Son dönemde coğrafi deyil de daha benişletilip siyasal projeleri oluşturulan Ortadoğuda egemen siyasal kayışlar yaşanmaktadır. Afganistan yeniden Taliban denetimine geçti. Bu bir anlamda idplip Afganistan ekseninin de terör merkezli oyun kuramına da genişlik getirilmektedir. Başlangıç BOP olayında siyasal veya ılımlı islam merkezli Müslüman kardeşler devlet şekillenmeleri, son olarak Fasta da seçimi kaybetti. Türkiye ise “ki eş başkan ve modeldi” bir anda karşıt düşman kıldığı selefi kesimlerin yanına doğru yelken açmaya çalışıyor. Son olarak Pekerin de videyo etkileri ile ihtiyaç duyulan dış sermaye aciliği sonucu Birleşik arap Emirlikleri yönelişleri de artıyor. Tüm bunlar bir anlamda Ortadoğun projesindeki emperyalist merkezli siaysal Müslüman kardeşler ekseninin daralıp yerini başka gerici hareketlerin almaya başladığının da nnet kanıtlarıdır..
Krizlerde aşmazlık ve kağosta arayış bir anlamda gericlik ile karanlık üretirken, işbirlikçilik kayışları veya düşman dost eksen silekleşmesi de normaldır. Nitekim projeje başlangıcındaki “ılımlılık” imajlı hareket, şimdilerde epey gericileşip boşlukları da selefilerin veya öteki terör dedikleri El Kaide ve IŞİD tipi hareketler doldurmaktadır. Bir anlamda merkezi kolektif emperyalist çevreler bu karmaşalı gibi görülen hareketleri yerine göre dost düşman kulanımda faydalanmakta, yönlendirmektedirler. Müslüman kardeşler Tunusta Tasfiye sürecine sokulurken, BAE baskısıyla Türkiye bazı Müslüman kardeşler liderlerine tavır korken, birden hükümetde iktidar olan ve kısaltılmışı AKP olan siyasal İslamcılar hem de hezimeti az detirtecek kayyıpla çıktılar. Konu siaysal islam olunca da farketmez, hemen başta Türkiyede yankı buldu. Özellikle AKP iktidarının yaptığı ve muhalefetin pek de muhalefet yapmadığı koşulalrda, üstelik kamuoyuna göre de Erdoğanın oy kaybettiği anda gelen Fas seçim haberi epey yankı buldu. Hemen, birielri seslendirip “AKP Fasta yenildi” yorumlarını yapmaya başladılar. Fas böylelikle Ortadoğu genelinde ayrışan İslamcı çizgiler eksenindeki kayışıyla adeta moral veya demoralizyasyonlar yaratı. Olay böyledir. Benzer olup veya aşmazlarda başka yerdeki gelişmeler ya direk gündemleşir veya K. Kıbrıs gibi duymazlıkla Erdoğanı ilşşmeyelim çizgilerinde korkup sıkışılarlar.Tıpkı İmamoğlunun denktaşın anıtını yapma önerisine bizim koltukçuları duymazdan gelip korkuyla onu bunu söylemeleri gibi.****
Belirtiğim gibi; Fasta AKP yani siyasal İslamcılar hem de epey oy kaybıyla adeta silinme aşamasına gelen seçim sonuçlarıyla gündem oldular. Türkiye AKP kendi gerçeği ile yaşananlar nedeniyle bunu muhalif kesim havada kaptı. Üstelik, Müslüman Karddeşlr her yerde Cezayir hariç yenilerek silinme aşamasına geldiler. Bazı yerlerde de selefileşip başka eksene kaydılar. Bu Fas gazıyla Erdoğanın da sırası geldiği inancını oluşturmaya çalışıyorlar. Gözden kaçırılan; Emperyalist yapının kendisidir. Erdoğanın miyatının dolup dolmadığını etkieleyecek güçelrden birisi de Emperyalist güçlerdir. İşlerini gördükçe, seçenek kendi lehlerinde olmadıkça, neden Erdoğanı bitirsinler. Fasta ise Kral dahi zaman zaman Müslüman Kardeşlerle çelişmeye başladı. Hat ta muhalefet liderlerinden birisi de Fas AKP çizgisinden ayrılıp kendine Liberal dyeip de seçime girdi. Böyle farklı özellikler vardır. Ama, Türkiye siyasal ekseni birazda moral ile yeniliğr duygusunun yeşermesi adına bu örneği kaptı.
Burada bir noktaya ikili Fasa geçecem: hatırlarsınız, kısa zaman önce Fas direk İsrail ile ilişkilere girdi. Bunun ödülü de Amerikan desteği ile Batı Sahrayı Fasın ilhakına verildi. Bu önemli gelişmeyi başta Türkiye medyası hiç kapmadı. Oysa, Erdoğan çevresi yeri geldiğinde işkal edilen yerlerin ilhaklaştırma örneği olarak Batı Sahrayı gösterme m emsaline kavuştu. Galiba son örneklemler hep emsal şekilde Afrikada oynanıyor. Eritre, Güney Sudan, gibi ayrışmalarla sınırların dyeişmezlik anlayışı bozulup yasalaştırıldı. En son hem de B.M. kararlarına rağmen Batı Sahrayı Fas ilhak yaptı. Zaten, işkal ederken ilk uygulamaları Batı Sahradaki nifus yapısını dyeiştirme adına nifus aktarıp yerleşik sayılarını epey öne çıkardı. B.m. kararlarında ise referandumda sadece Sahralılara hak veriyodu. Refrandumun yapılması kararı dahi oluşturuldu. Ama uygulama yerine, Amerikan desteği ve İsrail kartıyla Batı Sahra ilhak edildi.
İşte size ikili Fas resmi Seçimelrde 123 vekile sahip olan AKP 13 sayısan gerileyip 8 parti sırasına gerileyip hezimetin yeni bir örneğini yazrken, öte yanda ülkedeki eğer dneilen demokrasi gelecekse, öncelikle ilk bakacağımız yer Batı Sahranın ilhak politikasına devam mı yoksa referandum mu sorusuyla karşılık bulacak. Bunlar günümüz Emperyalist sistemin krizlerindeki derinliğin kaçınılmaz simgeleridir. Müdahalelerini askeri anlamda daraltmak isteyen ABD öte yandan bölgesel ülkelere de alan açıp müdahale ve alan geliştirme politik açılımını da brakıyor. Türkiye Amerikancılığı kulanıp bunu şimdi de aAfganistanda denerken, Fas da Batı Sahraa ilk bölümünü hamleyle öne geçtiğine tanık oluyoruz.
Kısaca; Fas kkonuşulurken, Türkiyede sadece seçimlerle yetinlip AKP muhalif arayıştaki mavzeme oluyor. Oysa ben Kıbrıstan bakarken, kısa zaman önce Batı Sahra ilhakından başlayıp yeni seçimlerin hangi kararla buna yaklaşacağına odaklanıyorum. Dedik ya bazen Türkiyeden bakış ile Kıbrıs penceresi pek birbirine benzemiyor. Farklı koşulların farklı deyerlendirme veya beklentilr oluşturması normaldır.