K. Kıbrıstaki çökmüşlük kadar, zamların sağnağı, liderlerin silikleşip teslim olma haliyle sömürgeciliği gizleme ve açığa çıkarma cenderesinde sıkışmışlığı, Ukrayna krizinin ddünya gündeminde oluşu, genel ekonomik krizin bunalıma doğru yelken aşması gibi birçok konu içinde iyice sıkıştık. Bu nedenle ne Libyadaki aşmazın gidrek yeniden çatışma tırmanışına dönüşme tehlikesi veya Yemendeki faciyayı artık duyan yok. Filistinin başına gelenle de ilgilenen kalmadı. Bu karışıklıkta elbet birçok önemli ülkesel gelişmeleri de gözden kaçırmamız da normal hale geldi. En başta gündem olacak ken olamama gerçekleriyle de yaşıyoruz. Güney Kore bunlardan birisidir. Yapılan seçimi hem de Y.1 oydan daha az oyla sağ adayın kazanması konuşulması gereken önemli bence gelişmedir. Hem ders alma hem de güncel politikadaki deyerlerin nedenli etkili olduğunun da örneklemi olmaya adaydır. Tabi bir de pek konuşturulmayan G. Kore gerçekleri de araya sokuşturulma önemi de vardır….
Geçenlerde G. Korede seçimler yapıldı. Bu defa hem de Y.1 daha az oy farkıyla Liberal parti adayı kazaandı. Eski başkan merkezi sol eksenden olmaktaydı. Bu defa Liebraler kazanırken, Demokratlar çok az oy farkıyla seçimi kaybetti. Üçüncü aday Demokrat Adalet partili kadın ise Y.3 yakın oy aldı. En öenmli neden, K. Koreli karşıtlığı ile yaklaşılma düşüncesinin etkisinin de olduğu kabulleniliyor. Sonuçta,G. Kore bu defa sağ merkezli başkanla yönetilecek. Bazı farkları daha eklemeden, biraz bilgi vermek gerekir….
Doksanlara dek G. Kore dneilince, en diktatörlükle yönetilen ülke olarak bilinirdi. Üstelik, sırası geldiğinde de darbeler dahi yapıldı. Uzun süren mücadele sonucu G. Korede demokratikleşme adımları atıldı. Ek olarak, G. Kore öteki Koreyle ayrıştırılıp dünyanın ençok askeri yığınak gücünün olduğu yerdir. Amerikanın başlangıçtan beri kısgacındadır. Bu nedenle, olan demokratik gelişmelerde epey bedel ödendi. Dahası, başkanlık denilirken, bildik rejimlerden bazı farklılıkları da oluştu. Başkan yine teknik olsa da başbakan atar. Kuvetler ayrımı oldukçe kesin ve netdir. En basitiyle, yargı birçok devlet başkanının yakınını görevdeyken hapsetti. Hat ta hala bildiğim kadarıyla eski bir başkan hala hapiste. Böylesi kuvetler ayrımı işliyor. Tabi ki demokratik örgütler de etkindir. Kurulan bazı demokratik yapılar seçim döneminde dahi yaptıkları müdahalelerle seçilecek vekilerin sicilerini sorgulamaktan çekinmiyorlar. Bir başka fark da adayları parti lideri değil parti örgütü seçip üyelerine de kabullendiriyorlar. Böylesi yapılanışa dek geldiler. Üstelik dünyada yapılan ve kapitalist merkezli ölçümlerle demokrasi sınıflandırmada günümüzde G. Kore ABD, Frransa ve ispanya gibi ülkelerin önünde yer almaktadır.***
Bu ek bilgilerden sonra yapılan seçim sonuçlarının da önemi daha iyi anlaşılacaktır. Üstelik seçilen aday Yun Sen eski bir savcıdır. Birçok yetkiliyi de hapse yolayan savcıdır. Ayrıca, düne dek soldaki Demokrat partiye daha yakındı. Fakat, son iktidar dönemindeki bazı yolsuzluklara el atarken, sol başkan Mun ile çelişkileri artınca, Liberalerden aday çıkıp seçildi. Mun ise başka bir hikaye: Mun dmöneminde paandemiyi en iyi yöneten ülke sıralamaısnda ülkesini öne çıkardı. Taa baştan Koronaya karşı mmücadelesi örnek gösterildi. Kadınlara önemli haklar verdi. Ayle bakanlığı dahi kurdurtu. ABD politikasında K. Koreyle dengeyi kurup Trumğpun bazı çılgınlıklarına engel oldu. Yine de G. Korenin ABD gerçeği devam ediyordu. Son Rusyaya karşı eylemlere oda katıldı. Buna rağmen sadece bir defa seçilme hakkı olduğu için bu defa halk Munun partisine değil de Liberalere çok az farkla da olsa başkanlığı verdi. Eski savcının dikati çeken önemli farklıllığı, kadına yönelik verilen haklarda yoğunlaşıyor. Ayrıca K. Koreyle uzlaşma tutumuna da etersinden bakıp, ilk uzlaşma hamlelerini K. Koreden beklediğini belirtiyor. Daha Amerikancı gibi duruyor. Bunlar önümüzdeki dönemde sırıtacak. Unutmamamız gereken öteki denklem ise G. Korede güçlü demokratik örgütlerin de olduğu.
Kadınlara bakış, gençlerdeki işsizlik ve gidrek asyapasefik geriliminde Yunun nereye kadar Amerikancılığının süreceği çizgisidir. Zaten şu gerçek de var: G. Kore yönetimlri genelikle Çinle ilişkilerde dikkatlidir. Hele de Japonya ile ayni dengede olmamaya önem veriyorlar. Bunlar G. Korenin geleceğinde önemli ilkelerdir. Üstelik, son seçim döneminde epey silik ve sorunlarla geçti. Yolsuzluk idiyaların şimdiden başladı. Halk bir anlamda kötünün en iyisini seçme gibi bir anllayışla oy kulandıklarını söylemektedir. Belkide en silik ve siyasilere önem fazla verilmeden yapılan G. Kore seçimi oldu. Önemli bir denge de şu: parlementoda Demokratlar daha güçlü. Buda hem yargı çizgisi hem de parlemento karşıtlığında yeni eski savcı Yunun alanına epey terler akıtacağına benziyor. Artacak sorunalr ve krizin G. Koredeki yeni dalga vuruşları ülkede önemli sarsıntılar da yaratması sürpriz değildir.
Güney Kore savaşla oluşan, Amerikanın penesinde inleyen ve dünyanın en tehlikeli askeri sınırına sahipken, kendi mücadelesiyle geliştirdiği demokrasisi ile oluşturduğu ekonomi sonucu pek de alışılmamış yere geldi. Özellikle sol başkanlar döneminde epey önemli kararlarla ülke önemli gelişmeler yaşadı. Yine de Amerikan mengenesi ile hala birleşilemediği K. Kore gerçekleri ülkenin önünde en önemli siyasal kısgaçlardır. Son seçimle resmen ülke hem de başarılıyken dahi merkez sol yerine liberalleri seçmesi ile adını kötünün en iyisi demesi karışık kültürleşmenin yeniden üretilmesidir. Dahası, yukarda belirtiğim gibi seçilen Yun eskiden karşıt olarak yarıştığı partiye yakın oluşu da kaygan zemindeki politikanın yaşanırlığının dersidir. Bunlar ilerde bölgedeki gerilim gelişirse, daha iyi anlaşılacaktır. Hele de ABD yetkililerin ısrarla Çin derken, G. Korenin Çin ile iyi ilişki politikasını savunması, bu çelişkili tutumların ilerde sorun dahi olmaya adaydır. İzleyip yazacağız.