Ansızın Cuma gecesi, lefkoşanın güneyinde Gurup yorumunm konserinin gerçekleştiğini duydum. Bu durum dahi,konuşulmaya değer. Öylesi bir konserin yapılması kadar, onca sanal medya kalemşörlerine rağmen, benim dahi duymamam bir tesadüf mü diye düşündüm. Düşündüm çümkü, en basitiyle, bezim bazı medyalar gurubun şarkılarını çalıyor oluşu dahi konsere ilgi gösterilme haberinin de olmasıyla tamamlanması gerekiyordu. Demek ki şöyle bir ufak bakışla konuya dokunmak gerek: onca medya ağına karşın, bol bol örgüte ve sayısal kabarık medyamıza rağmen, bazen Gurup Yorum konseri dahi dyurtamama zafiyeti olması kaçınılmazdı. Konunun bir diyer noktası da Gurup Yorumun sürgünde yaşayıp, birçok ülkede konser düzenlemeyle hayat içinde yerini almaya çalışması da eklenmelidir. Hem dinlenen, hem duyulup da duyurtulmayan, sürgün nedeniyle yaşanılan koşulların sonucu da Güney Lefkoşada konser verme sonucu, olayın salt sanatsal değil, siyasal ve bizim duyarlılık eksenimizi de birlikte sorgulamamız gerektiğini yaratmaktadır.
Gurup yorumun sanat yaşamı adeta Türkiyenin seksenlerden günümüze gelişin müzikle anlatan protez veya muhalif eksenin eseridir. Çekilenler de onun bedelidir. Yasaklar, tutuklamalar, sürgünleştirmeler ve konser yapmaları engelenir, çalışmaları basılıp, bazı sanatçıların kolları da kırılma uygulamaları gayet normal devlet davranışı haline gelindi. Elbet, baskılar, yasaklar ve en son sürgünleşip vatansızlaştırma tutumları,tepkilerde de hoşumuza gitmeyecek karşılık vermeler de oluyor. Onca yasak, suçsuz halde hapiste tutulmalar ile yargılanmadan ceza evinde olma koşulları, pek de iyi düşünce oluşturmaz. Nitekim, konu en son öyle bir aşamaya geldi ki konser vermek veya sorgusuz tutuklamanın duyulması adına ölüm olurucuna dek gidildi. Yine de bence beklenen duyarlılık olmadı. Hele kimisi hala konuşturtmak istemediği, ölen gurup sanatçısının kendi memleketinde toprağa verilmesi dahi engelendirildi. Bu şartlar,bazen normal koşullarda olmayan tepkileri de oluşturur. Bunları koşullarla ele almak önemlidir. Resmi idolojik bkışla bakınca da ayni yanlışa destekleme yönüyle de siz de katılırsınız.
Gurup yorum baskılarla direnişlerin içinden doğdu.Milyonlara,tüm yasaklara karşın ulaştı.Düzenlediği konserlere yüzbinler katıldı. Eserleri iyi bir satış yaptı. Halk direnişleri yanındaa, Türkiyede kulanılan Türkçe, Kürtçe, Lazca ve Çerkezceyi de dilendirdiler. Filistin sorununu şarkılarla duyurtular. Bedeli ise en son sürgünde yaşatılma oldu. Elbet, bu koşullarda birçok tutum da ortaya çıktı. Normaal şartlara göre konuşulmaması gereken durumlardır. Snanatcıya konser verditmeme, keyfi tutuklama içinde bazen çaresizlik ve arayış sonucu Ölüm oruçları da gerçekleşir. Ne yazık dünyamız faşizmin baskıları ile sorunları duyurtma adına ölüm oruçlarına baş vuruluyor. Çok acı ama hayatın da üretiği bir tavırdır. Bunu eleştirmek kolaydır. Hele de örgütlü halden bireyselleşmelere duyulaan düşünce yere göre değişir. Şimdi birileri olayı alıp da evinde oturur gibi konuşunca başka, çaresiz kalıp dayak yiyen, ve şarkı söylemeyi direten kişi için başka olması da normaldır. Aslında, insanların neden bu yola baş vurmak zorunda brakıldıklarını düşünerek düşünmek oldukça önemlidir.
Hemen ekleyelim: Gurup Yurumun bir de Lefke konserinde sahneden alınıp sürgünleştirme sayfası da vardır. Bunu unutmamamız gerekir. Yoksa oda işleyen demokrasimize zarar verir diye anımsamamamız mı gerekir!
Gurup yorum konseri elbet önemlidir. Sürgünde, vatanından uzak bir ekibin konseridir. Kuzey Kıbrısta biletleri satan kesimin olduğunu ben cumartesi günü duydum. Şu sorgu yeniden aklıma geldi: böyle önemli konserin duyulmaması önemlidir. Aslında örgütlenme durumu ile duyarlılık sınavının bir dersi gibi oldu. Sadece Gurup yorum değil, başka konularda da ayni eksiklik duyuluyor. Konserin düşündürtüğü, neden kuzey deyil de güneyde yapıldığının sorgulanması önemlidir. İkincisi de her böylesi konudaki eksiklik, bilerek mi, önemsenmeyerek mi yoksa gerçekten yetersizlik mi…. Bunlar şu sonucu da sorgulatacaktır: sanal medya ile ulaşma kolaylığı kadar, önemsememe duygusunun da birlikte olması eksiklik yaratmaktadır. Daha kolay deşarj olurken, nedense sokak konusunda da etkisiz kalınma ikilemleri hep kolayclaştırılmaktadır. Gurup Yorum olayında gurup konser yanında ülkemizdeki ulaşma ilişkisindeki düşündürücülük de eklenmelidir. Tekrar edecem: Gurupn yorumun başına gelmemyen kalmadı. Zaten bu nedenle sürgünde konserler veriyor. Şüpesiz yaşanan acılar,sert tutumlar sizi de kendi içinizde dahi daha bir sertleştirme sonucuna getirir. Şarkılarınız acılarınızla da bütünleşince, ozaman eserleriniz bir başka olur. Zaten Gurup yorumu da günümüzde anlama ve dinleme noktasına getiren de ilgili koşullardır. Bir Cemo şarkısı Türkiyede televizyon kanalına ceza getiriyorsa, buna karşın ilgili türkü sevilerek söyleniyorsa, bu uçurumun da bir ifadesi elbet vardır. K. kIbrıs ters yönden şu düşünce de vardır: biz hem bilip de söylemediğimiz gerçekleri başkası söyleyince tersten algılarız. Gurup Yorumun işkal kelimesine alınan hala insanlar hem de muhalifler olyorsa, neden son teslimiyet paketine kolayca geçildiğini daha iyi anlamamız şart. Hatırlarsanız, zamanında 1 Mayısa katılan Türkiyeli bir parti K. kIbrısın işkalini söylediydi. Katılımcı sendikalar hemen “bu bizim değil ilgili partinin görüşüdür” savunmasına geçti. Sorduğumda da “zamanı mı” diye söylem geliştirdiler. Gurup yorumun konserine giden bazı kişilerin de ayni kelimeden rahatsız olmaları, bizim bize bakmamız gereken öteki gerçeği de işaret etmektedir.
Sonuçta, Gurup yorum koşullar sonucu Güney Lefkoşada konser verdi. Duyurusunda resmen yetersizlik yeniden yaşandı. Konsere gidenlerin görüşleri ise onların bakışına bağlı. Yalnız, Gurup yorumun ölüm orucu ile sonrasındaki tartışmalar çoktan oldu. şİmdi yeniden konuşmak ve hele de tek başına ele almak, oldukça hatalıdır. Sürülen ve destek ararken, destek bulunan yerlerin etkisiyle de siyasal bazı açıklamalar mutlaka olacaktır. Örneğin, şimdi sırf Kıbrısı kurtardık diyen sanatçıya karşı dinlememe yapma söylemi yerindemi? Ama her zaman sistemi eleştiren ve zayıf olan kesim daha rahat olma gerçeği vardır. Hele de K. KIbrısta gerçekleri konuşmadan yaşamayı alışmışken, birden gerçek gelince oluşan korkuyla ret etmenin çelişkileri, her alana yansımaya devam etmektedir. Gurup Yorum konseri oluş şekli ile ve gerçekleşenler sonrası aklıma gelenler de böyle. Oysa direnişlerimizde de söylenen bir türküyle başlasak ne güzel olurdu. Kitlesel silik mitinklerimizde dahi Gurup yorum ezgisi kulanırken, sonradan ilgili sahibi okuyunca, eleştirmek de başka bir paradoksumuz oluyor. Dileyim, Gurup yorum da kendi türkülerini kendi vatanlarında söylemesidir.