yaklaşımlarÖzkan YıkıcıHaftanın hatıralarından, güncele geliş - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Haftanın hatıralarından, güncele geliş – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Önce istifa etmeyeceğini geçen hafta sonu açıkladı. Sonra, tuhaf araba kazası geldi. Ardından da apartopar istifa hyaptı. Fayiz Sucuoğlundan söz ediyorum. Yumuşak siyasal darbe denilen nesnenin ta kendisi içeriklidir. Oysa UBP kurultayında Y.61 Oyla seçildi. Şimdi ısrarla parti başına geçirilmek stenen Jet Ünal ise sonucu sıradaydı ve oyların Y. 5 cıvarını aldıydı. Ama olsun, talimat böyle idi. tTıpkı başbakan atanması gibi. Sucuoğlu kazandığı ve önceki seçimde de geceyarısı operasyonu ile çektirilen siyasetçi olarak Başbakan olmak istedi ve yeterli oy da vardı. Olmadı. Böylelikle tarihe ikinci Fayiz Siyasal yumuşak darbesi olarak tarihe girdi

UBP mi: son kurultay girişimi ile atamalı yeni başkanı seçme aşkına, ne tüzüğüne uydu nede genelde anayasa yasa falan hiç dikate almadı. Oylarıyla seçtikleri ve arkasında duracaklarını söyledikleri Fayizi böylelikle kurda kuşa yem edip yine palavra sıkmaya devam edecekler. Saraylı mı: kendini seçen ve seçtiren için tarihi geleekte örneklem olacak karakterislikleriyle epey konuşulacak figür halinde oyunculaştırılacak gibidir.

İkinci fayizimiz istifa ederken, kimse birinci Fayizi hatırlamadı. Hani, İngiltere döneminde B.M. gidip temsilcimiz olarak ilk defa Kıbrıslı Türklerin sorunlarını anlatan Fayiz Kaymaktan söz ediyorum. Zaten nifus değişmesi ile geçmişte burda olmayan yoğun nifus ile resmi idolojiyle unuturma baskısı artık istenilen saçmalama geçmiş de uydurulma zemini oluşturuldu.

Kıbrısın yeni sömürgecilik dönemine geçilirken İngiltere ısrarla Kıbrıslı Türkleri de devreye sokmak istiyordu. Bunun sonucu buradaki Türklerin tutumunu anlatmak için siyasal temsilcilerimizden Fayiz Kaymağın toplantıya gitme kararı alındı. Fakirdiler ve paraları yoktu. İngiltere biletlerini kestirme umuduyla Türkiyeye gönderdiler. Türkiye Kaymak ve heyetinin biletlerini kesmedi. Biletler yine İngiltere tarafından kesilip, konferansa katılarak B.M. düzeyinde sorunları aktardılar. İş burda kalmadı. Özellikle Özel Harp dayresinin iyice yerleşmeye başlamasıyla, Fayiz Kaymağa “yaşlandığını, bu nedenle görevden  çekilip yerine gençlere brakması” baskısı yapıldı. Oda çekildi. Yerine kim mi geldi: Rauf Denktaş.

Görüldüğü gibi Fayız kaymağın ilk oluşu ile seneler sonra Sucuoğlunun ikinci Fayiz dönemi farklı nedenlerle olsa da yumuşak siyasal darbelerle görevlerinden ya çektirildi veya yapmaları engelenip sonuçta istifa etirildiler.

Hafta içi bir başka hatıra daha gelip geçti. 6 7 Eylülün yıl dönümüydü. Konuyla alakalı iki yazı yazdım. Kıbrıs merkezli önemli noktaları da özetledim. Bir anlamda Türkiyeyi istediği gibi Kıbrıs sorununa çekemeyen İngiltere ile Natonun özelharp dayresinin ilk önemli “muhteşem” eyleminin bütünleştiği karanlık bir sayfaydı. Bu konuda 1991 yılında reportaj veren ve bu kuruluşta açlışan emekli general Sapri Yirmibeşoğlu Kıbrısa da dokundu.  Özellikle Calaledin Canın indipentdıt Türkiye gazetesinde belirtiği gibi, Yirmibeşoğlu, özetle şunları net şekilde belirtiyordu:

“Kıbrıs çıkarması siz zanediyormusunuz ki biz olmadan kolay gerçekleşecekti. Kisincırın izni ve Özel Harp dayresinin uğraşları olmasa kolay kolay olamazdı. Adaya sandalarla silah gönderdik, doktordan öğretmene, hasta bakıcısına dek adamlarımız gidip orada zemini oluşturdular. Bayraktarlıkla oranın yönetimini vali gibi gerçekleştirdik” gibi birçok anlatı yaptı. Ekleyelim: Türkiyenin Nevzat Ayvaz gibi savunma bakanları da Kıbrıstaki başarının Özel Harp dayresi başarısı olduğunu, örgütlediğini de söylediydi.

Kısaca, hafta içi hatırladıklarımla yaşadıkalrım sonucu bana memleket havalı bir makaleyi Cumartesi günü yazmamı tetikledi. Çoğunuz ya unutu veya bilmemektedir. Hele ikinci Fayiz ile birinci Fayiz darbeleri, istifa etiriliş şekliyle yerinbe konanı daha dikkatli bir ddaha önemsememiz gerekir. Ha, yarım kalmasın: Trafik kazaları mı diyorsunuz: Çağatayın ve bazı başka trafik kazalarını da hatırlarsanız, neden bazı kesimlerin Sucuoğlunun kazasını önemseyip sorguladığını daha iyi anlarsınız.

Kısaca, sömürge tipi adına ne derseniz deyin, faşizim veya demokrasi farketmez: sömürge efendinin durumu ve yetkinin mutlak yasanın ikincil kuralını hatırlamadan konuları anlamak zor. Hele çözümünü ayni koşularda bulmak imkansızdır. Sadece teslim olan işbirlikçiler kendilerini kulandırarak kuralar işletilir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin