Suriye konusu son yıllarda iyice değişik açılardan tartışılıyor. Tartışılıyor da sonuç yok. Birçok ülkenin ya direk işkaleri veya öteki müdahale aygıtlarıyla Suriyenin içinde hegemonya kurma mücadeleleri vardır. Türkiye cumhurbaşkanı kendi siyasi otoriter devamlılığı adına hem de Yeniosmanlı hesaaplarıyla yeni toprak elde etme iznine takılıyor. ABD çaktırmadan kalıcılaşma rolunu zengin petrol kaynakları üzerinde deniyor. Rusya Suriyeyi kaybetmeme ve kalıcılaşma stratejisini devam etirme peşinde. Bu arada birçok dünya gerici faşist milisler de batı emperyalis kesimlerin adına başta idlipte yeni Emirlik adıyl tutunma peşinde. Bunu da en direk savunan da türkiye olması tesadüf olamaz. Böylesi karışık Suriyede herkes birşeyler söylüyor. Kaybetmeme ve kazanma yelpazesinde dans ediyor. Esat ise oyunu denklem üzerinde kayarak oynuyor. Oynuyor da gücünün sınırlı olduğu da kesin. Nitekim, tüm çabasına karşın hala ülkenin hem güney hem de kuzey yörelerindeki dirak işkaleri dahi dünya kamuoyuna direk gündemleştiremiyor. Hele de Güneydeki Golan tepelerini İsrail tüm B.M. kararlarına karşın, ilhak etiğini açıklamaktan çekinmiyor. Ne garit gelecek politik gündem eksikliği ki Suriye tüm yönleriyle konuşulur gibi olsa da israilin ne işkaleri nede ikidebir Şamı dahi vurmasını kimse dilendirmiyor. Tam aksine israile dokunmaktan kaçınılıyor. Esat ise onca düşmanla uğraşırken, bir de israili direk gündeme taşıyacak politik gücü de ne yazık yoktur.****
Son günlerde yine Suriye konuşuluyor. Şişirilmiş haberler veya birilerinin politik oyunu sonucu yine gerçekler örtülüyor. Kimi kalıcılaşma kimisi de daha fazla avavnta alma adına bu girdapta altın arayan işkalci kaçaklar gibidirler. Bu arada yeniden İsrail füzeleriyle Şam hava alanını ve bazı çevreleri vurdu. Ölenlerin olduğu bilgileri de peşinden geldi. Fakat, onca konuşulan ve geleceği için sözde tartışılan Suriye, bu keyfi ve resmen tehtit veren saldıryı haber dahi yapmayan çok beslendiğimiz batı medyası vardır. Sakın siyasileri sormayın. Onlar duymazlığa konuyu çoktan sağırlar diyaloğuna teslim yaptılar.
Bir başka paradoks da şu: diğer konularda Suriyenin yanında olan Rusya, nedense İsrail cepesine hiç dokunmuyor. Aksine onlarla anlaşarak Suriye politikasında bazı düzenlemeler yaptığı de bilinmeyen bir şey değildir.. Daha da kötüsünü söyleyelim: Suriye devletinin ısrarla istediği gelişmiş hava savunma füze sistemini de vermiyorlar. Bazen İsrail saldırıları durumunda hava savunma Rus sistemlerinin açılmadığı bilgileri de geliyor. Bir anlamda, Suriye İsrail ilişkileri ile Rusya İsrail ilişkilerindeki önemli farklılık, askeri yardım ile öteki birlikteliklerle oldukça çelişiyor. Sadece İsrail saldırıları konusunda direk tavır iran tarafından alınması da herhalde tesadüfün ötesinde bir gerçeklik olduğunu anladınız.
Sık sık görülen israilin Suriyenin hem de Şam çevresine, hava alanına füze yağdırması bir kez daha gerçekleştirildi. Bu ne B.M. toplantısına nede liderlerin tartışma kınama dilerine ulaştı. Hep Suriye üzerindeki hesaplarla uğraşarak gelecek tutumları alanında iş tutulmaya çalışılınıyor. Bedel ise Suriye halkının sırtına kondurtuluyor. En kötü anbargolar uygulanıyor. Cihatcılara dahi yapılan yardım ilişkileri Suriye denetimindeki topraklarda gerçekleştirilmiyor. Daha kötüsü de var: Suriyeye uygulanan gerçekten insan utançlı içerikler de olan yasaklar, sadece sSuriye halkını değil komşusu lübnanı da vuruyor. Bahane de hep Esat denilip neden cihatçıların iktidar yapılmadığı siyasetinin intikamı alınmaktadır. Eğer Suriyede kazara kendilerinin desteklediği kesimler devleti yönetseydi, iktidar olsaydı, IŞİD veya ELnusra kişileri makamcılar olarak politikacılar resimleriyle karşılaşacaktık. Hiç uzağa gitmeğin, bugün Suriyeye verilmemekte direnilen idlipteki geçici Emirlik yönetiminin liderleri ve uyguladıkları politikalara baksanız yeter. Ama, kimse bakmaya niyetli değil. Dahası bu gerçeklerin de bilinmemesi için gereken her türlü kirli habercilik de ne yazık en iyi bildiğimiz medyalarda dahi gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle Suriyeyi israilin vurması net gerçeği hala kınanma derecesine dahi gelmiyor. Haberi şöylesine yapıp geçiliyor. Güvenlik KOnseği konuyla alakalı hiç toplanmıyor. Rusya dahi konunun gündemleştirilmesinden hep kaçındı. Ama, İsrail vuruyor. İşkal yaptığı Golan tepelerini tüm uluslararası kararlara rağmen ilhak ediyor. Kimse bunu vurgulamıyor. Ama israilin başkası için ve özellikle Filistini karalama adına geliştirdiği Terörist örgüt kuramına devletelr kendi ayıplarını örtecek şekilde sarılıyor. Ama israilde krizler var. Hele hükümet krizleri ayuka çıktı. Yeni erken seçim cenderesine girildi. Öyle girildi ki kim daha şovenist ve faşist olma yarışına girişildi. Bunun da en iyi silahı Gazle ile Suriyeye bonba yağdırmaktır. Elbet batının muhteşem desteği ve genel emperaylist kurumsalşamanın aynası olarak İsrail tüm bunları gerçekleştiriyor. Kurdurulurken dahi Ortadoğu merkezli genel emperyalist yeni sömürgecilik anlayışı olduğu, ta baştan bilinerek yapıldı. Şimdi de Suriyeye durup dururken füze yağdırıyor ve kimse hiç olmazsa zefayiri kurtarma adına kınamayı dahi yapmıyor.
Peki bizim barışçıların dilerine dolanan B.M. kararlarıyla konuyu da konuşan kaldı mı? Sanırım Kıbrıslıların da biraz kendilerine dönüp bunu sorgulasınlar. Suriye karşımızda duran doğu komşumuzun önemli acı dersi olarak yeniden okuyalım. Hele de Türkiyenin yerini de sakın hemde kesin şekilde sakın gözden kaçırmayalım.