YKP 14. Kurultayı, 18 Eylül, Cumartesi günü, saat 15:00’de yeni açık pazar alanı “Merkez Lefkoşa”’da toplandı.
Kurultay Sekreterya üyesi Kemal Güçveren’in konuşması ile açıldı. Devrim ve sosyalizm mücadelesinde hayatını kaybedenlerle ilgili bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştikten sonra Divan oluşturuldu. Divan Başkanlığı’na Rasıh Keskiner, sekreterliğine Emir Taşçıoğlu ve Gülay Kaşer seçildi. Divanın oluşumundan sonra Divan Başkanı Rasıh Keskiner kısa bir açılış konuşmasını yaptı. Daha sonra gündemdeki diğer başlıklar ele alındı.
YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı Yürütme Kurulu adına bir konuşma yaptı. Kanatlı konuşmasına başlarken Kurultaya katılan herkese teşekkür etti ve ülke olarak çok zor zamanlardan geçtiğimizi belirtip, her şeye rağmen mücadeleye devam edeceklerini ve barışa ve sosyalizme doğru yürüyüşlerinin süreceğini ifade etti. Kanatlı’nın konuşmasından sonra gündemin diğer maddelerine geçildi.
Parti Meclisi ve Mali Rapor görüşülüp aklanması onaya sunuldu ve oy birliği ile kabul edildi.
Son olarak da Parti Meclisi Üyeleri’nin ve Parti Disiplin Kurulu Üyeleri’nin seçimi gerçekleştirildi.
Yeni Parti Meclisi
Yeni Kıbrıs Partisi Parti Meclisi Üyeleri şu isimlerden oluştu; Alpay Durduran, Cevdet Beysoydan, Emir Taşçıoğlu, Enver Ballı, Erdinç Selasiye, Ergün Emiroğulları, Gülay Kaşer, Halil Karapaşaoğlu, Halil Paşa, Hamit Aygün, Hamit Yücel, Kemal Güçveren, Mehmet Karadal, Murat Kanatlı, Mustafa Hami, Mustafa Noyan , Özkan Varoğlu, Rasıh Keskiner, Yaşar Karakaş
Parti Disiplin Kurulu ise şu isimlerden oluştu; Oğuz Özen, Salih Coşar, Engin Ekici, Kemal Aktunç, Serhan Gazioğlu
Parti Disiplin Kurulu daha sonra kendi arasında görev bölümü yaparak 3 asil, 2 yedek üyeyi, belirleyecek.
YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı’nın konuşması
Değerli dostlar, yoldaşlar, arkadaşlar!
Değerli basın emekçileri, ki ağır koşullarda, çoğu zaman güvencesiz, çoğu zaman risk altında işini yapan, ekmeğini en zor koşullarda çalışarak sağlayan basın emekçileri, hoş geldiniz!
On yıllardır parti üyeliği nedeniyle baskının ve zorbalığın her türlüsü yaşatılan ama inadına özgürlük, inadına barış, inadına Kıbrıs’ın birleşmesi için, işgallere, TC’nin acentalarına ve bazılarının gönüllü tutsaklıklarına, TC’nin tüm yeraltı ve yerüstü teşkilatlarının sivil ve askeri bürokratlarına karşı partimizi destekleyen üyelerimiz, sempatizanlarımız, parti dostlarımız, yoldaşlarımız; hoş geldiniz!
Zorlu dönemlerden geçiyoruz, siyasi parti olarak da, adayarısında ve dünyanın onlarca coğrafyasında yaşayanlar olarak da zor zamanlardan geçiyoruz… Tüm mümkünlerin kıyısındayız… Her şeye rağmen mücadelemizi, barışa ve sosyalizme doğru yürüyüşümüzü sürdürmeye kararlıyız…
Arkadaşlar,
YKP, 32 yıldır örgütlü mücadelesini sürdürüyor…
Bunun çok öncesinden de başlayan mücadele, gelecek kuşakların bu adada ve dünyada onurlu ve özgür bir yaşamı kurabilmesi içindir…
Gelecek kuşaklara, tel örgülerle bölünmüş, etrafı askeri kamplarla çevrilmiş, şovenizmin ve ırkçılığın her kilometre karesinde hissedildiği bir coğrafya, kapitalizmin insafına terk edilmiş bir dünya bırakma niyetinde değiliz… Bu nedenle ısrarla ve inatla bu mücadele, mücadelemiz sürüyor, sürecek…
Adanın bütününde de, zor bir dönemden geçiyoruz… Pandemi süreci birçok şeyi derinden etkiledi, aynı zamanda bizlere sağlık hakkının ne kadar önemli olduğunu yeniden hatırlattı. Bunun yanında bu küçücük adanın sınırlarla bölünmesinin pandemi sürecindeki birçok sorunu artırdığını gördük. Yalnız pandemi değil, yangınlar, diğer doğal felaketler, sağlık sorunlarında da yeniden bu adanın bölünemeyecek kadar küçük olduğunu hatırladık…
Bölünmüşlüğe, taksime karşı diğerlerine göre daha kolay fark edilen şovenizme ve milliyetçiliğe karşı mücadele bu dönemde maalesef yeterli değildir. Ama geldiğimiz noktada sonuçları en az şovenizm kadar tehlikeli, taksim sürecine, istirdat faaliyetlerine katkısı kolayca fark edilmeyen umutsuzluğa, karamsarlığa, “bu memlekette bir şey olmaz” hallerine karşı mücadele de gündemimizde önemli bir yer tutmalıdır…
Umutsuzluğun pompalandığı bu dönemde, net olarak bilinmesi gereken şudur ki, umutsuzluk demek statükonun, işgalin ve fetih politikalarının devam etmesi, kökleşmesi, kurumsallaşması demektir… “Bu memlekette bir şey olmaz” demek, 40 bin TC askerini, binlerce ABD, İngiliz, Yunan ve diğer uluslardan askerleri, bir sürü üssü ve askeri teçhizatları kabullenmek, sineye çekmektir…
Mücadelenin yavaşlaması, durması, ertelenmesi demek, Türkiye’nin burayı, asker ve sivil bürokratlarıyla neoliberal politikaları da kullanarak, İslami cemaatlerin yeşil sermayesiyle, kolonileştirme sürecine devam etmesini kabullenmek demektir…
Susmak, kabullenmektir, umutsuzluk, Kıbrıs’ın resmi olmasa da, fiil olarak TC’nin vilayetine dönüşmesine onay vermek demektir…
Tam da bu nedenlerden dolayı YKPlilere düşen en önemli görev umudunu canlı tutmaktır…
İnatlarına, meydan okuyarak ama neşemizle isyanımızın işgale olduğunu, Kıbrıs yeniden birleşeceğini, barışın bu topraklarda yeniden yeşereceğini söylemek, bunun için mücadeleyi yükseltmek görevi bizlerindir…
İnatlarına, elbet bir gün bu adanın tümden askersizleşeceğini, tel örgütlerin olmayacağını, sınırsız, silahsız, garantörsüz, tam bağımsız olunacağını söylemek YKP’lerin tam da böylesi zamanlarda görevidir…
Umutla, yeniden, başka bir dünyanın ve sosyalist Kıbrıs’ın mümkün olduğunu söylemek bizlere düşendir…
Değişmeyecek tek şey, değişimin ta kendisidir… Nice imparatorluklar, padişahlar vardı; yaşadıkları dönemlerinde hiçbir şeyin değişmeyeceğini söylediler, sonsuza kadar yaşayacaklarını iddia ettiler ama şimdi yokturlar… Marksistler değişimin ta kendisine, değişimin dönüştürücülüğüne, devrim süreçlerine inandılar ve bugüne kadar da çok az yanıldılar… Bu nedenle tereddüt etmeden bir daha biz kazanacağız diyoruz…
Değerli Dostlar,
Dediğimiz gibi, ana yurdumuz adamızın yeniden birleştirilmesi için, statükoya karşı ve işgalin ortadan kalkması için mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz…
Bu mücadeleye katılmak, katkı koymak isteyenlerle bir kez daha da çağrı yapıyoruz…
- Kıbrıs’ın yeninde birleştirilmesi için mücadeleyi benimseyenlere,
- Sınırsız, silahsız, garantörsüz bir Kıbrıs mümkün diyenlere,
- Emekten yana, toplumsal cinsiyet eşitlikçi ve özgürlükçü, anti-militarist, ekolojist temelde “eşitlikçi ve özgürlükçü bir sosyalizm, hemen şimdi” diyerek örgütlenmede ve mücadelede taraf olanlara,
- TC’nin asker ve sivil bürokratlarının hegemonyasına karşı, “talimatla yönetilmeye hayır, bu memleket bizim, biz yöneteceğiz” diyenlere,
- Fetihçi bir zihniyetle Kıbrıs’ın kuzeyinin denizaşırı vilayetleştirilmesine, asimilasyon politikalarına, demografik yapının değiştirilmesine karşı çıkanlara,
- Başka bir dünya mümkün diyenlere; dünyanın merkezi Lefkoşa değil diyerek, neo liberal saldırganlığa karşı mücadeleyi dünyanın her yerinde ve aynı zamanda Kıbrıs’ta yükseltme kararlılığında olanlara,
- Sermayenin değil, emeğin Avrupa’sını savunanlara,
- Bütün halklar kardeştir diyenlere
- Dili, dini, rengini, ne olursa olsun, kadınlara, LGBT bireylere, gençlere, emekçilere, ekolojistlere, anti-militaristlere, barış aktivistlerine Yeni Kıbrıs Partisi’ne katılım çağrısı yapıyoruz…
Bir kez daha, gelin yeni bir Kıbrıs’ı, yeni bir Avrupa’yı, yeni bir dünyayı kurmak için, işgale karşı sosyalist Kıbrıs yolunda YKP’de birleşelim diyoruz…
Sevgili dostlar,
Defalarca dediğimiz gibi, gelecek kuşaklara sözümüz var; onlara, sınırsız, silahsız, garantörsüz, askersiz, sosyalist bir Kıbrıs bırakacağız, bu nedenle yolu yok, mücadele sürüyor, katkı koyanlara, yüreğini koyanlara yaşamını adayanlara bir kez daha teşekkür ediyoruz…
Kurultayımızın başarılı geçmesi dileklerimizle, katılan herkese teşekkürler…