Temmuz ayı yaz ayının sıcaklıklarının yükseldiği aydır. Bu yıl da temmuzla sıcaklıklar kavurucu hale geldi. Öte yandan, sıcak ay olması yanında Kıbrıs gibi yerlerde tarihi ve günlük siaysetin de ısınıp önemli sıçramaların gerçekleştiği zaman dilimi de olmaktadır. Nitekim, sorsanız, sıcakla beiyibnler donup düşünce daralması nedeniyle siaysetin de düştüğü deyerlendirmesi ters işlemektedir. Kıbrıs ve Türkiye için 15 ve 20 Temmuzun önemli tarihi günler olması tesadüf deyildir. Üstelik, Temmuz ayında birçok politik gelişmeler de sıcağı sıcağına yaşanmaktadır. Önümüzdeki 20 Temmuzda Erdoğanın adaya gelip önemli hamleler yapacağı beklentisi de bunun bir devamı gibidir. Kısaca, malum olduğu gibi, bu yılın temmuzu da oldukça sıcak başladı.
Önemli sinyaler ise Temmuz ayı ile birlikte önce Ali Bizden ve sonra Ahmet Ant istanbuldan sınır dışı edilmeleriydi. Bu bir anlamda Türkiyenin K. Kıbrıs hamleleri için önemli tutumlardı. Dahası, sınır dışı edilenlerin birisi eski saraydaki basın ve iletişim koordinatörü oluşu, ötekinin de aydın sosyalist yazar kimliğine sahip olmasıdır. Mahkeme kararı falan da bildirilmedi.
Burada eğer dneilen şekliyle Kuzey Kıbrıs bağımsız devlet olsa, konuyu Türkiye devletine sorardı. Bilgi isterdi. Yerel basın böylesi önemli adımı haberleştirip gereken bilgileri elde etmeye çalışırdı. Türkiye ilerici kesimler konuyu gündeme getirip sorgularken, K. Kıbrıs kesimi ile de dayanışmaa gerçekleşirdi. Olmadı. Özellikle K. Kıbrıs maakamcıları mezarına girmiş ölü gibiydiler. Hat ta hiçbirşey olmamış gibi durmadan “teşekkürler, tlimatınızlaa deyişler” birbirini kovalamaktadır. Bazı muhaliflrimizin tutumu ise evlere şenliktir. Sınır dışını gerçekleştiren Türkiye, ama kendileri sanki suçlu buradaki makamlarmış gibi buradakilere yükleniyorlar. Elbet, karşılık da almayınca seslerini yükseltiyorlar. Böylesi bir döngü oluştu. Ama, herkese 20 Temmuzdaki Erdoğanın gelişiyle yapılacak açıklamalara odaklanıldı. Mecliste konuşma dahi yapacağı söyleniyor.
Girişte belirtik, Temmuz ayları sıcak geçiyor. Özellikle 1 yılı izleyecek olursak, Kıbrıs için de sıcak adımlarla Türkiyeleşme hamleleri yoğunlaştı. Sadece geçen yıldan bu yıla gerçekleşenlere ve yapılan direk müdahalelerle oluşan şekillenmeler nereye doğru sorusuna da yanıt gibidir. Geçen 20 Temmuz günü olmaz denilen Maraşın açılım girişimi yapıldı. B.M. kararları, uluslararası hukuk lafları Maraş sahilerinde denize gömüldü. Ardından saray seçimindeki direk müdahaleler süreci başladı. Seçilemez, aday olamaz denilen Tatar, hem aday oldu hem de göstere göstere müdahalelerle saraaya göndreildi. Gidemez denilen aranma yargı olayı da silindi. Böylelikle Tatar “uçamazsın” dneilen Londryaya da gidiverdi.
UBP her türlü müdahaleleri yaşadı. Koltukta kalmasına karşın, başkan seçimini dedahi yok saydı. Aday olmayan silik ve yeteneksiz Saner birden kendini “başbakan” makamında buldu. Ttuhaf hükümet şekli oluştu. Ama, protokolerle, gezielrle tüm yetkiler Kordinasyon komitesi veya direk Fuat beye devredildi. Hemen hemen hiçbirni duymazken, ihalelerin el deyiştirmesi, açıklamaları elçilik kanalı oluşu, en son diyanetin direk kuran kursları yapması bunlardan birkaçıdır. Öylesine yetkisizleşip silikleştiler ki en ufak anayasa kuralını dahi gülerek yok saydılar. Adaya gelmeden “1 yıl maaş alan vekil, istifa edenin yerine on gün içinde yenisininm tayininin yapılmaması en basit yetki kulaanamamanın teslimiyetinin resmiydi.
Şimdi yeniden 20 Temmuz bekleniyor. Aslında Fuat bey ve Çavuşoğlu sık sık ziyaret ediyor. Tatar Anadolu şehirlerinde nutuklar çekme yarışında. Makamcılarımız ise evlere şenlik. Jet sgandalının sağlık bakanı olması veya benzer tuhaflıklar, koltuk zehiriyle bezeniyor. Bunlar olurken de Erdoğanın gelişiyle de maraştan üstlere varan mesajlar beklenmektedir. Erdoğanın da Kıbrıstan iç politikaya hitap etme ihdiyacı da oldukça fazladır. İçteki sıkışmışlığı ve oluşan son Peker rüzgarını kırma adına KIbrıstan mesaj verecek hamleler bekleniyor. K. Kıbrısta ise susarak sıra kime geleceği beklentisi vardır. Bu arada Guteresin de kıvrak mesajı Erdoğanın ekmeyine bal gibi geldi.
Yeni Temmuz sıcakları, beynimizi kavururken, giderk Kıbrıs için yeni olguları da geliştireceği kesin. Bakalım düşünme zorulu olan emuzda nelere tanık olacağız.