Türk Dil Kurrmu sözlüğünde anlamını bulamadım. Google çeviride Türkçe karşılığu olarak suflör yazmakta.
Yine Google’de araştırmamda anlamını elektronik suflör olarak vermektedri. Bak şu işe ne “elektronik” sözcüğü ne de “suflör” sözcüğü Türkçedir.
O zaman ben anlatayım:
Televizyonda haber okuyucuları, bir takıntı olmaması için hazırlanan metni karşıda ekranda görmekte ve buradan okumakatdırlar. Izleyici bunu göremez.
Son zamanlarda miktofon karşısında yapılan konuşmalarda yine aynı gerekçeyle konuşmacı hazırladığı veya hazırlattığı metni bu ekrana bakarak okur. Kameranın görüş alanine girmeyen bu elektronik cam ekran görünmez. Siz bunu konuşmacının bir saga bir sola dönerek konuşmasından anlayablirisniz.
Tayyip Erdoğan.
Gençliğinde yaptığı konuşmalar nedeniyle dinleyicilerini coşturudu. Bu konuda iyi bir hatip olduğunu herkes Kabul eder.
Yaş ilerledi. Eski konuşma kabiliyeti yok. Buna çare olarak konuşmalarını saraydaki görevliler hazırlar. Belki önceden gözden geçirir ama konuşma metnini bu elektronik camdan okur. Böylece pot kırma, yanlış mesaj vermenin önüne geçme hedeflenir.
Buna en güzel örnek zamanın başbakanı Binali Yıldırım için hazırlanan konuşma metnini arşive kaldıran İletişim Başkanlığı dört yıl sonra arşivden çıkararak Erdoğan’a okutmalarıdır. Kelimesi kelimesine aynı olan bu metin bana Aziz Nesin’in Garba Açılan Pencere öyküsünü hatırlattaı. İnternette bulup okumanızı tavsiye ederim.
Erdoğan buna rağmen bazan yazılı metnin dışına çıkar ve o zaman kendine has üslübunu kullanır.
Ersin Tatar’ın ilk prompter le tanışması Ankara’ya çağrılıp Erdoğan ile ortak basın toplantıdsı yaptığı gün olmalı. Oradaki metin de büyük ihtimalale Sarayda hazırlanmış ve promptere yüklenmişti. Hani Maraş’ın açılmasıyla ilgili karar aldıklarını Erdoğan Tatar’a söyletmişti ya işte o konuşması.
Ersin Tatar politikaya başladıktan sonra konuşmalarında epey ilerleme kaydetti. Mikrofonu alınca yazılı metin olmadan dakikalarca konuşur. Bu konuda en büyük yardımcısı :”Anavatan Türkiye sevgisi ve Anavatan yetkililerine teşekkür arzusudur “ Konuşmasının anafikrr etrafına biraz da ecdat , vatan Türklük eklenince konuşma bitmez. Uzar da gider.
Her konuda Tatar’a yardımcı olan Erdoğan rejimi sanırım bu konuyu atladı. Cumhurbaşkanlığı’na bir promter hibe etmelidirler diye düşünüyorum. Bu şekilde önceden hazırlanan metin yanlışsız ve özüne bağlı kalarak konuşmaya dönüştürülebilir. Pot kırma olasılığı çok azalır.
Tabii ki promterle de bitmez . ne yazık ki “danışman” adı altında saraya alınanlar bu görevin sadece saray soytarılığı olduğunu sanıyorlar. Oysa metin yazma başlı başına büyükve çok önemli bir iştir. Türkçeyi çok iyi kullanabilen , siyaset terminolojisini ve diplomasiyi bilen bir olmalı.
Bütün bunalr olamdığı zaman bir konuşmada söylenilen sözler veya yazılı açıklamalar farlı anlamlara yol açar. Ondan sonra da ayıkla pirincin taşını:” Ben onu demek istemedim. Benim konuşmamın bir bölümünü cımbızlayarak aldınız” gibi savunmalar başlar. Hatta yapılan haklı eleştiriler “Cumhurabaşkanı’na hakaret” olarak değerlendirilir.
İşite tüm bunlara fırsat vermemek için iki şey önemli. Promterden konuşma ve iyi bir metin yazarı.
Her şeyi “Anavatandan bekleyen” zihniyet yeter ki istesin. Hemen gönderirler.
yazarın tüm yazıları:
Nidai MesutoğluPrompter – Nidai Mesutoğlu
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin