Seçim ve Halkoylaması Yasa değişikliği CTP tarafından Anayasa Mahkemesine götürülmüş ve 7 Eylül 2022 tarihinde karar okunmuştu…
Alpay Durduran bize mahkeme kararları yalnızca sonuç kısmı ile okunmaz, tümüne bakmak gerek der… Mahkeme kararlarını okunduğunda sonuç istenildiği gibi çıkmasa da, karar içinde yazılanlar mahkeme yorumu olduğu için en az sonuç kadar değerli olabilir…
Bu nedenle mahkeme kararını tek başına “yasa değişikliğini iptal etti” diye yorumlamak yanlıştır…
Örneğin D-5-2022 nolu Anayasa Mahkemesi kararı hiç bir gri alan bırakmadan, yoruma izin vermeden diyor ki “Anayasa’nın 119. maddesi altında 24.6.2018’de seçim kazanan kişilerin Haziran 2022 sonunda görev ve yetkileri sona ermiştir”, şüpheye yer bırakmayacak kadar açık bir cümle… Sürpriz mi? Asla!
Bu coğrafyada Yüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi, Yüksek Seçim Kurulu tümü de Yüksek Mahkeme Yargıçlardan oluşuyor. Eski Yüksek Mahkeme Yargıcı Emine Dizdarlı zaten Mayıs ayında yukardaki yorumu yaptıydı, ama yürütme ve yasamada çoğunluğu olanlar hukuk tanımaz bir tavır ile inat etti. Yüksek Seçim Kurulu, Ayşe İpçilerin Lefkoşa Belediye Meclis üyeliğinden istifasındaki uygulaması ile de Temmuz ayında belediye meclisi üyelerinin görev ve yetkileri sona ermiştir dedi ama biraz daha yoruma açık şekilde, bunun bu anlama gittiğini geçen yazıda dile getirmiştim…
Yani Anayasa Mahkemesi, belediye başkan ve meclis üyelerinin görev süresinin dolduğunu ilan ederek kaos mu yaratmış oldu? Elbette isteyen bununla ilgili uzun uzun konuşabilir ama Anayasa Mahkemesi kararına şunu da açıkça yazdı:
(Başsavcılık) “Cumhuriyet Meclisi tarafından yapılacak düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi’ne taşınması halinde yerel seçimlerin yapılamayacağını, ülkede büyük bir boşluk oluşacağını ileri sürmüştür.”
Ve Anayasa Mahkemesi kararında buna cevap veriyor; “Kararın yerel seçimlerin yapılması noktasında ülkedeki etkisinin ne olacağını düşünmek, Yasa’yı kabul eden, milletin temsilcilerinden oluşan Cumhuriyet Meclisi’ne aittir. Yerel seçimlerin nasıl tekrar yapılabileceğine karar verme yetkisi Anayasa Mahkemesi’nin değil, Cumhuriyet Meclisinin görevidir”.
Yani Anayasa Mahkemesi bazı şeyleri daha da açık nasıl söyleyebilir, inanın bilemiyorum. Yasamaya görevini ve sorumluluklarını tane tane anlatıyor, meclis başkanı ise hem sorumsuz hem de bilgisiz, hem de hukuk tanımaz bir tavırla hamaset ile her şeyi çözeceğini düşünüyor ama kaçıncıdır Yüksek Mahkeme açıklama yapıp sorumluluklarını hatırlatıyor. Bunu Ersin Tatar’ın seçilmesi sonrası ara seçim yapılmamasında da Yüksek Mahkemenin yazısına cevap vermeyen Zorlu Töre’nin tavrında gördük…
Tamam, milletvekillerinin bazıları hukukçu değil, yaptılar bir hata diye düşünmek de pekâlâ mümkün ama yine kararda Başsavcılıktan da görüş alındığını öğreniyoruz, okuyalım:
“7/2022 sayılı Yasa’nın hangi safhalardan geçerek yasalaştığı incelendiği zaman ilk olarak İç İşleri Bakanlığı’nın Emare 1 olarak sunulan, “Yerel Kuruluş Organlarına İlişkin Seçimlerin Ertelenmesi (Geçici Kurallar) Yasa Tasarısı”nı hazırlayarak, 28.3.2022 tarihinde bu Tasarıyla ilgili Başsavcılıktan görüş istediği görülür. Bu Yasa Tasarısı’nda Haziran 2022’de yapılması gereken yerel seçimlerin 27 Kasım 2022 tarihine ertelenmesi düzenlemesi yer almaktaydı.
Hukuk Dairesi Emare 2 29.3.2022 tarihli yazı ile, Anayasa’da yerel seçimlerin ertelenmesine dair bir kural bulunmadığı dolayısıyla, Tasarı’nın Anayasa’ya aykırı olması kuvvetle muhtemel olduğundan Tasarı ile ilgili görüş verilemeyeceğini belirtti.”
Yani Başsavcılık “duruma bir bakalım, inceleyelim” dememiş, 28 Mart tarihinde talep edilen görüşe hemen bir gün sonra 29 Mart tarihinde cevap vererek “tasarı’nın Anayasa’ya aykırı olması kuvvetle muhtemel” demiştir. Daha ne olsun, daha ne yazılsın, İçişleri Bakanı, Bakanlar Kurulu üyeleri, herkes Başsavcılık görüşünü okudu ve bile bile Seçim ve Halkoylaması Yasa değişikliğini meclisten geçirip yürürlüğe koydu…
Bu kısımda bazılarınızın “pes yahu, bu kadar da olmaz” dediğini duyar gibi oldum, yok, durun daha değil, kararın içinden okumaya devam edelim:
“Davacı, dava konusu Yasa ile ilgili Komitenin, Meclis İç Tüzüğüne aykırı olarak, tasarının Anayasaya aykırı olup olmadığını incelemediğini, bu konuda Hukuk Dairesi’nden görüş almadığını, dolayısı ile Anayasa’nın 81(4) maddesine aykırı davranıldığını belirtti”
Yani CTP iddia etti ki Seçim ve Halkoylaması Yasa değişikliğine görüş alınmadı ancak gene karardan okuduk ki Başsavcı’nın görüşü var, açıkça dedi ‘anayasaya aykırı’! Bunu bildikleri için Başsavcının görüşünü meclisten gizlediler, bu kelime anlamı ile skandaldır, Afrika’nın en ücra köşesindeki yarım yamalak demokraside bile böyle bir belgeyi saklarsan kavga çıkarır, bakalım burda neler olacak…
Uzun lafın kısası, karar yalnızca yasa değişikliğini iptal etmedi, yönettiğini sananları da bir güzel silkeledi ama bayrak inmez, Ezan susmaz, ver mehteri de durum tamamdır…