Liseli hareketiyle başlayan ve devamında sendikalardan öteki örgütlerin direnişiyle genişleyen Şili sosyal siyasal değişim yükselişi devamını da getiriyordu. Bir yandan seçimlerle sol aday Boreksi başkan yaparken, öte yandan önce referandumla anayasa değişimine karar verilip, sonra bunu gerçekleştirmek için kurucu meclis te kurdurtuldu. Hem de Y.80 cıvarında büyük oy desteği ile. Başkanlık sonrası beklenen yeni anayasa idi. Böylelikle Pinoşet anayasasının da bitirilmesiyle, Şili yeni bir sürece girecekti. Elbet, ilk Neoliberal deneğim ülkesi Şilideki bu son yıllardaki gelişmeler, başka ülkeleri de etkilemesi kaçınılmazdı. Sermaye kesimi ve başta dış ABD çevreleri ilk adımlarda yetersiz kalıp geri adımlar atılmasına neden olurken, sonradan bunu toparlamaya giriştiler. Çünkü, ufak değişimlerle sistem içi kalma ile dönüşümle yeni dünyaya doğru gidiş ayni değildi. Kitlelerin psikolojik dengeleri vardı. Son anayasa referandumunda bu gerçeklik kulanıldı.
Geçen haftaki bir yazımda Şilideki son gelişmeleri özet olarak yazdım. Yeni anayasa içeriği ile kırılma tehlikelerine dokundum. Kısa makalede olabileceği kadar yazmaya çalıştım. Aslında tereddüt veya kuşkunun yanında korkutma da girince, hele kırılmalar da olunca, yükselen ivmede tökezleme getirmesi muhtemeldi. Nitekim yakalşık Y.80 oy destei ile hem anayasanın tümden değişimi hen de kurucu meclis oluşturan ahali, sunulan anayasayı hem de Pazar günü Y.60 cıvarında oyla ret ediyordu. Hem değişim isteyen hem de ret verme ikilemi yaşandı. Söylenen ve yazılan gerekçeleri geçen yayzıma tıpatıp uyması da tesadüf değildir. Bu arada şunu da öğrendik: özellikle yeni başkan Boreksin öğrencilerin kamusal eğtim için sokağa çıkmasını biber gazıyla karşılaması ve verilen söze , konulan anayasa yeni kuralına karşın yerli halkların toprak durumuna karşı çıkıp olağanüstü durum ilan etmesi oylamadaki tereddütleri artırdı.
Şilide hafta sonu yapılan anayasa referandumu epey oy farkıyla ret edildi. Bu dönüşümdeki duraksamayı getirdi. Yeniden oluşacak anayasada mutlaka bazı önemli ilkeler olmayacak. Örneğin, Şilinin çok uluslu ibaresi bence pek de olması beklenemez. Çünkü, hayırdaki destek durumunda yerli halklara verilen eşitlik ve toprak durumuna içerleyenlerin ve tek tip ulus düşüncesinin de katgısı vardır. Aynen kadınlar konusundaki tereddütler gibi.
Refarandumda can alıcı nokta, Boreksin referandum sürecindeki anayasa destekleyicilerine karşı belirli kesime koyduğu tavır etki yaparken, tersinden de şu bütünleşme oldu: Kilise dini kulanarak sermaye bazı bilinmesliklerle kuşkular yaratarak, sağ eksen ırkçılık ile yaklaşarak, KOmonizim damıtması ile mülkiyetin el konulma korkutmaları belli ki etkili oldu. Hele yerli halklara eşitlik konusu ile tek ulus olma düşüncesi epey kuşkularla korkularda tavır değiştirildi. Sermaye ve sağ şu noktada da karşılık buldu: “doğrudur, anayasa yetersizdir. Ancak, tümünü değil de yanlış olanları düzeltelim” diyerek tümden değişime karşı zayıf noktadan etkilemeği başardı. Çünkü, birçok kesim bazı noktalarda tereddüt veya resmi idoloji nedeniyle korkuları vardı. Bunlar gayet güzel kulanıldı. Bir de buna Boreksin de net şekilde dğeişim yanlısı gibi durmaması da siyasal boşluğu artırdı. Teredüt ve korku her zaman sisteme sarılmayı ve olanla yetinmeye dek sizi çeker.
Halbuki, Şili yeni anayasasında ilk defa yerli halklara haklarını ve yurtaş olmanın eşitliğini verirken, kürtaja dek varan kilisenin etkinliğini kıran ilkeler vardı. Kamusalaştırma ile eşitliği, Eğitimden Sağlığa sağlama temel hakını getiriyordu. Kadınlara eşitlik temelinde birçok yeni haklar veriyordu. Demokatikleşme ile örgütlerin de katılımcı yönünü artırıyordu. Senatoyu kaldırıp yerel meclisler yapısını getiriyordu. Bu ilkeler dahi oluşan sosyal dalgada kırılganlık yaratıp aynisine doğru evrimleşmeği engeleyemedi. Hele Boreksin kayış çizgisi de oldukça olumsuzluklar getirdi. Böylelikle Y.80 oy destekleriyle geçilen yol, anayasa referandumda takıozla yolu kesildi. Neoliberalizmin kurumsal kalma yönelişli sonuç çıktı. Şimdi bakalım ayni kurucu meclis, hayır oyundan sonra yeniden nasıl bir yeni anayasa oluşturacak sorusuyla beklemeye başladık.
Şili herzaman örneklerle bize çok ders verdi. Son anayasa referandumu da belirli dersleri karşımıza çıkıp sıraladı. En ufak tereddüt ve kendi içinizdeki kırılma alınan tüm yola takoz konulma tehlikesini getirmektedir. Kitlelerin var olanın değişmesine odaklanması ve yeni kurallrı kolay özümlemesi zordur. Tepkilerin olması sonucu iş değişime gelince de nasıl takoz konulma tehlikesini, şilide yaşadık. Hem de kazana kazana gidilirken, bir andaki noktaya gelince duraksama dersini doğru okumamız şart.