yaklaşımlarÖzkan YıkıcıLiyakat mı yoksa şanlı torpileşme mi? - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Liyakat mı yoksa şanlı torpileşme mi? – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Zaman zaman sistemsel sorgulamaya dek uzatan iki önemli kuram vardır: liyakata dikat etmek veya torpile ile işinizin yürütülmesi olarak özetlenmesi mümkündür. Devletler halka yaklaşırken uyguladıkları bazı kurallar vardır. Bunlar egemenliği yürüdürken, sivil alana açılma ve seçki yapmada önemli ilkesel öze sahiptir. Liyakata önem verme veya torpil yapma olarak ikilendirmek kolaydır. Basit gibi gelen bu ayrım bazen yaşamda önemli sonuçları olan derin yaraların dahi oluşmasına neden olur. Devletlere dek ulaşan, kurumsal işleyişten, yurttaşla olan ilişkiye uzanan bu endeks, sonuçta yaşam şeklinden yönetim biçiminin basit şekilde anlaşılmasına dek gelen önemli gerçekler karşımıza çıkarmaktadır. Kavramlar birer kelime iken, pratikte uygulanınca genel sistemin açığa çıkmasına dek giden yolun önemli  parıldayan yıldızları haline gelir. En kötüsü nemi; kime sorsanız Liyakatın önemini söyler ve torpilin “çok yanlış olduğunu” anlatmaya koyulur. Torpilin en çirkinin ayrımlaştırmayla gerçekleştirenler dahi onu kabullenmek istemez. Liyakat ise bazen uygulanma bazen de yanlışı örtme için kelimesel ihtiyaç duyulan değerdeki anlamdır. Bunlar söylem ötesi kültürleşme derecesine gelip toplumsal hayata da yerleşince, çelişkili şekilde siyasal kurumsallaşmanın da artık normal hale gelişinin işaretidir.

Diyeceksiniz ki onca gündemden nasıl oldu da bu konuyu seçtin: çünkü, birkaç gündür içeleştiğimiz Türkiyede oldukça yüksek tansyonlu politikanın nendeni olan torpil konusu gündeme oturdu. Herkes biliyordu ki ve son dönemde iyice artırılan yandaş seçkili torpil mekanizması cenderede sıkışan mengene gibi işlemekteydi. Bu sistemin kaçınılmaz yönetim ilkesi ve devlet yurtaş ilişkisinin temel dayanağıydı. Yine de Türkiyede son birkaç gündür konu iyice ısındı. Tansyon epey yükseldi. Oysa olan klasik torpil uygulamasının yeniden tekrarıydı. Doksanlarda yazılı sınavda oy alan Öğretmen adayları mülakatda elendi. Üstelik kazandırılanlar da mübarek düşük notlarına karşın mülakatla gösterdikelri sadakat tı! Sürpriz mi: elbet değil. Ayni zamanda sırf ekonomik krizi anlatıkları, a  da sopa gösteriliyordu.

Gerçekten, bu defa tepki epey yüksek telden söyleniyor. Muhalif medya da ilk sıraya oturdu. Yüksek başarılı derece elde eden adayların feryatı isyanı bu defa en azından muhalefet de karşılık buldu. Oysa, sorsanız, sınav yapılmadan önce size bu olayların  yaşanacağını söyleyeceklerdi. Yine de söylemek ile yaşamak farkı başkadır. Dahası, her zaman ayni yaşanmışlık, sesizce kabullenip yaşananın üstünde sancı kalırken, tepki gelip karşılık bulunca da tüm pandora kutusu boşalır. Çünkü yapılan torpildi. Torpilin niteliği ise insan aşağlamadan tutun gericiliğin devlet içi kurumsallaşmasına dek varan önemli yıkımlar da yerleştirmektedir. Bu Türkiye veya K. KIbrısta gayet normnal yaşatılan siyasal yönetim şeklidir. Benzerini burdan vereyim: şu anda bulunduğum Karpaz bölgesinde birçok kişi seçim sonrası iş garantisi aldı. Öyle sınav yapma falan da yok. Kimse yanlıştır demiyor, hat ta önemli kesim partielrden böylesi işlev bekliyor. Yine konuştuğumn birkaç kişi bölgede işe alınanların son dönemki seçilme şeklini hatırlatıyor. Adı torpil ve yandaş olsa da sistem böyle işliyor. Hat ta, “Yüce yargımıza” dek giden Tatarın resmen cumhur sürecinde işe aldığı şahısların da kararı açıklanmayarak, torpil uygulanmasına hukuki zaman kılıfı hatırlatılıyordu.

Araya neden bunu sıkıştırdım: çünkü ağızlar ne derse desin, torpil ve kayırma iktidarların insan ilişkilerinde önemli bir silah haline geldi. Bu normal işleyince, kimse ses dahi çıkarmaz. Fırsatı bulan elde etmenin yolunu arar. Ancak, son Türkiye örneği gibi yapılan bir uygulamaya yükselen ses ve siyasetin karşılık vermesi sonucu kamuoyuna gündem olur. Devamı mı mücadelenin gidişatı ve örgütlü müdahale etme derecesine bağlıdır. Ama, sistem liyakat dese de karşı ayni kuramı kulansa da özde sistemin yapılanmasıyla alakalı bir kuraldır. Sistem hegemonyasını kuvetler ayrımı ve değişik görüşlerle liyakata bağlı değil de yandaşları güç haline getirip torpili iyi işletip otoriter hegemonya kurma ve yandaş paylaşımlı ekonomik çıkarsamaya taşımaktadır. Gerçekten, kavram önemlidir. Ama kulanılan kuram ile gerçeği birlikte bütünleşip hayata karşılık bulduğu anda anlamı oluyor. Şimdi, Türkiye ekranlarında gördüğümüz öğretmenlerle alakalı olay bir tekrardır. Fakat, zaman zaman bu tekrarlardaki öfkenin patlaması, acımanın yükselişi ile karşılık bulmasıyla, aslında nedenli kötü siyasal koşullarda yaşatılmanın da kanıtı haline gelmektedir. Bizdeki basit örnek gibi, son seçim dönemelrinde yandaşlama doldurma torpileşme konusu sesiz sedasız geçince, ardından yine tıpkı bugün Karpazda karşılaştığım gibi birielri başarısız olsa da parti yandaşlığı ile kolayca işe girme şanısına ulaşmaktadır. Buda kaçınılmaz seçim oynunda önemli bir potansiyeldir. Daha da garibi, bu yol ile işe alınanlar hüküemtler değişse de onlar yerlerinde yükselmeye devam ederler. Ama, yapı hantalaşmış kimin umurunda.

Buna karşılık da hep liyakat  denmektedir. En azından basit kural ile sınavda başarılı olanın hak alması ilkesinin işletilmesini beklerler. Yalaka olmadıkça nasıl ezdirtilmenin sancısı torpil işleyişinde hep yaşanır. Üst nota rağmen mülakatda sure bilmeme veya yeni Osmanlıcı olmama elenmesi resmen idolojiktir. Ülkemizde de birçok yalanı söyleterek başarı kılmalar da olmuyormu? Bunlar öulesine normalleşti ki kanıtsandı. Kimse sorgulamasını dahi yapmıyor. Atamalardan destek vermelerine dek işletilen bu kural elbet çöküş ile kirlilikten başka bir şey yaratamıyor. aAma birilerinin de işi tıkır tıkır oluyor. Hele bunlar üst makamlara gelince politik tutum açıklamaları olarak çok mükemmel yaşanır. Yetmeyince listelerde de aday olunur.

Türkiyede son patlama, resmen artık odenli yıkım ile kayırma ayuka çıktı ki genç nesilin çaresizlikten yükselen sesleri muhalefetin karşılığıyla buluşmasıdır. Devamı olmaz sa spontanel şeklinde geçecektir. Boğaziçi ünüversite direnişi dersini unutmayalım. Baştaki gelen yankı desteklerle tamamlanmayınca, muhalefet gereken yardımı yapmadığı için direniş sürmesine rağmen haber dahi olmaktan çıkarıldı. Devamlılık ile sistemi değiştirme yöelişi önemli mesaj alınacak durumdur. Tepki ile unutma derecesinde kalındıkça sistem bildiğini okuyacaktır. Torpil ile devlet hegemonyasını kurup insan ilişkilerinde uygulatacaktır. Yetersizlik ile yalakalarla belirlenen kurumlar, sonuçta hantalaşmaya ve tıkanmaya dönüşecektir. Buda genel politik koşullara dek gelecektir. Onun için liyakat kelimesi torpil kelimesinin karşıtı olarak hep duyulacaktır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin