Birkaç gündür Karpaz bölgesinde bulunuyorum. Güneşle başladım. Doğrusu, açık havada ışıklar kemiklerimi epey ısıtı. Ardından ikindin ile birlikte Rüzgar esmeğe başladı. Fırtınalaştı. Çığlık gibi ses kapılardan pencerelere dek dolaşıyordu. Karpazın alıştığı klasik yeniden gerçekleşiyordu. Elektrik de adet yerini bulsun diye kesildi. Tam da konuk bulunduğum evde kebap yapmaya başlamışken hem rüzgar çığlığı hem de elektrik kesintisini birlikte yaşadım. Karpazda olduğumu direk iliklerime kadar işliyordu. Yine de sesizliğe gömülen yerime geldim. Duvarlar sesiz olsa da Anamın anısı öteki odada hissedilse de rüzgarın çığlığı adeta hepsini örtüyordu. Yukardan gelen sesler, esen fırtınanın etkisini içeriyordu. Duyulan aradaki yoldaki gezinen kola kutuları ise sesizliğin tılsımını bozuyordu.
Gecenin esen rüzgar uğultusu ile bozulan uykum arasında geceyi de tamamladım. Ertesi gün soğuk olsa da çıkan güneşin ışıkları, ev köşesinde ısıtan doğa güzeliğinin selamlaşması gibiydi. Anlayacağınız, soğuğu, rüzgarı, darmadağınlığı, elektrik kesintielrini, güneşin hoş ışık vuruşlarını hepsini birkaç gün içine sığdırtım. Tenha mahalemdeki yol gezitinleri ve dostların birer birer buluşup sohbetleri ise bir başka tadın hiisedilişinin sıcaklığı şeklinde geşti. Kısaca, Karpaz geliş gidişli günlerin savrulmasında adeta hasret giderircesine çok yönlü yaşadım…
Ama dönem seçim dönemi. Karpazın havasını gayet iyi senelerdir tanık oldum. Gzelce bilirim. Nerelerde nelerin konuşulup pazarlıklar yapıldığını belkide en iyi tanıklıkla duyumlarla aklında tutan kişilerden birisiyim. İstediğime bu nedenle kolayca ulaşma şansım var. Üstelik, ilişkim nedeniyle de bireysel sohbet yapma şansım da her zaman vardır. Güvenilir olma ile birilerine duyurtma ihdiyacının buluştuğu birçok sohbetli koşullarım oldukça fazladır.
Karpazda seçim sürecini yaşıyor. Tam Karpaz dencek gerçeklikle. En basitini söyleyelim: sanırsınız ki tüm istihtamlar bu bölge için ayrılmışçasına, iş güvencesi alan genç sayısı epey var. Hepsine değilse de önemli kesime sözler verildi. Nede olsa seçim sonrası bunlar her zaman ki gibi yok sayılacaktı. Yeter ki karşınızdaki buna inansın. Bazı temaslarımdaki direk kişilere söz verildiğini bana belirtiler. Hat ta ince hesapla: “gerekir se geçici, olmaz sa kooperatif de güvenlik görevlisi olsun,size iş verilecek” denildiği vurgulandı. Gerçekten şu fark nedense unuturuldu. Öze şirket adıyla kamuya sokulma karmaşası istenilen şekliyle siyasal mavzeme yapılıyor. Ayrıca, maaşlardanmı bilmem, elektrik, telefon ve kooperatif taleplerim de vaatlerle birlikte epey artığına tanık oldum. Ama, gerçek olan şu: kimisi iş alma kimisi de kendine dikat çekme tutumları epey yaygın. Karşıtı suçlama derecesi ile şikayetnameler de buna göre şekilneniyor. Arada rumculuk falan da probaganda sohbetin garnatür turşusu gibi oluyor.
Bir önemli noktayı geçmeyelim: özellikle başta UBP olmak üzere bazı kesimler şu veya bu nedenlerle ihtiyaç duyulmasını tetikletmeğe uğraşıyorlar. Şikayetlerle duyrulup ayaklarına gelmeleri bekliyorlar. Özellikle Cuma Curmartesi geceleri bu konuda önemli randovi zamanıdır. Bunu Karpaz burnuna doğrungiderken her seçimde sık sık duyduk. Biraz değeri azalanlar marazilerle şikayetnameler duyurtup, sanki oy vermeyeceklermiş gibi konuşup yeni pazarlıklar için koşul zorluyorlar. Son UBP bazı köy kongreleri sonrası kaybeden kesimler bu taktiğe şimdiden baş vurdular.
Elbet bölgeden tercih edilen adayların nitelikleri de siyasal düşüşte önemlşi rol oynuyor. Adı siyasal seçim olsa daa siyasalaşmamış siaysetci figürlerle oy hesabı işin içine girince, politika değil de politikacılık oynanması da doğaldır. Hele de Karpaz gibi çok parçalı sosyolojisi ile siyaset idolojik boşluklarda kişisel hesaplar ile işbirlikçilik daha bir renkli hale gelmektedir. Elbet soracak olacağınız şu görmeme durumunu da öğrenmek isterseniz belirteyim: bilinen senaryolar ve etkenler etrafta bol. Fakat, hala sert baskı yapma noktasına gelmediler. İhtiyaç duymama konumu veya gereken beceriye sahip olmama birikiminin de etkisi olduğu muhakkak. Hele de yalan uydurma alır başını gider. Size en tuhafını söyleyelim: birielri bir aday için “Demirtaştaan telefonla konuşması” söylenip kötüleniyor. İnanan var mı derseniz, ne yazık karşılığı olmasa bunu yazmazdım. Gerçekten inanan kesim vardır ve konuşuyor. Böylesi birçok saçmasapan laflar etrafı bulandırıyor. Partilerin geldiği siyasal çizgiler, kitlesel seçim beklentileri ve cihaletin biliyorum havası öylesi koşulları da güçlendirmektedir.
Politikacılar Karpaz için çok laf söylerler. Öte yandan da Kuzey KIbrısın öteki kesimi buraya gelip rantın aşkıyla yerleşmeye başlıyor. Tatil yeri Karpaz kesimi buradaki yerleri avanta veya rant dönüşümüyle satın alıt tatileştirerek yeni bir sosyolojik yapı da oluşturuluyor. Örneğin Yalusa yerleşim yeri yeni dış gelip tatileşen kesimler sonucu, gettolaşma dönemine doğru gidiyor. Böylesi arazi satışları, ev yapamalar ve yapmalamalar da sürüyor. Ama, Karpaz hep geri kalmışlıktan tutun en çirkin oyunların sergilendiği, nifus yapısının en sık oynaştırıldığı coğrafya halinde savrulup gibiyor. Ama, şikayet ve rant aşkı bileşerek kendi kültürünü da oluşturdu. Onun için şehirlerde gördüğüm mersedeslileri Karpazda tatil diyarında hava atarak tatil yaparken de yakalamak kolaydır. Birileri de buna “Karpaz canlanıyor” diyor.
Son önemli not: özel güvenlik şirketlerinin elemanlarının içişleri bakanlığında kursa gönderildiği bilgilerini duymaya başladım. Bunları eğitikten sonra beyaz kart verileceği de söyleniyor. Ayrıca, bazı yetkilerle de kulanma gücü sağlanacağı haberi yaygın. Bazı isimlerle de konşm konuştum. Peki Türkiyedeki bu başlangıcın nereye dek gidildiğinden haberiniz var mı? Seçim dönemi bu konu konuşulacak mı? Dikat, özel hareket veya bekçilere verilen yetkilerle birlikte düşünün.
Kısaca; karpaz çok renkli. İklimsel çeşitleme ile politik gerçeklik damıta damıta karpazı yeniden renklendiriyor. Bakalım mevlam bu yolu nereye çıkaracak.