yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTemmuz’dan Ağustos’a geçerken – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Temmuz’dan Ağustos’a geçerken – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Saatler sonra, Temmuz ayının da sonunu getireceğiz. Sıcakların artığı, dışarda hala ağustos böcekleri öterken, bir ayı daha göndermeğe saatler kaldı. Ömrümüze yeni ayına geçeceğiz. Tıpkı iklimsel sıcaklıklar gibi, yanına durmadan gelen orman yangın haberleriyle de küresel yükselen ısının buharı altında kalıyoruz. Medyalar Türkiyedeki geniş alana yayılan ve günlerdir süren orman yangınlarıyla kapzanıyor. Tabi Kıbrıs klasipi de gerçekleşiyor. Çok az medya dışında müsaade edilen kadarıyla konu haberciliğe taşınıyor. Onun için, eleştiriler, yanlışlar pek yer bulmaz. Ersin Tatarın artık konuşacak söz bulamayıp hep ruma veriştirme ve Maraş fettetmeler daha iyi haber nitelikte kulanılmaya birçok resmi medyada devam ediliyor. Tatarın nerede ise kahve sohbetini de sızlatacak demeçleri, Konyada yapılan katliyamın çok üstünde görülmesi elbet tesadüf de denemez. Hele özgür medya hiç dyeildir….

Türkiyede ormanlar yanıyor. Birçok neden sorusuna tahminler de var. Fakat, yangınla yaşanan bazı öteki gerçekler de çok düşündürücü. Bakanlar, özel uçaklarıyla bölgeye giderken, yangın söndürecek uçak olmama durumunda oluş ikilemi çok ifadeler taşıyor. İkibinlerde 19 yangın söndürücü uçak varken, nedense şimdi Türkiyenin bu tip uçaklarının olup olmadığı tartışmasına gelinmesi de ilginçtir. DDahası, Erdoğanın 13 uçak filoluk gerçeği ile yangını sndürme uçak olmama ikilemi de çarpıcı. Hele de Erdoğanın bir uçağı ile epey yangın söndürücü uçak alınma bilgileri, konuya verilen önemin de kanıtıdır.

Türkiye orman yangınlarıyla uygulanan politikalarla, insani felaketi neyazık, birlikte tartışmak zorunda kaldı. Günlerce yangın sürerken, Yünanistanın dahi 38 yangın söndürücü uçağı bilgisi arada duyulup, Türkiyedeki yaşanan gerçek, hepsi olayda doğa gerçeği kadar, uygulanan politika, yapılan işler ve insanla doğaya verilen önemlerin yeniden konuşulmasına neden oldu.

Bunlar yetmezmiş gibi, insani çok kötü başka bilgiler de geliyor. Yangını söndürmeye çalışan iki gencin, konuşmaları kürtçeğe benetilmesiyle linç edilmek istenmeleri, madalyonun öteki yüzünü de haykırıyordu. Daha yangınlar başlarken, resmi medyanın kürt eksenli örgütleri suçlar ifadeleri, örgütlenilen öfkeli linç bakışlarını da harekete geçirdi. Önce bu iki genç bilgileri, ardından Konyada bir ayleye yapılan saldırı ve en son 7 kişinin katledilip evlerinin yakılma olayı, Türkiyedeki bizat devlt yetkililerinin de tetiklemesiyle ayrışmanın nerelere dek gelindiğinin işaretleridir. Üstelik, böylesi felaketde dahi brakın cumhur itifakındaki partileri, Miller itifaklı eksende de CHP dışında konuya pek de girilmek istenci yoktu. Buda yangının siyasal yönden Türkiyenin kürt bakışının acı sonucunun da yansırtıcı oluşu çok düşünmeye deyerdir. Tabi Kıbrıs medyası son bölümleri biri dışında pek yorumlayan ve yazan da olmadı…

Sonuçta temuz gidiyor. Sabah Ağustosla uyanacağız. Kendimizce milli bayramda olacağız. Ama klasik bizlik ironiye de deyinmeden edemiyorum. Bu bayramın ilk bölgesi, Mağusanın fetedilmesi. Osmanlı dönemli ele geçirme günü olmasıdır. Sadece günümüzde fetihçiliği bayram yapmak veya direnişle alakasının ne olduğunu sorgulamadan kabullenme idolojisinin bizi nerelre getirdiğini yeniden yaşayacağız.

Ötekisi daha da ilginç. Düşündürücü demiyorum, çünkü biraz Kıbrısı bilen TMT kuruluşunun ne 1 ağustos nede 58 yılı olmadığını bilir. Hat da yaşamda olan biraz konuya hakim olan TMT kişileri de bunun yanlış olduğunu söyler. TMT yapısının 57 yılında kasım ayında kurulduğunu konuyu biraz araştıran herkes bulur. Ayrıca, TMT 58 yılı başında özellikle Kıbrıslı Türk solcularının katledilmesine veya konulan yaskaklar konusunda önemli tutumları var. Nedense birçok konuda olduğu gibi tarihin resmi yazılımlarında hep brakın özünü konulan tarih ifadelerinde dahi yanlışların çok olmasının elbet nedeni var. Bana yetmişlerde Nalbant oğlu ile Arif Hocanın konuyla alakalı “Türkiye ve Denktaşın örgütü ele geçirme tarihidir” demeleri tesadüf deyildi. Tasviyeler ve Denktaş Buruşkan hakimiyeti 1 Ağustos olarak kabul eden epey teşkilatçıdan dinledim.

Bizim hikayemiz de böyle. Nitekim İsmail Kansu izin verildiği kadarıyla Türkiye penceresinden nasıl görevlendirilip TMT konusunda yaptıklarıyla 1 Ağustos konuısunda önemli başka gerçeklikleri de oluşturdu. Öğreniyoruz ki Özel Harp Dayresi gerçeği de vardır. Ayni dönem bölge hegemonyasının ingiltereden Amerikaya geçiş dönemidir de. Zaten konu uzarsa, yine Taksim tezi, eylül olayları ve bağdat paktı toplantısı sürecine dek gideriz. En iyisimi, bu sıcakta temmuzu gönderierken, sıcaklar yakarken, daha fazla bilgiye girip beyinleri de zorlamaya önem verecem. Yazıyı da burada noktalayacam.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin