yaklaşımlarÖzkan YıkıcıPazar keyfiden sohbetler - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Pazar keyfiden sohbetler – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Pazar günü arkadaşımda misafirdim. Sabah kahvaltıya oturduk. Ne olur ne olmaz diye televizyondan haberleri ve yerel basını dinnlemek istedim. Gün Pazar olunca özellikle muhalif medya tatildedir. Önceki bazı prokramların tekaarını yayınlıyorlar. Kaçınılmaz olarak BRT tutsağı olduk. Sekizdeki haberleri vve sonra basın özetini izlemek için bu ekrana rotayı çevirdik. Aslında pek bir şey bulmayacağımızı biliyorduk. Ersinin saçmalamalara varan sözlerinin de sıkıcı haline kızmayı dahi normal hale getirmenin duruşuna da gireceğimiz kesindi. Yine de bir şey varmı diye BRT yayınına şöylesine izleyici olduk.

Haberler başladı. Yarısından fazlası, Ersinin konuşmaları, kabul etiği heyetler, ziyaret gerçekleştirdiği yerlerle  doluyduu. Buna dili sözlere uymasa da Ünalın da açıklamaları işin öteki sıkıcı noktasıydı. Yine de izliyor gibiydik. DDerken, arada şu haberi açıklamayla yakaladık. Gerçi, Üstel pek de anlatamama durumuyla konunun da önemi biraz geçiştirilme şansı vardı. Girne Limanları özeleştiriliyordu. Tabi bir çivi çakılmayan, ama çöküşü seyredilen Antik Girne Limanı dahildi. Tahminler çıkıyordu. Protokolda da vardı. Üstelik bunu havada kapacak kesimler de vardı. Özellikle de patron medyaları. Öyle de oldu. Özeleştirmeği alkışlayan Takeci gazeteciler hemen mahşetleştirdiler. Oysa K. Kıbrıstaki özelleştirmelerin felaketi hep karşımıza yok olmakla hep yaşanan şekileriyle doludur. Ama, günün nasıl yapılıyor içöeriğine bakmadan, medya gazetesi hemen alkışladı…

Haberler böylesi dolu dolu Ersin şovu ve hükümetciliklerle dolu dolu geçti. Sıkıcı ama en azından G,irne Limanlarının son noktasını da öğrendim. Ardından basına geçildi. Mahşetler ve ön sayfalar okunuyordu. Parti veya patron medyaları sınırlı koşulları gayet mükemmel uyguladıkları, sansürü kendi kendine yaptıkları için çekinilmeden mahşetler okunuyordu. Sıra Avrupaya geldi: Avrupanın mahşeti de Tatardı da başka bir gerçekikle mahşet olduydu. Fakat, klasik BRT kendi kendine sansürleme burada sırıtmaya başladı. BRT okuyuşuna göre konuyun öğrenirseniz, Ersin Tatarın Büyük Hanı ziyaret etiğini öğrenecektiniz. Fakat, olayın mahşete çekiliş gerçeğine ulaşırsanız şu eksik cümleleri bulursunuz: Ersin Tatarın Büyük Handaki ziayyretine halk yüz vermedi şeklinde olacak. Ziyaret etmnek veya ziyaret edip yüz bulmama ayni anlamda değil. BRT böylesi bir saptırmayla muhalif basının kullanımını gerçekleştiriyordu. Bu sadece bugünlük değildi: türkiye gerçeğine dokunan veya koltukçuları rahatsız edecek durumları hep okurken dahi bazı cümlelerin körleşen görmeme durumuyla geçiştirilmesi hep yapılan normal haldır.****

Tekrar edelim: BRT yayınında Girne limanlarının özeleştirilmesi ve sansürün nasıl normal şekilde gerçekleştirişini de Avrupanın mahşet haberinden yaşadım. Bu normaleşen K. Kınbrıs gerçeğidir. Ama, işe Girne limanından başlandığına göre, Antik Limanın da içinde olması demek, buraya birielrinin de çökmesi demektir. Zaten Takeci gazetecilerle birçok yerin özeleştirilmesinin gündemi satışına çoktan başlandı. Nedense yönetimin sömüürgesel gerçeği ile kurumsal çöküş ve sermaye devri durumu vardır. Bu nedenle tüm eski sömürgesel dönemden kalan kamusal alanlar birer birer ya iflas veya özeleştirilerek dış sermaye bağımlılığı krumsalaştırıldı. Bu konuda Takeci gazetecilerin katgısı oldukça önemlidir. Hele de iflas veya yolsuzluk nedeniyle duyulan tepkileri, bu tip kesimler hep “özeleştirilsin” ile kamuoyun oluşturuluyor. Kimse şu soruyu  sormuyor: hangi konuda özelleştirme olup başarılı olundu? Sanayi holdink mi belediyelerin kamu taşımacılığı mı özel şirketler veya taşaronlaşan çalışma yaşamı mı… Doğrusu hepsinde ayni sonuçlar çıktı. Özellikle direk belediye taşımacılığın bir gecede, kadeh içrek özeleştirimesinden sonra şehirlerdeki toplu ulaşımın yok olduğu gerçeği sokaklarda kaldırımlarda haykırılarak karşımıza hep geliyor. Ama, sanki kendi patronları alacakmış gibi veya kendileri mevki verilecek noktaya ulaşacaklarlarmışcasına ayni nakarat tekrarlanıyor. Tıpkı elektrik kurumunun son hali gibi.

Sömürgesel gerçekleri, ilhaklaşmanın zemininin oluşturulması ve birilerine kıyak çekmenin özeli hep bizda karşılık bulmaya devam ediyor. İnce nokta şu: K. Kıbrısta özellikle kamusal sistem oluşmadı. Hep sömürgeleşmenin niymetleri gibiydi. Sömürgeci efendideki olan bazı kırıntıların gelmesiyle burada kamusal denilen ama yönetimin eksenindeki kurumsallaşma oluştu. Bu nedenle hak olarak kurumsallaşmadığı için sonuçta hep arpalık niteliklerle uygulandı. Sağlıktan eğitime veya ekonomik kuruluşlar hep bunun aynasıdır. Bunedenle, mücadele ve kurumsallaşma ile oluşmayan yapılar, kolayca hem soyulan hem de özele kaydırtılma tehlikelerini hep taşıdı. Hat ta doktorlar, öğretmenler, öteki kurumların çalışanları, kamusal özü tam anlamadıkları için ve bireysel çıkar düşündükleri içindir ki tüm özele, ranta açılmada direk rol aldılar. Kendi mesleki rant aşkına kamusalığı sıfırlatan girişimleri destekledi. Bunu ben sendikal yaşamımda doktorların klinik veya özel hastahane çalışma açılımını nasıl yasadışılığa rağmen kaptıklarına tanık oldum. Bunun yanlış olduğunu da söyleyip gerçeği önberince de bir sonraki seçimlerde bizat benim de kuruluşuna direk önemli katgım olduğu yapı adaylığımı kabul etmeyerek dıştaladılar.

Bizde böylesi tuhaf bir kamu hantalık anlayışla mesleki rant aşkı olduğu için özeleştirmeği salt kendi eksenlerinde hep teşvik yaptılar. Şimdi gidrek limanlara ve öteki kamusal alanlara sıra geldikçe de pek ses çıkaran da yok

*****

Ufak bir yakalanan haber de belediyeler yasasının hızla meclise doğru yolandığıdır. Daha yasasının ne olduğu net değilken, yine de talimatın etkisiyle motor hızla yuol almaya başladı. Yeni derebeylik kurallarıyla yola devam denilecek.

Sonra, yolumuz Lefke bölgesine düştü. Lokantalar dolu. Müşterinin çoğu rum. Bir de şu fark sırıtıyor: artık fiyatlar gelen önemli rum müşteri nedeniyle oldukça artırıldı. Lokantalar arası fiyat farkı dahi büyük. Hele de rum müşteri olup olmama kriteriyle fiyat farkları ibretliktir. Aynen öğrenci geliyor havası ile Kuzeyden konut kiralama sonucu şimdiden fiyatlar astronıomikleşti. Bir kısa duyum aldım. Adamın biri hem de yakın arkadaşına bir yeri kiralama isteği asgari ücret olup ona bağlı artış önerdi. Gördüğümüz gibi rant hırsı bu defa gelen yabancı veya rumun kriteriyle hızla ateşlendi. Küçük burjuvanın orta burjuva olma fırsatını konut ve gıda lokanta fiyatıyla sermaye hırsına dönüştürdü. Böylelikle, K. Kıbrıs kendi sınıfsal işbirliği kontrolsüz ekonominin hayat derslerini veriyordu.

Son olarak: hafta iççinde iki önemli gelişme oldu. Hava alanındaki yakalanan kırk milyon dövizi bulan para durumu vardı. Bunun yavaş yavaş ateşi alınıyor. Dolaşan bazı bilgiye dayalı konuşmalar, olayın bir yerde durdurulacağıdır. Kimseye sürpriz gelmedi. Yina Bangladeş öğrencileriyle ünüversite öğrenci rezaleti de açığa çıktı. Buda fazla büyütülmeden haber sitelerinde geriledi. Nedeolsa, ünüversitelerimiz epey kesimin cebini dolduruyor. Ama ünüversiteden para dolaşımına K. Kıbrıs nedenli yasadışı koşulların derinleştiğinin acı ve düşündürülmesi gereken gelişmelerdir. Ama ne tepki geldi nede devamı oluştu. Normalin de gerisine önemsememe şartına geriledik. Buda bu tür kirli işlerin dönmesine resmen koşul sağlamaya devam edileceğinin kanıtıdır.

***

Pazarın sohbetleriyle keyfiyet yapmaya çalıştım. Günüm sıcağın etkisinde ama belirli zaman deniz kıyısındaki esintiyle geçti. Çok duydum, konuşmalara hiç katılmadım. Bir Pazar memleket havası yaşadım. Doğrusu yarın herhangibir esrumanımın başına geçince de güzel bir beste çıkaracağım kesin. Bakalım hafta ısıtılan şekliyle nasıl başlayacak.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin