açar. Bunlar Filistin sorunu çözülmeden ve kendi vatanlarında özgür olmadıkça bitmiştir denilen aşamada yeni yapıların çıkması da kaçınılmazdır. Amerika ve ingilterenin Ortadoğuya armağanı olan Filistin kangreni konuşulmasa da direnmelerle hala hayat vermeye devam ediyor. Son Filistin aslanların konusunda elimizde az bilgi olsa da kocaman israili dahi telaşlandırıyorsa, demek ki güçlü devlet bazen halklar karşısında korkmaya devam etmesinden de kurtulamaz.
yazarın tüm yazıları:
Özkan YıkıcıFilistinli aslanlar – Özkan Yıkıcı
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin
"Gündem" yayınlarını izleyin