yaklaşımlarÖzkan YıkıcıEnerji zamları ve Kazakistan - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Enerji zamları ve Kazakistan – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yeni yıl ile beklenen zamlar bazen hemen bazen de ertelenerek geliyor. Türkiye hemen yılbaşı müjdesi olarak, kattmerli zamları hemen öteki zamlarla da benzinden doğal gaza dek yaptı. K. Kıbrısta ise aasronumik duruma gelen farka rağmen, seçim barajına takılıp ertelendi. Oysa Türkiyede hemen doğal gaz ve benzin zam damgasını çoktan aldı. Üstelik müjdeli ekonomik hayalı algısıyla. Döviz dalaverası hamlesiyle yandaş kaçırma operasyonu sonrasında, hem de yeni yılın umut rüzgarı düşünde yaşanırken, Türkiyede gerçek yeniden zamlarla gelip vurdu. Öyle vurdu ki resmen enerji hikayesinin bazı ezberini de yerlebir yaptı. Örneğin, K. Kıbrısta bazı takkeci gazeteciler dahi elektirkte özeleştirme savunusu yaparken, Türkiyede özeleştirilen elektrik dağıtma yapılı şirketler ağında da nasıl bedelin halka zaamla ödetildiği resmen kanıtlnanıyordu. Gece içinde yeni yıl geçişinde doğal gaz ve benzin gibi birçok made zamla süsleniyordu. Süslenirken de ışıldayan özel şirketlerin bedeli halka ödetme gerçeği de aydınlatmada kirli yerini alıyordu. Borçlar, dağıtım şirketlerindeki arızalar ve beceriksizlikler yetmezmiş gibi üstüne kar eklenerek zamlar gerçekleşiyordu.

Bir tuhaf rüzgar da Türkiyenin işkali altında olan K. Suriyeden geliyordu. Kuzey SUriyede başta Afrin olmak üzere Türkiyenin kontrolunda olan bölgede de enerji kaynaklarına zamm yapıldı. Burada, Türkiyenin aksine protestolar oldu. Türkiyenin elektrik şirketleri merkezlerine saldırı oldu. Oysa Türkiyede pek de protesto falan olmadı. Muhalefetin malum kelimlerle demeçleri uçuştu. Başka bir sokkak eylemi de şimdilik yok. Üstelik Erdoğan da hep muhalefeti sokağa çıkmakla tehtit ederek korkutmayı da başarmaktadır. Zamlar adeta etrafı kuşatırken, yeni ekonomik model hayali algıyla süsletilirken, şimdilik muhalefet notu hala düşük.

Bu eksende işler böyle olup gelişirken; Orta Asyadan bir devlet de beklenmedik bir fırtına koptu. Kazaakistan da doğal gaza zam, genel destekleme enerji taban fiyatlarını kaldırdı. Zamlar yine yeni yıl takvimini gösteriyordu. Fakat, alışılmamış bir tepki oluştu Kazakistandaa öfke sokağa döküldü. Zamların geri alınması talebiyle protestolar başladı. Katılımın geniş ve ülkeye dağılmması etkisini gösterdi. Üstelik tepkiye bağlı Doğal gaz tesislerinde çalışan işçiler de resmen grevle desteklemeye başladı. Devlet başkanı zamın bir kısmını geri aldı. Öfke dinmedi. Tam aksine yeni taleplerle siyasal çerçeveye oturuyordu. Devamında yolsuzluklar, baskılar tepkilerin taleplerine eklendi. Ordunun sokağa çıkması dahi protestoları dindirmiyordu.

İlk hamle zamların bir kısmını geri alan devlet, devamında hükümet istifa ediyor. Devlet başkanı Kasım ise yaptığı açıklama ile bir komisyonu kurduğunu ve sorunları inceleyeceğini belirti. Fakat, öfke dinmiyordu. Bazı kentlerdeki olağan üstü ilanı, internet ve telefon bağlantılarının kesilmesine rağmen protestular durdurulamıyordu. Hem eksik hem de biraz etkin olan ikilem şu: oluşan protesto muhalefet partileriyla alakası yok. Daha çok anlaşıldığına göre kendiliğinden gelen tepkinin sokağa yansımasıdır. Bu da eylenmlerin hem kontrolunu hem de hedefe ulaşma zorluklarını birlikte içeriyor. Kitlesel bu tip hareketlerin bir dönem sonra duracağı beklentisi yüksektir. Bu arada öfkeyle sokağın elbet kazanacakları da olma olasılıkları şimdiden görülüyor. Siyasal partilerin hele de muhalefetin eksikliği bir anlamda muhalif olma özelliklerinin de olmamasından ve sisemi değştirmekten uzak olmasının katgısı büyüktür.

Batılı kesimler bu protestoları renkli eylemli devrime çevirmek istiyorlar. Fakat, şimdi oldukça cılızdırlar. İç dinamikler ise oldukça örgütsel siyasal olarak zayıf. Ama, şunu değiştirmiyor: halk sokağa çıkınca, onun önündeki duvarlar da darmadağın oluyor. Benzer zamlar başka ülkelerde de oldu. Fakat, neden K. Suriye ve Kazakistan sorusunu da sormak şart. Kazakistan, sokağın ne ndenli önemli etkili olduğunu kanıtlarken. Örgütsüz olmanın da hedefe ulaşmada nedenli eksiklik braktığını da işaret etmektedir. Her iki olgu da Kazakistan dersi olarak karşımızdadır. Halkın öfkesi ve başbakanın hükümetiyle istifaasına dek gelinmesi, önemli başarıdır. Bir kısım zamlar da geriye alınıyor. Sornunları çözme adına da komisyon kuruluyor. Bu konuda soruna müdahil ve en azından talepleri dayatacak örgütsel yapının halk ekseninde olmaması, zayıflıktır. Bu olayların Kazakistanda yaşanması ise başka gerçeklik olarak düşünmelidir.

Kazakistanda enerji kaynakları vardır. Göç eden değil göç alan ülkedir. Diyer Orta Asya ülkelerine göre de daha refah vardır. Eşitsizlik daha azdır. Yine de doğal enerji kaynaklarına rağmen yapılan doğal gaz zamı ile taban destekleme fiyatlarının kaldırılması ülkede tepkiyi getirdi. Geleneksel mücadele geneleği olmayan, örgütlü güçlü muhalefeten yoksun olması dahi bu tepkiyi engeleyemedi. Bunlaarın hepsi Kazakistaanı doğru okumamızı daa dayatıyor.

İronik örnek de verelim: haberi okuyan TL 1  kanalı sunucusu, haber sonrası ilginç  yorumunu da yaptı: “biz Türkiyede sokağa çıkılmasını savunmuyoruz. Yanlış anlaşılmasın, sokağa çıkma çağrısı değildir yaptığımız” diyordu. Sonrasında Millet cepeli partiler de insanların sokağa inmemesini, provakasyonlara dikat etmelerini Türkiyedeki gelişmelerle alakalı hep tekrarlıyorlar. Kıyas sizin.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin