Kıbrıs, türkiye, Yunanistan, İngiltere ve ABD: daha bazı başka kesimleri de ilgilendiren tarihi günlerin yıl dönümünde bulunuyoruz. Her nekadar 6 7 eylül günleri Türkiyede yaşatılan ülke olsa da nedenleri ile sonuçları çevresel birtakım ülkelerin de geleceğini belirleyen provakasyon olduydu. Üstelik Emperyalist Ortadoğu yeni siyasetin de ilk deneme tahtası da gerçekleştirildi. Nitekim, bazı kişiler net olarak “CİA denetiminde Özel Harp dayresinin Türkiyedeki ilk başarılı eylemi” olarak konuyu isimleştirdiler.
İstanbul ve bazı başka kentlerde başta Türkiyedeki rumlar bedelini kötü ödediler. Zorunlu göz etiririlirken, katliyamların da hala kalıntıları akılda duranlar var. Bunların bedelini Türkiyedeki azınlıklar öderken, yapılan hesap da birçok ülkenin siyasetini etkiliyordu. Bu ülkelerden birisi de direk Kıbrıstı. Zaten, istanbulda azınlıklara ve özellikle rumlara saldırılırken “Kıbrıs Türktür türk kalacak” sloganları kinle atılıyordu. Hesap ve sonucu bir anlamda Emperyalizmin yeniden Ortadoğu sömürge politikasındaki önemli başlangıçlardan biri olarak da deyerlendirilmesi şart.
Klasik artık kanıtlanan gerçeklerle olay gerçekleştirildi. Selanikteki Atatürkün doğum evi bbonbalandı. Ardından hemen türkiyede haretkete geçen çevreler, bunu Yunanlıların yaptığını hatta kimisi daha ileriye gidip Makariyosu destekleeyenlere dek uzatılar. Sonuçta, iki gün Türkiyede rumların yaşadığı yerlerde linç hareketleri aldı başını gitti. Sonradan suçu solculara atmak istemeler de oldu. Pek tutmasa da yine de sol sağın faşist provakasyonunun da suçlusu olarak kulanılmak istendi. Bir anda Lozan falan dmeden devlet de seyreder gibilik rolunda görünürken, Türkiyede önemli azınlık katliyamları yaşatıldı. Bunun yukarda belirtiğim Selanik bonbalanması olayı, sonraradan hem de adı verilerek MİT ajanının yaptığı ilk ortaya çıkan gerçeklerden biriydi. Sonradan, güçlenen sosyalist hareketlerin de araştırmasıyla Türkiyedeki ilk Konturgerila provakasyonu olduğu anlaşıldı. Bunun elbet Emperyalizmin hele de Türkiye Natoya girerken, CİA Özel Harp dayresi adıyla kendine bağlı yapı kurarken, bu provakasyon sonrası başarılı ilk eylemelri nitelindirlmesi, olayda siyasal yönleri de belirtmemiz şart. Bedelini ödeyen başta rum azınlığı öldürülen yağmalanan ve sürülen olurken, siaysal etkileri de bölgesel yeniden denklemi kuruyordu.
Hemen bazı noktaları da sıralayalım. Türkiye Batı itifakı emperyalist Natoya girer. İngiltere artık Kıbrısta Yeni sömürge tipi yapı kurmak ister. Her iki ülke de Natoda. Ancak, görüşmeler yapılmasına rağmen hala Türkiye Kıbnrısla ilgilenmek istemiyordu. Brakın günümüz etle tırnak makalesini! Resmen Türkiye belgelerde olduğu gibi “bizim Kıbrıs meselemiz yok” dneiliyordu. İngiltere çaresizce örgütlediği ingilteredeki Kıbrıslı Türkler cemiyetine rağmen Türkiye hala tavırsız gibiydi. Bunun üzerine bölgeye yeni hegemonist güç aAmerika da Türkiyede etkisini deyişik örgütlerle güçlendiriyordu. CİA ve bağlı yapılarla provakasyon yapma ve Sovyetlere karşı durmanın örgütlenişini geliştiriyordu. Türkiyenin Kıbrıs konusundaki tutumu ve Yunanistanın yeni sol hareketi yenip batının etkisine girmesi, yeni denklem için hareket ışığı çakıldı. Yukardaki provakasyonla resmen Türkiyede azınlıklara önemli darbe vurulurken, Türkiyenin de başta Kıbrıs politikası batıyla uyumlaşıyordu. Eylül olaylarından sonra Türkiye Kıbrıs sorununa daha İngiltere isençli politik duruşla devreye sokuldu.
Eylül olaylarının ikinci önemli ve geneleştirilmesi gereken politik durum da Amerikanın artık Ortadoğuda güç olduğu ve ingilterenin gerilemekte bulunuşun da örneklem yaşananıydı. Nitekim iki yıl sonra İngiltere Fransanın Süveyiş yenilgisiyle resmen ABD ortadoğuda ipleri birer birer eline geçirmeye hız verdi. Fakat, Kıbrıs için 6 7 Eylül utanç katliyamları, Türkiyenin Kıbrıs sorununda direk müdahale etmesini kabul edişidir. Devamında herkesin bilip söylemediği Taksim tezinin de seslendirlmesi ve 58 Ocak Bağdat paktında bunun şekillenmesiydi. Böylelikle İstanbul ve izmir rumları ölümle karşılaşıp, mülklerini brakıp giderken, onların bedeli üzerinden Türkiye ingilterenin istediği Kıbrıs politikasına da yerleşmiş halde yeniden sürece katılıyordu. Bunlar nedense pek söylenmez. Türkiyede hala ilgili tarihlerdeki katliyamlar yüzleştirilmez. Olayın salt Türkiye deyil genel emperyalist politikaya dek açılmaz. Oysa olayda söz konusu olan örgütün CİA bağlantıları. Ayni provakasyonları sık sık sol kesime de uygulamasına karşın, sorgulama gerçekleşmemesi nedeniyle konu pek gündemleşip derslerle yeniden tariha de bakılamaz. Bu sonuçla da Ersin Tatar gibi bir K. Kıbrıs kayumu gidip hamasetle ahaliyi coşturmaktadır.