yaklaşımlarÖzkan Yıkıcıİtalya’da anti faşist protestosu üzerine – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

İtalya’da anti faşist protestosu üzerine – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Hafta sonu Akdemizin en büyük ekonomilerinden birisinde, AB üyesin italyada anti faşist bir mitink yapıldı. Yaklaşık resmi rakamlara göre ikiyüzbin kişilik bir katılımla gerçekleşti. Sert sloganlarla faşizmi lanetleyerek, ilgili partinin kapanmasına çağrı gerçekleştiriyporlardı. Latin Amerikanın Brezilyasını bir yana veya asyanın Hindistanın Modisini dışta tutarsak, böylesi büyük anti faşist eylem son dönemde pek görülmedi. Dahası, olayın aşı üzerinden gelişip siyasalaşmaası da birçok çevreye önemli uyarı şeklinde yakalanması gerekiyordu. Oysa, hafta sonu gerçekleşen italyadaki mitink pek de yapılış şekline göre ters yönde kamuoyularınbda yer buldu. Halbuki hem yayılan hem de devlet şekliyle yerleşmeye yönelen faşizme karşı pek de duyulmayan tepkiler kadar, birçok faşist ve gerici olgunun siyasal normalleşme şekline girmesi tehlikesi de anlaşıldığı kadar pek de yakalanamadığının da işaretidir. Halbuki olaydaki tetikleme unsur, aşı konusu olup bunun siyasallaşarak resmen kiminin kaçış diliyle “kutuplaştırarak” gündemleşmesinin aynasıdır son italya protestosu. Hele de gericilikle faşizmin kucağında eriğen Kıbrısın kuzeysindeki siyaset, ilgili konuyu nrede ise sıfırlaşma derecesinde karşılık verdi. Oysa, birçok ülkede olduğu gibi, bazı çevrelerde kurumsallaşıp iktidarlaşan faşist ve gericilik karşıtı arayışlar arada ses olsa da duyulmaktadır. İtalya eylemi, bir anlamda, sadece italyadaki karşıtlık ve anti faşist eylemle ülke sınırında dyeil genele ynelik de deyerlendirmelerin yüzleşme gününe de parmak basmaktadır…

Önce faşistler sokağa çıkar. Aslında, dünyada birçok ülkede aşıya karşı çıkanlar protestolar yapıyorlardı. Sağ ve gerici partiler yanında bazı aktivisler de bu konuda tavır koyuyorlardı. Fakat, konu siyasalaştııkça ve faşist gerici partiler sahip çıktıkça, gerici unsurlarla normal gelecek aşı yapmama tutumu siyasallaşarak gerici protesto şekline de dönüyordu. Biliyorsunuz, her konu onu örgütleyip kulanan gücün hegemonyasına girdikçe, karekterislikle çıkarına da girer. Nitekim, italyada birkaç hafta önce faşist partiler aşı karşıtı protesto eylemi yapıyor. Örgütleyip kulanan sağ olduğu için de onun siyasal karekterisliklerini taşıdı. Sonunda, senidikalara ve diyer sol örgütlere karşı saldırılar yaptı. Konu birden faşist sol ikilemine girdi. Sol kesimler de anti faşist gösterisini geçen hafta sonu yani bairkaç gün önce düzenledi. İkiyüzbin üzerinde katılım oldu. Resmi görüş dışındakiler ise sayıları çok fazla söylemektedir. Meydanlar faşist partielrin saldırılarını protesto etmekle kalmayıp, ilgili partilerin kapatılmasını istedi. Meclise sol partiler öneri hazırlayıp sundular. Bu italyanın karat-kterisliklerini bilmeyenler için sürpriz gelebilir. K. KIbrısta yaşayan kesimler için başka anlam veya ilgisizlik duruşu da ifade etmesi doğaldır. Ama, gerçek, örgütlü tutumun önemini deyiştirmez.

Konunun biraz daha iyi anlaşılması  için italya hakında bazı ek bilgiler ekleyelim: italyada Emperyalist çağda üretilen ilk faşist devlet deneyimi, çok kanlı ve acı  şeklinde yaşandı. Ülkede sol Gramşinin kurduğu komonist parti, sonradan Guyanın Avrupa komonist deneyimi ve birçok rakidal akdevist deneyimleri de yaşandı. Mafyaların etkinliği tarihselden güncele oldukça yaygın etkileri kurumsallaştı. AB içinde üçüncü büyük ekonomi durumundadır. Ülkede oldukça kualisyon deneyimi vardır. Bunlar ilk akla gelen günümüz birikimli İtalyan yapısının kurumsalaşmış şekileridir. Ayrıca, italya bir yanda Katolik kilisesinin etkisi içindeki Vatikanla da içeleşti.Kısa zaman pandemi deneyimi de ilginçtir. İtalya Ab iiçinde başlangıçta en yaygın Korona salgınını yaşadı. Batıdan dyeil de Küba ile Çin doktorların yardımıyla konuda başarı gösterdi. Bu nedenle devlet Kübaya anbargo uygularken, halkın bir kısmı Kübalı doktorları aday ödüllere gösterme tutumları sergiliyordu. Zaten pandemi dönemiyle ülkedeki faşist deşifre ile sol sağlık politikası ikilemleri yeniden ayrışmada derinleşmeye gidildi. Bu aşı konusuna dek gelindi. Birçok akdevistin de aşı karşıtı olmasına karşın, bireysellikten öte örgütlü güç olma nedeniyle faşist partiler bunu siyasal kulanıma ve kitleleri sokağa dökmeyi başarıp, olayı kendi dağarcıklarına katılar. Son yaşanan gelişmeler de italyadaki geniş siyasal alan ile örgütlenme şekileri sonucu siyasal bakışta tekcil kalınmayı da engeledi. Nitekim, italya benzeri faşist örgütlerin kulandığı aşısızlıkta birçok saçmalamanın yapılıp, gericilik nedeniyle karşılık bulduğuna da sık sık raslamaktayız. Bu nedenle olay salt aşı deyil, faşizmin tabanı harekete geçirip sola saldırmanın esrumanı yapma siyasal noktasıyla düşünmek gerekir. Örgütlü olan solun tarihsel deneyim birikimiyle de sokakta karşılık verme doğalığı yaşandı.

İtalyada konunun gelişmesi, gericilik ve faşizmin örgütlü oluşuna solun karşılık verecek dderecede oluşuyla sol deyerlerle bakışın etki olduğu kesindir. Belli ki pandemi dönemi ve sağlık tartışılırken, bireyselik ile piyasa müşterici dışında insan eksenli sosyal yönle yaklaşma olunca, konunun daha iyi yaşanmasına neden oluyor. Son anti faşist mitinki, resmen faşizme karşı eyleme dönüşme etkeni, sosyalist sol deyerler ile sendikal sınıfsal bakışın oluşunun kolayca kitlelerin tepki verme gerçeğidir. Eğer ayni pencereden bakıp konu dar eksende olsaydı, faşizmin ileriye adım atıp daha bir kökleşen bakışıyla kendi deyerleriyle yerleşmesine tanık olacaktık. Çok yönkü kültürleşen siyasal italya, aşı olayında dahi siyasalaşınca nerelere gidileceğinin örneklemidir. Bunu elbet Kıbrısta anlamak çok güç. Çünkü alışılan sömürgeleşme kültüründe, siyasal işbirlikçiliğin daraltıldığı alanda geniş düşünüp, sınıfsal bakıp genel politikayla sorgulama olayı çok uzaktır. Ozaman, İtalyan protestolarının da heber olup öneminin anlatılmasına da ihtiyaç kalmaz. Oysa, italyanın önemi faşizmin deneyimini yaşamadsı, sağlıkta sosyal ve piyasa deneyimlerinin de üzerlerinde denenmesi nedeniyle daha kolay siyasal sorgu yapıp eylem koyma potansiyeli de kitlesel olarak mevcutdur. Bizim gibi yerlerde faşist partiler normal görülüp eylemleri de demokratik n-denilirken, bir yerden sonra, italya gibi solun da güçlü deyerleriyle olduğu yerde, buna sınır konup, ilgili partielrin yasaklanması talep edilme noktası vardır. Fark bu derecede farklı ve derindir.

İtalya yeniden pek duyulmayan, uzakta Brezilyada sık sık duyulma nadirliği dışında, faşizmin tehlikelerine işaret eden eylemle bize bir uayrı yaptı. Sokağa yüzbinler çıkıp faşizim lanetlenip, partilerin kapatılmasını istediler. Saldırıya uğrayan sendikalara karşı tepki verdiler. Adalet gerekeni yapsınla evde kalmadılar. Meydanı faşistlere şimdilik brakmadı. Nitkim bunun yansıyışının sonucunu ikinci tur yerel kısıtlı seçimlerde de göreceğiz. Ama, faşiszmi yeniden hem de protestoyla birlikte sokakta italyada yeniden duyduk. Hani yok saymak, varlığına normal şekilde destek verme kandırmacanın nrelre gideceğini pek uzakta dyeil, italyada hafta sonu gördük. Tabi ki olayı haber yapıp duyurma görevini medya yaptıysa, demokratik denilen örgütler aldıysa.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin