Kıbrıs iktibasNidai MesutoğluFaşizmde yalan söylemek yönetenlerin yöntemidir – Nidai Mesutoğlu
yazarın tüm yazıları:

Faşizmde yalan söylemek yönetenlerin yöntemidir – Nidai Mesutoğlu

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

“Birine 40 gün deli derseniz deli olur” diye bir atasözümüz vardı. İlk bakışta gülüp geçersiniz. Atalarımızın bu sözü neye dayanarak söyledikleri belli değildir. İnanmazsınız böyle bir şeyin olacağına.
Psikolojide bu durumun doğruluğu kanıtlanmıştır. Tabii ki bunun kanıtı olarak insanları deli etmemişlerdir. Yapılan sürekli tekrarın insanın ikna edilmesine yol açtığı görülmüştür. Bu bilimsel bir gerçektir.
Tekrarlamanın insan üzerindeki bu etkisi günümüzde en çok reklamcılıkta ve politikada kullanılır.
Politikacılar insanlara kabul ettirmek istedikleri düşüncelerini sürekli tekrar ile kabul ettirirler ve inandırırlar.
Almanya’daki NAZİ döneminde Hitler’in propaganda bakanı olarak Joseph Goebbels radyo televizyonlarda tekrar ettirdiği düşünce ve görüşlerle büyük kitleleri inandırmayı başarmıştı. Bu sayede Führer’e büyük sadakat oluşturmuştu.
Baskıcı faşist rejimlerin en çok başvurdukları yöntem hâlâ budur. Bu yolla insanlar gerçekleri öğrenme yerine uydurulmuş yalanlara inandırılarak yönetime güven duymaları sağlanır.
Goebbels’in bir başka özelliği de yalan haberler yaymaktır. Bu haberler sürekli tekrarlandığında inandırıcı oluyordu. Hatta Goebbels’in meşhur sözü vardır: “Yalan ne kadar büyük olursa inananlar o kadar çok olur”
Osmanlı döneminde 2. Abdülhamit’in uyguladığı yasaklar döneminde İstibdat dönemi denir. O kadar sıkı yasaklar konmuştu ki bugün bunlara akıl sır erdirmek zordur.
İnsanların birbirlerine şüphe ile baktıkları, birbirlerini jurnalledikleri bir dönemdir. Abdülhamit elinden saltanat alınacak diye korkardı . Bu nedenle günlük hayatta kullanılan bazı sözcükleri bile yasaklamıştı. Örnek olarak: Takta kurusu” sözcüğü de yasaklar arasındaydı. Bunun sebebi insanların “tahtın kurusun” anlamında beddua etmelerini engellemekti.
Türkiye’de seçimlere bir yıldan zaman kaldı. Bütün siyasi partiler yeni seçimlere hazırlanıyor. Erdoğan rejimi ve onun destekçisi MHP bu düzenin devamı için hazırlanırken diğer siyasi partiler farklı ittifaklarla bu rejimin bitmesi için çalışmaktadırlar.
Saray’da İletişim Başkanlığı rejimin propaganda bakanlığı gibi çalışmaktadır. Yandaş medyayı kontrol altına almış olmaları yetmemiş olacak ki özellikle muhalif medya ve internet üzerinden yayın yapan sosyal paylaşım sitelerini ve burada yazılanları kontrol etmek cezalandırmak için yasayı geçirdiler.
Muhalifler tarafından bu yasa sansür yasası olarak adlandırılırken iktidar yasanın adını “Dezenformasyon ile Mücadele yasası” koydu. Yas meclis çoğunluğu nedeniyle geçti.
Bu yasaya göre “ halkın yanıltıcı bilgiye alenen yayma suçu” işlediği saptanan kişi 1 ile 3 yıla kadar hapis yatacak.
Yalan haber de bu kapsama girer. Oysa yukarıda da belirttiğim gibi baskıcı rejimlerde yalan haber yapmak ve bunu sürekli tekrarlamak bu yöntemdir,
Bu durumda “Faşist yönetimlerde yalan söylemek sadece iktidarın hakkıdır.” Sonucu çıkmaktadır.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
318AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin