Çevremiz resmen savaş kontrolu hamleler, gidrek bunalıma dönüşen ekonomik krizler ve daha bir yönetemeyen siyasal devletler gerçekleriyle savrulmaktadır. Bazısı gündem oluyor. Ancak, medya operasyonlu algılarla epey yanlışlara dayalı da düşünceler oluşturulmaktadır. Bazısı ise hala yoğunluk nedeniyle öne çıkamıyor. Savaş gerçeği ile emperyalizmin bütünleştiği kağosta Ukraynaya yoğunlaşırken, epey zamandır karşılıklı hamlelerle biriken enerjinin patlama tehlikeli iran İsrail yelpazesinde de pek de iyi işler olmuyor. En son Irakın Kürdistan başkenti Erbile ddüzenlenen, kayıpların tam verilmediği, ancak öelnler arasında İsrailli ajanlardan bazı başka ülke istihbaratçıların olduğu bilgileri arada dolaşmaktadır. Olayı gerçekleştiren iran devrim muhafızların olduğu habaleri ise bize epey kuşkularla ürpertiye doğru çekmektedir. İran İsrail eksenindeki ısınma ve gidrek tek yanlı İsrail saldırılarına iranın da yanıt vermesi, Ortadoğuda yeni barut fıçısının üstünde oturduğumuzun kanıtıdır. Dahası, olayların bölge ülkelrinde gerçekleşmesi de ısınıcak savaş veya tırmanacak karşılıklı saldırılarda birçok ülkenin kendini zaten var oldukları ateş çenberinde alevler içinde kalmasına neden olacaktır.
***
İsrail Ortadoğuda at koşturup dilediğini işkal istediğini de vurma taktiklerini kurulduğu andan itibaren sürdürüyor. Birçok ülke sayfası bu çirkin saldırılarla doludur. Özellikle BOP olayından sonra, emperyalizmin iranı da tasfiye içine koyması, şer ekseniyle tahtaya yazdırması sonrası, israilin irana karşı taktik saldırıları provakasyon şeklinde hızlandı. Hem iran bilim adamları, hem de askeri yetkililer ya suikast veya bulundukları başka ülkelerde direk öldürtülerek onları etkisizleştirme politikasını uyguluyordu. Başlangıçta iran buna pek yanıt vermiyordu. İsrail ise bu politikayı yaygınlaştırıyordu. Ortadoğudaki emperyalizmin merkez gücü oluşu, ona adeta dokunulmazlık ve keyficilik politik saldırganlığı vermiş gibiydi. Bu arada iran etkililerine veveya önemli bilim insanlarını hedef alması, nükler tesis cıvarında ABD ile hamleler yapması, iranın da giderek karşılık vermek gibi yeni suskunluktan pratiğe geçişi oluşturdu. Nitekim, İsrail işleri öylesine geliştirdi ki Azerbeycanda askeri üst kurup, bu cepeden de irana ve öteki ülkelrdeki iran merkezlerine operasyonlar düzenleme sıçramasına geçti. Amerikan saldırıları yerini İsrail daha sert şekilde dolduruyordu.
Bu politik tek hamle sürekli devam edemezdi. Güçlenmeğe de başlayan iran ayni yöntemle israile karşılık vermeğe başladı. Bu arada, iranın Irak, Suriye Lübnanda da etkili olmaya başlamasıyla, İsrail bu ülkelerdeki iran kesimlerine saldırı yapılıyordu. Hat ta gerektiğinde katılan ABD, iran devrim muhafız liderini “Süleymaniyi” hem de resmi ziyaret yapmak için gitiği Bağdat ta öldürdü. Bu tırmanış iranda zmammana yayılan stratejiyle karşılıklar verildi. Nedense, dünya tüm bu dönemde sanki normalmış gibi tek yönlü saldırıları haberleştiriyordu. Oysa artık iran da karşılık vermeye başladı. Böylelikle keyfi saldırı yapan İsrail umadığı bir yerde karşılık alıyordu. Bu gelişme iki ülke içinden çok öteki ülkelerde ve hat ta deniz derinliklerinde de sürmeğe başladı. Bölge ülkeleri hernekadar rahatsız oluryorlarsa da pek ses çıkaracak güçleri yoktu…
Son dönemde ABD resmen yeniden iranı kuşatma olitikasını bölge ülkelerle gerçekleşme hamlelerine girişti. İsrail ile uzlaştırıp iran cepesini yaymaya hız verdi. BAE ve Sudielr bu rolde iken, Türkiye ve israili de genel merkeze doğru koyma yolunda epey yol alındı. Bedelin ençok göründüğü yerler ırak ve Suriye oluyordu. Yemeni eklemeye hiç gerek yok. Bu gelişmeler israilin özellikle Suriyedeki iran çevrelerini bombalayarak direk yükseltme kartına sarılırken, iran da başta ıraktaki hedefleri çekinmeden füzelerle vurduğu görülüyor. Dünya ise tek tip habercilik ile Amerikan aşkının ateşiyle hep irana yönelik probaganda çizgisinde oturmaya çalışıyor. Son erbil saldırısında, hem de İsrail ajanlarının da öldüğü haberi, pek de gündemleştirilmemenin de nedeni bu. Elbet isrzaili tanıyan, Amerikanın çılgınlık gerçekliğine tanık olanlar, bu habere sesiz kalsalar da karşılık verecekleri kesin. Ancak, tersinden de düşünelim: İsrail yapacağı hamleleri planlarken, bunun karşılığının da gelme olasılığını mutlaka düşünmeğe başlaması gerekir. Bu arada Azerbeycan ve Türkiye gibi ülkeler, İsrail saldırıları için bulunan tesislerini de hesaba katıp, acaba biraz düşünecekler mi?
Kısaca, Erbili füzelerle döven iran. Bir anlamda kendine karşı yapılan İsrail saldırılarına karşılık verdi. Eskisi gibi sineye çekmeyeceğinin mesajıdır. Üstelik, iran devrim muhafızları bunu sahiplendi. Saldırının gerçekleştirildiği ırak ise şaşkın. Bu nifus alan mücadelesi içindeki ülke şimdi de karşılıklı suikas ve füze saldırılarla epey trleyeceği anlaşılıyor. Bu birikimin gidrek sıcak savaşa veya bazı ülkelerde karşılıklı gurupların çatışmasınaa evrilme ise heran olasıdır. Ama, hala bu konu gündeme gelmemesi de tesadüf olamaz. İran karşıtlığı ile İsrail saldırı denklemi dengesini kaybetme konumuna doğru da kayma ihtimaali hep olacaktır. Yeter ki gelişmeleri doğru okuyup direk etkileneceğimiz bu gelişmeleri doğru yorumlayalım. Barış rüzgarını fırtınaştırıp savaşı engeleme üzerine artık uğraş vermek gerekir. Geç kalmadan Erbil saldırısını doğru okumak şart.