Şili hem yakın tarih hem de en yakınen geçen haftaki anayasa referandumuyla, bize çok önemli dersler vermektedir. Aslında, sosyalizme giden yolun nedenli güç kayalarla kapatılmak istendiği yerel örneği Şili desek yanlış olmaz. Nitekim, 11 Eylül Alyendeye karşı yapılan askeri darbenin yıl dönümündeyken, bize neden sosyalizme barışçıl geçişin yaptırılmadığının önemli yaşanan deneğimini sunmaktadır. Yine ayni darbede Alyende devrilirken, ayni zamanda dünya Pinoşetin darbesiyle ikinci öğretilere de tanık oluyordu: “Neoliberbaleşme” Fritmanın teorisi Şilide askeri darbenin kan gölünde yaşama sokuluyordu. Böylelikle dünya Şiliden iki örnek yaşadı: Barışçıl geçişe başta ABD ve dünya sermayesi Şili ordusuyla izin vermedi ve kanlı tarihi asgeri darbeyi gerçekleştirdi. İkinci atılan adım ise Kapitalizmin krizi sonucu yeni uygulama olan Neoliebraleşmenin de labratuvarı olarak Şilide uygulanmaya başlandı. Kaçınılmaz olarak Şili bu yaşananlarla dünyada örneklem ülke olarak özellikle sol kesimde hep tartışıldı. Hele barışçıl yol ile seçilen Alyendenin darbeyle devrilerek ölünü, tarihi simgesel karakterislik özelikle yaşama kazıldı.
Yıl 1973 olup 11 Eylül günüydü. Dünya önce Alyendenin direneceği sesini ve sonra sarayda öldürülmesini veya ölümünü duydu. Bu bir anlamda o dönem için sanki normal gibi gelenler de oluyordu. Hele de Türkiye yeni yeni 12 Mart muhturasından çıkıyordu. O dönem dünya solu Şiliyi hem barışçıl geçiş hem de neoliberaleşmeyle oldukça konuştu. Bazı tartışmalarda beklenen darbeye karşın direnişin örgütlenememesi de sorgulandı. Sovyetlerin de ABD ekseninde olma gerekçesiyle müdahil olmaması da ok konu edildi. Değişmeyen gerçek, sistemin Şilide seçilse de sosyalizme tahammül edemediğidir. Darbeyle devirip en kanlı katliyamları da gerçekleştirdi. Jaranın katledilişi ise cuntanın sanatsal katletme yöntemi olarak tarihe geçti.
Şilinin darbe yıldönümündeyken, geçen haftanın tartışmasının yankıları da hala sürüyor. Tabi ki K. Kıbrıs haricinde. Güney Kıbrısı da eklesek, yanlış olmaz. Birçok ilerici ve aydına göre dünyanın en ilerici anayasasının ret edilmesi yeniden Şilinin de tartışılma eksenine girmesine neden oldu. Üstelik önceki yazılarımda da ısrarla belirtiğim gibi, halk direnişiyle kurulan kurucu meclisin hazırladığı gayet geniş özgürlükler içeren, kamusal haklar getiren anayasa olmasına karşın ret edilmesi de başka önemli derslerin acı içirilme şeklini bize yaşatıyordu. Böylelikle Şili daha referandum soğuk duşunun etkisi kaybedilmeden, tarihi barışçıl geçişin darbeyle engelenmesi ve Alyendenin ölümüyle gelen güne ulaştık. Bize zengin Şili tarih ile güncesinin bütünleşmiş fotoğrafını karşımıza getirdi.
Bir başka önemli nokta da şu: Şili darbesiyle Neoliebral sürece girildi. Oysa bu günlerde Şilidekin referandumla da işaret edilen, sistemin Neoliberal tıkanışının yaşanıp siyasal seçeneğinin olmadığı kağosta bulunuyoruz. Bunun da Şili gelişmeleriyle tarihi Neoliberalizmin başlanıp nerelere gelindiğinin bir kesitiyle buluşuyoruz. İyi olacak denip de kamusal her kurum özeleştirilip dış sermayeye serbas dolaşım getitrilmesine karşın şimdi bunun daha derin eşitsizliklerle karşımıza kriz adıyla gelmesi tesadüf değildir. Şili bunları yaşayarak şimdi darbeyle yok edilen en basit suyun, eğitimin, sağlığın kamusallaştırılması talebi karşılık bulmaktadır. Halk dalgasının olmasındaki ulaşım zam ile eğitimdeki paralı gerçeği sosyalizim dışındaki neoliberalizmin nedenli tahribat yaptığını da göstermektedir. Tüm bunlar yetmişlerde bol bol tartışıldı. Biz Neoliebraleşmenin ve daha somut 24 Ocak kararlarının ne olduğunu anlatırken, şili örneklerini çok kulandık. Bunlara olmaz diyenler ise şimdi olduğu zaman nasıl teslim olduklarını da gördük. Yaşam bize böylesi dolu dolu dersler verdi.
Kısaca, Şili darbesinin yıl dönümündeğiz. Ne tesadüf, ayni zamanda Amerikadak ikiz kulelerine yapılan saldırıyla yeni Stratejik emperyalist Ortadoğu projesine de tetikleme olan günle çakışıyor. Tarihin cilveleri ve günümüz sonuçlarını ise Şilide sanırım en iyi yakalarız. Seçilmesine rağmen sosyalizme izin vermeğip katletmelerle dolu bir yeniden Neolibraleşme ve geçen hafta en ilerici anayasayı bazı tereddütler ve bilinsizliği kulanp koru sonucu ret çıkan anayasa. Yaşam işte öyle bir şeydir. Örgütlü ve dirençl olmanın gerçeği yeniden yaşamla zorunlu kılınıyor.
yazarın tüm yazıları:
Özkan YıkıcıTarihi ve günümüzle Şili örneklemi – Özkan Yıkıcı
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin