yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKısa kısa yakından günümüze geliş - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Kısa kısa yakından günümüze geliş – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Geçen hafta BAE prensinin Türkiyeye ziyareti ve sonrası yapılan anlaşmaların tartışmaları, onca gündeme rağmen birçok çevrede devam etmektedir. Özellikle ekonomik krizler, Türkiyenin döviz ihdiyacı, ddış politika ve özünde Ortadoğu yeniden anti iran cepesi arayışları yoğunlaştığı dönemde yapılması, konuyu epey konuşturtu. K. Kıbrısta elbet pek konuşturulmadı. Doğrusu, ilgi dahi duyulmadı. Güney Kıbrıs basını daha fazla yorumlu yer verdiği gerçeği vardı. Derken, yeniden sıranın Katara geldiği de anlaşılıyor. Bunlar hem bazı gerçeklerin yeniden anlaşılması adına değerlendirilmesinin zorunlu olduğunu da getiriyor. Buna dayanarak, kısa yakın tarihli bir yolculuk makalesi hazırladım.*****

Yıl, 2008. Kapitalist Finansman krizi Amerikaya dek ulaştı. Resmen ABD krizle karşılaşıp, emlak çöküp bankalar batmaya başladı. Yine ayni yılda ABD temmelli Ortadouüğu projesinde rak başarısızlığı sonucu açık direk ABD müdahalesi yerine, bölgesel güçlelre ağırlık verilmesi stratejisine yönelme de başlatıldı. Bu ülkelerden birisi de Türkiye…. Türkiyede ise Erdoğan Anıt anlaşmasıyla devlet içi güç denklemi AKP lehine döndü. Daha bir siyasal islam projeli dış müdahale kıvamı oluştu. Bu arada Dünyada yaşanan Finansman krizi de Türkiye için önemli tehlike sinyali verdi. Dış sermaye hareketelrine bağlı olan Türkiyede finansman tehlikesi başladı. Fakat, başta “Korkut Hocanın ve Ergin Yıldızoğlu” gibi önemli ekonomislerin de belirtiği gibi; Yirmi milyarlık dolar sıcak para girişiyle, kriz Türkiyede hafif geçti. Bu parasal kaynağın Körfez ülkeleri olduğu tahmini hep sıcak olarak sürdürüldü. TC Mrkez bankası ise “kaynağı belli olmayan negatif para” olarak konuyu geçiştirdi.*****

İkibinonların başlangıcında siyasal islamın yeni kalesi de Mısır oldu. Ancak, bu ayni zamanda İslamcı ikilemler de oluştu. Müslüman kardeşler ve selefiler… Elbet Ortadoğu projesinde önce Libya sonra Suriye hareketleri başlatıldı. Lipyada Kadafi katledilirken, Suriyede beklenen başarı bir türlü gelmiyordu. Bu kırılma islam çizgisinde Mısırdaki Müslüman kardeşlere karşı yapılan darbeyle Musrinin devrilmesiyle derinleşti. Türkiye ve katar bir yanda, Körfez ülkelerinin diyerleri, yeni Mısır darbe yönetimi ve Sudiler ayrı blokta ayrıştılar.*****

Türkiyede bu defa darbe girişimi ve karşı darbe dönemi yaşandı. Feytulahcılar ve AKP kesiminin devlet hegemonya mücadelesini Erdoğan kazanıp, fırsatı da kulanıp otoriterleşme hamleelrine hemen girişti. Feytulahcı destekçisi olarak suçlananlardan kimileri de Körfez ülkelerinden BAE oldu. Öylesi suçlamalar yapıldı ki “firavun,”  kavramı dahi kulanıldı. İlşkiler bozuldu. Buna Körfezdeki anti Katar olayına Türkiyenin Katarla birlikte olmasıyla derinleşti. Giderek, Libya ve öteki bölgelerde de çelişkiler kontrolu savaşa dek erişti.***** bae İsrail ile iprahim anlaşmasını yapması, bölgesel itifaklara girmesi, Amerikan merkezli istihbaratdan teknolojik silahlara sahip olmaya dek çok yönlü gücü eline geçirmesi de çelişkileri iyice derinleştirmeye devam edildi. Yeni bloklaşmalarla da ortak olunan başlangıç Suriye krizinde de ayrışmaya geçtiler. Türkiyeden kaçan Sedat Pekerin de bu ülkeye gelmesi ile yayınlar yapması, alanı epey genişletti.****

Akdenizde de Türkiye ile selefi ülkeler karşı karşıya geliyordu. Tam da krizin derinleştiği, etkielrinin Katarda da hissedilip, Türkiyenin müttefiki olan bu ülkenin Körfezz kesimiyle yakınlaşmaları da başka bir kırılma beklentisiydi.****

Amerikada Trump yolcu oldu. Yerine Baydın geldi. Baydın yeniden Ortadoğu toparlanmasına girişti. Hamleler yapmaya girişti. Türkiye ise beklediği aAmerikancılık tek mrerkez olmayı bulamıyordu. Ekonomik kriz ise Türkiyeyi epey derinden vuruyordu. Sadece TL nin tepetaklak gidişi bunun direk rakamsal görünen bir olgusuydu. Sıcak paraya ve dövize ihdiyacı acilen vardı. Bir defasında İngiltere Slop yapıp adalet merkezini de londraya aldı. Katar ise verdiği slop anlaşmasıyla Türkiyenin bazı kaynaklarının da sahibi olmaya başladı. Fakat, Katarın dolarları yetmiyordu. Hem Pekerin açıklamaları, hem ekonomik sıkıntılar hem de Amerikan ekseninde kalma önemiyle Türkiye senelerdir suçladığı BİAE prensini altın halıda karşılayıp övgülerle ülkesine davet ediyordu.

Yapılan anlaşmalarla net olmamasına rağmen beklentielr de karşılanmadı. aAma kaynağa ihtiyaç vardı. BAE bu durumu değerlendirip, bazı önemli kurumları talep ediyordu. Türkiyenin U  dönüşünden de daha fazla uçurumlu dönüşü böylelikle tarihe yazılıyordu. Kinanılmaz dereceye gelip bölgesel arap ülkeleriyle brakın ilişki kurmayı, itifaklar dahi yapıyor. Tarih öylesine gerçeklerle yaşanıp yazılmaya da devam ediliyorörfez kesimi özünde selefiler şimdilik Müslüman kardeşleri geriletme başarısını sağladı. Türkiye tutukladığı BAE ajanını serbes brakıoyor, İnterpol başkanlığına BAE işkenceci emniyetçinin seçilmesinin istanbulda gerçekleşmesiyle de yeni sayfaya doğru hamle yapılmaktadır. Fakat,Tıpkı Mısır ilişkilerinde olduğu gibi, selefi kesimler acele etmiyor. Zorda olan Türkiye idi. Fırsatı da kulanıp, elerine yeni yatırım alanlarına konma hesapları da mevcutdur. Tam da BAE prensinin gidişinden hemen sonra, şimdi de Katar yetkilileri Türkiyeye geliyor. Pazarlıkların olduğu, dış sermaye girişiyle eldeki varlıkların devri hesapları piyasada uçuşmaktadır.****

Ortadoğu projesi başlarken, Erdoğan daha yasaklıydı. Türkiyede siyasal faleyet yapması yasaktı. Fakat, Amerikada anlaşılmaz tavırla Beyaz sarayda kabul gördü. İkinci Buşla görüştü. Önü açıldı. Yasaklar kalkıp, parti lideri oldu. Kendi rejimini kurmak için önce devlet içi mücadeleler verdi. Yaşar Anıtla yaptığı anlaşmayla da devlet içi gücüne doğru önemli hamlesini de gerçekleştirdi. ABD Obama dönemiyle bölgesel güçlere öncelik vermesiyle de dış politikada fetihçi siayset yolu da açıldı. Libya, Suriye gibi ülkelere bu plan çerçevesinde girdi. Girdi de sistemle uyum yerine hep dengeleri kulanma taktiği roluna geçti. Başarıları da oldu. Ama şimdi en sıkıştığı anda bir zamannın müttefikleri ve sonra düşmanlaştığı Körfez ülkeleriyle dahi sermaye ihtiyacıyla devlet varlıkları pazarlığı yapan lider durumuna geldi. Bunlar tarihsel olarak önemli süreçlerdir.

Krizler devam ediyor. Ortadoğu battaklığı derinleştikçe derinleşiyor. Dünün oyok edilmek istenen Suriye şimdi denklemin merkezine dek geldi. Filistin sorunu ise unutuldu.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
336AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin