yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGündeme takılanların düşündürdükleri - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Gündeme takılanların düşündürdükleri – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Öncelikle ilgili konu hakında, önemli uyarı yapnmak artık şartdır. Genelikle geçmişi anarken, gününmüzde geçmişte yaşanan gerçeklerle deyil, daha çok günümüzdeki düşünce konumuna göre isimlendirip gerçekleştirilme geneleği güçlendi. Bununla da geçmişten çok günümüze idolojik destek yargısı öne çıkmaktadır. Tehlikesi ise yaşanan gerçekler ile o dönemin koşullarıyla bağdaştırma yerine, günümüz ekseniyle damtılması yaşatılmaktadır. Yaşananın önemli noktalarının da silinmesine neden güçlendirilmeye çalışınmaktadır. Günümüz konumuna göre yeniden geçmiş yazılımı oluşturulma olanağı da yaygınlaşmaktadır. Resmi idoloji elbet işine geleni alıp öteki gerçekleri yok sayarak, tarih ve anılar oluşturma tutumu malumdur. Böylelikle, havıza kaybı ile yeniden istenilen yalanın yerleşmesine de zemin yaratılmaktadır. Bunu birçok ülkemiz yakın tarih dönemlerinde anımsatma adına bu köşede sık sık buluyorsunuz. Fakat, ayni hatayı muhalefet de yapınca, hele de önemli taşlanma sürecini göz ardı ederek basit ezberlerle, günümüz deyrleriyle simgeleyince, geçmişin önemli gerçekleri de giderek yok olma noktasına geldik…
Gündemin haberlerinden birisi Ziya Rıskının anılmasıydı. Muhalif ile teşkilat ikilemli siyasal yaşamı nedeniyle zaten resmi görüş pek de istekli olmaması normaldı. Fakat, Ziya Rıskıyı övüp devamında olduklarını ilan eden, kendine sosyaldemokrat diyenlerin konuşma biçimleri, bence net şekilde eleştirilmelidir. Rıskı, basit şekilde Leymosunlu, belediyeci ve teşkilatçı eksenle, çoğu içi boş kelimelerle geçiştirilecek kişi deyildir. Rıskı K. Kıbrıs tarihinde çok önemli siyasal kavşaktaki temsilci idi. Nedense bunu kimse söylemek istemedi. Rıskı K. Kıbrıstaki yeniden yapılanma dönemindeki ilk önemli net siyasal müdahalesini yaşayan liderdir. Kimse 81 seçimlerini nedense konuşmaktan kaçmaktan başka çare düşünmüyor. Oysa ilgili tarihte Denktaşın rakibi Rıskıydı. Dahası, Rıskı teşkilat tarihinin de bilinmesindeki gücü nedeniyle o yarış çok sert geçiyordu. Bir anlamda K. Kıbrısta demokatik kıpırtı, yükselen devrimci sempatizanlık, Ziya Rıskıyı inanılmaz şekilde meydanlarda sola yönelik söylemlere çekti. Bitmedi: Seçim sürecinde K. Kıbrısta önemli siyasal tartışma gerçekleşti. Birçok yakın tarih dönemi yeniden meydanlarda ve tartışmalarda yer buldu. Suçlamalar karşısında Rıskı elinde dosyalarla resmen meydan okudu. Denktaşın Masonluğu dahi konuşuldu.
Tüm bunlardan sonra gerçekleşen 81 Cumhurbaşkanlığı seçimi de tarihe önemli müdahale olarak yerleşti. Toplanan veriler ve a açıklanan sonuçlar birbirine tersti. Bunlar sokağa çıkarak da yankı buldu. Yapılan araştırmalarla seçimi Rıskının kazanma olasılığı giderek güçleniyordu. İtiraz döneminde anayasa başkanı veya seçim kurulu yöneticisi etraftan kayboldu. Tepkiler sürerken, etrafta müdahaleyle baskıların geleceği söylentileriyle muhalif sesler sokaktan çekilmesi istendi. Partiler en azından hükümeti kurma noktasına geriledi. Bu olayları direk birerbir yaşadım. TKP içindeki köstebekler sırıtmaya başladı. İtiraz etme süreci resmen geçiştirildi. Bu yükselişte direk sandıklara müdahale edilip başka rakamlar ilan edilmesi öfkesi örgütsüz brakılmakla yetinmeyerek, resmen hükümeti kurma notkasına yoğunlaştı. Ekleyelim: bu konudaki birçok görüşme ve ilişkiyi bizat tanık halindeydim. Üstelik, Denktaşın fedayileri köylerde “Kıbrısı Fatsaya çevirmek isteyenler var” probagandası yapılıyordu.
Aradan geçen kısa zaman içinde, iyi tanıdığım bazı istihbaracılar dahi seçimi Rıskının kazandığı, ancak birielrinin Ziyanın Akelci olduğunu söyleyip seçimi ona verdirtmemek gerektiğini dayatılar. Olay böylelikle yakın tarihte K. Kıbrısın öyle bağımsız falan deyil de giderek ilhaklaşma sürecinde olduğunu kanıtlıyordu. Zaten, oyalama hükümet konuısunda etraf biraz sakinleşince, başta Kotak verdiği sözü unutup yavaş yavaş sistem yerini bulmaya devam ediyordu. Yetmezmiş gibi TKP parçalanması ve bağımsızlık tartışmaları sosyaldemorkatları darmadağın yapmaya başladı. Seçimi Rıskı kazandı söylemelri, yerini ikinci tura kalınacaktıya gerileyince de artık oluşan muhalefet yükselme dalgası da düşmeye devam etmeye hız verdi. Bu arada Türkiyeden adaya getirilip, Muhalefete çalışan bazı TC yurttaşı, apartopar alınıp sürüldü. Bunlar yakın tarihin önemli dönemecidir.
Şimdi anladınızmı, neden Ziya Rıskı derken, önemli tarihsel bölümü dışta brakılarak havıza kaybına eklendiği tesbitiyle, uyarı yapma ihdiyacım oldu; Siz kişilik ve içi boş demokratlık nutku çekeceğize,resmen Rıskının çalınan başkanlık 81 seçimiyle tarihimize vurulan hançeri anlatmak gerekir. Grçekten, o döemki tartışmaların boyutu ve Denktaşın hırçınlaşıp ordunun direk müdahale etmeleri ile yurtaş yapma tavırlarına rağmen bu sonuç alınıyordu. Seçilen kişilerin siyasal köstebek konumları ve seçim kurulunun kaybolması ise olayın sadece sonucu oluyordu.
Hep dikatimde duruyor: nedense eskiden hem de yaşayıp tanık olduğum olayların böylesine sildirtip, banbaşka anlamlar veya yokmuşçasına yitirlmesi, beni epey endişelendiriyor. Sosyalit hedefli mücadelelerin giderk ya anlamsızlaştırılması veya “demokrasi” kelimesiyle anlamsızlaştırmalar, bir dönemin öneminin de hiçeleşmesine neden teşkil etmektedir. Bunları ne yazık hep yaşıoruz ve yaşayacağız.***
Son bir not, Türkiyede yurt dışı askeri müdahale tesgeresi geçti. İlk defa CHP Suriye tesgeresine hayır dedi. Bir anlamda, itifak gerçek ikileminin de aynası oldu. Fakat, Lübnandaki askeri tesgerede tartışma pek olmadı. Oysa Lübnandaki Türkiye asekerinin görevi nedir diye sorsam, kimse doğrudürüs yyanıt veremez. Oysa Türkiyenin de bulunan askeri varlığı israile karşı saldırıları önlemek ve hizbulahı silahlandırmaktır. İssrail saldırırken, Lübnandaki Hizbulah direnişini kırma amacıyla ülkeye asker konumlandırıldı. Bunlar, Ortadoğu hegemonya mücadelesindeki birer birer hamlelerdir. Hala anlamayanlar, hem de cihatçıları lanetleyenler, kimleri korumak için asker gönderildiğini de mutlaka düşünmelerini sağlamak önemlidir. Bunlar eğer gerçekleşmez se sırf fetihçilik runuyla devam edilirse, savaş kuralı ve gericileşmenin tutsağı olunacaktır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin