Adını ne koyarsanız koyun: Ukrayna Rusya ekseninde resmen savaş sürmektedir. Daha gerçeği, Ukraynadaki savaş salt Ukrayna Rusya boyutuyla kalınırsa da kolayca kandırılma tehlikesi de kesinlikle mevcutdur. Ukraynaedaki savaş salt Ukrayna Rusya değil, ta uzaktan Amerikanın dahi dahil olduğu, hat ta getetikleyip büyütüğü de kesin. Öyle ki daha Ukrayna develti kurulmadan seksenler başında Brezinski direk Ukrayna üzerinden dünyanın sömürgeleştirilme stratejisinin düşüncesinin temelerini atıyordu. Ukrayna o dönemin Sövyetlerin dağıtılması,Orta Asyaya girişteki rolunu direk ifade ediyordu. Bu dahi Ukrayna savaş sürecine gelinceye dek emperhalist birçok ohunun sahnelendiği de imkar edilemezdir. Daha Ukrayna kurulurken, şu veya bu şekilde batı Natosu Ukraynaya gelişmeyecek kararını alırken, Turuncu devrimle başlayan sivil darbelerle Ukraynaya hep hakim olmayı yeyoediler. Bunun yükselticci dönemi ise Meydan darbesiyle 14 yılında gerçekleşti. Bunların birikimi yapılan Minsk anlaşmasına rağmen başta Ukraynanın uymaayarak karşı askeri hareket yapmaları da konunun b bugüne gelmesine taşlar ördürtüldü.
Bunları tekrar yazıyorum: Çünkü
Öylesine algı operasyonları yapılıyor ki ölmüş kadınları dahi canlıymış ve Zelenskinin yanında reklam olarak probagandalarda kulanılmaktadır. Elbet, Bunları anlatırken, Rusyayı dıştalamak veya onun gerçek durumunu göz ardı etmek değildir. Fakat, gerçekleri yanyana koyarak olayı iyi bilmek gerekir. Örneğin 14 Darbesi sonrası Doğu Ukraynada yaklaşık yirmibin kişi katledildi. Bu haber dahi yapılmadı. Odesada sendika binasında Sıvas katliyamından daha beter yakmayla insanlar katledildi. Batı ses vermedi. Önemli gazetecilerden biri olan Ceyda Karan DOnsk şehrinde geçirtiği gecenin nasıl Ukrayna top atışlarıyla uykusunun bölündüğünü anlatıyor. Ama, batı medyası hep Rusyanın Ukraynayı işkal edeceğini, Uluslararası hukuk diyerek de demokrasi ihrracılı yeni sayfanın açılmasına uğraşıyordu. Nitekim, uluslararası hukuk derken,kendilerinin doğuya açılmayacağı sözlerine hiç deyinmezler. Demokrasi getireceklerini açıklarken, Turuncu veya Meydan darbesiyle devirdikleri liderlerden de pek konuşmak niyetinde değildirler.
Son dönemde izlediğim gelişmeler sonucunda bazı yeni sorulara da vardım: Batı hep Rusyanın Ukraynayı işkal edeceğini söylüyordu. Öte yandan, Rusya da Ukrayna ordusunun faşist milislerle birlikte doğudaki özerk ve sonradan bağımsızlık ilan edilen yerlerin işkale ahzırlandığı karşı probagandası yapılıyordu. Elbet Minsk anlaşmasıyla Ukrayna ordusunun belirli yerlerde olma kuralı da uyulmayıp, bağımsız yörelre saldırılar yapıldığı da kesin. Kısaca, batı hiçbir anlaşmaya uymadı. Ama hep Rusyayı uymamakla suçladı.
Eldeki bilgileri artırmak kolay. Hele tek yanlı algı tutsaklığında birkaç gerçek söylenince, sizi öteki gibi suçlama kolaylığı da vardır. Buna hep dikat etmek gerekir. Başta ABD ve Almanya öyle tavırlar koydular ki bunları hep Uluslararası hukuk ve demokrasiyle süslerken, tam aksi gerçekler nedeniyle sizi ancak Rusçu olmakla suçlayıp ötekileştirme yoluyla ancak istedikelri propagandaya zemin hazırlamış olacaklar. Bir önemli gerçek de şimdilerde gidrek bağımsız ama gerçek habercilik yapanlar için öne çıkmaya başladı. Doğrudur: özellikle Odesa bölgesinde Ukrayna direnmektedir. Epey yyığınak da yaptığı anlaşılıyor. Bu gerçek bir başka sorguyu da yeniden düzenlemeği dayatıyor. Onca yığınak olduğuna göre, Rusyanın kuvetlerine karşı direnildiğine de tanık oluyorken, bir başka idiyanın da zeminini güçlendirmektedir. Rusya, Ukrayna kuvetlrinin yığınak yapıp doğuyu işkal etmeğe yöneleceği de zemin buluyor. Bunlar bizi daha dikkatli olmaya zorluyor. Ayrıca, bazen söylenmeyen sözlerin, yapılmayan açıklamaların sanki yapılmış gibi kabullenip öngörüler geliştirme yanlışlığı da gidrek yaygınlaşıyor. Kendimiz veya bazı etkileyici medya sayesinde bazı görüşlerimiz oluşur. Bunlar kıyaslanmadan doğru kabuledilir. Sonrası mı: dönüp kendimizin inandırıldığı gerçeklerin doğru olduğu yönünde hareket edip sonuçlar çıkarılır. Bunun en net örneği şu: Ukrayna krisi savaşla sıçrarken, Rusya Ukraynaya operasyona başlarken, Putin hiçbirzaman şu kadar dönemde şunlar olacak demedi. Ama, daha hareket başlar başlamaz, hemen belirli kesimler Putinin amacına ulaşmadığı, çizdiği hedeflere varamadığı algısı yayılıyor. Doğrusu tek yanlı tutsaklığın sonu da bu probaganda gerçekmiş gibi de tututuyor.
Tekrar yorumlayalım: burada Putin haklı haksız veya başarılı başarısız ikilemli konuya bakmıyoruz. Hele kendileri hedeflerini açıklamayıp biz kendi bakışımızla koyuyorsak,ozaman bir yanlışlık vardır. Buna dikat edelim: gelişmeleri izlerken, karşıtın dedikleriyle değil de söyleyenin kendisinin dedikleriyle de anlamaya çalışalım. Daha ileri gitmeden yanlış algılara düşmemeği sağlayacağız. Şimdi, Putinin başarısı başarısızlığı bir yana, ama kendinin ne düşündüğü net bilinmeden, sırf Zelenski kahraman yaratma batı algısıyla yorumlarsak, önce kendimizi kandırmış oluruz. Putin hala kısa zaman içinde hedefine ulaşacağını söylemedi. Yine anbargo ve sert önlemler de bekleniyordu. Bunları izlerken, faşizmin sıradanlaşmasına dek gelmeden yorumlamak daha önemlidir bence. Görüldüğü gibi Ukraynada savaş önce gerçekleri katleti. Probagaanda aygıtında Teknofaşistliğin de işlediği kesin. Bu savaşın da emperyalist gerçekliği gözden kaçırılmasın. Doksanlarda geliştirilen Emperyalist Güvenlik ihracının ikibinlerdeki Obamanın özel şirketler ve müttefikler eksenli desteklenme taktikleri Ukraaynada dikatle ele alınmalıdır. Batı Kendi askerini hala göndermedi. Ama özel paralı milislerini, parayla savaşan ek güçlerini Ukraynada tutuyor. Benzeri Libyada olmuyormu? Kuzey Suriyede cihatçılar ayni rolde değil mi* Tehlikeli olan kontrolsüz giren bu tip yapıların ilerde girdikleri ülkede çok sorun getirecekleri de kesin. Suriyenin sadece idlip bölgesine bakarsanız, ne demek istediğimi daha kolay anlarsınız.
Kısaca, aman Ukraynaya dikat. Kendinğizi faşizmin emperyalizmin rüzgarında savrultmayın. Hele de Kıbrıslılar. Unutmayın adamızın da stratejik ve sömürgesel koşulları da vardır.