Geçen günlerde dünyanın ilgilendiği önemli haber, Küba’daki protestolardı. Özellikle hemen batı eksenli yayınlar, “artık Küba rejiminin tükendiği” yorumuna sarıldı. Hele de olayın ta başından Küba’ya ambargodan baskıya uzayan politika uygulayan ABD, hemen sevincini belirti. Sonradan, karşı eylemler ve açıklamalarla olaylar şimdilik durdurulur gibi oldu. Olayı tetikleyen konu, ülkedeki ekonomik sıkıntılar. Bu sıkıntıların önemli nedeni ise Amerika’nın uyguladığı baskılardır desek yanlış olmaz. Elbet, ufak bir ada olup hem de Amerika’nın dibindeyken, kuşatılmış ambargo ve baskılar da olunca, sorunlarda bunun katkısı olmadığını söylemek mümkün değildir. Tesadüfe bakın, Amerika’daki Miami eyaletindeki Kübalılar da bu protestolara destek verdiler. Bun gelişmeler üzerine, tekrarlanan bilgiler yerine, kıyas yapacağınız bir madalyon oluşturup iki yanlı makale oluşturmaya çalışacam.
Özellikle reyel sosyalizmin yenilmesinden sonra, Küba tek başında kaldı. Hep “çöktü ha çöküyor” beklentileri havada uçuştu. 30 yıldır Küba böyle yaşıyor. Üstelik, Amerikan yetkilileri anbargoyu artırdıkça artırıyor. Müdahaleleri de fırsat oldukça gerçekleştiriyordu. Bu arada da Küba ayakta kalırken, sorunalrı çözmek için de bazı kararlar da alıyordu. Bu süreç devam ederken, Pandemi salgınıyla sağlık Korona dönemine de girildi. Küba tam da kendini anlatacak madalyonu oluşturdu. İki yüz ile kıyasın da dileyene anlatma fırsatı oluyordu….
Her sağlık konusunda olduğu gibi, Korona salgınında da Kübalı doktorlar gündem oldu. Öyle Afrika falan deyil; resmen Avrupa ülkelerinde de Korona salgınında Kübalı doktorların yer aldığına tanık olduk. Örneğin, bu köşelerde de yazılan, italyanın imdadına Avrupalı doktorlar dyeil, Kübalı doktorlar yetişti. Önemli Küba imajı da oluştu. Bunun sonucu. Son yapılan B.M. Kübanın ambargosunun kaldırılması oylamalarında sadece 3 ülke ret demesi bundandır.
Küba yeniden sağlık sorununda doktorlarıyla dünyada yer alırken, oluşturulan sağlık sisteminin de başarısının kanıtıydı. Yine de dünya Kübanın ABD merkezli ambargosunun kaldırılmasını kırmayı beceremiyordu.. Yine de her olayda karşımıza Kübalı doktorlar geliyor… Bu Kübanın önemli başarılı siyasetinin aynasıydı.
Ancak, korona salgının madalyonun öetki yüzü de vardı. Küba ambbargo altındaydı. Anbargo öyle kolay kolay kırılamıyordu. Amerika ısrarla Kübadaki sosyalist rejimin devrilmesini istiyordu. Elinden geleni de yapıyordu. Emperyalizmi bilmeyenler ve hala ABD demokrasi ihracına inanlara bunu anlatmak güç. Onca yaşanana rağmen hala birielri çıkıp de Amerika Kübaya da demorasi ve özgürlük getirecek propagandasına kanıyorsa, dünya siyasetinin nerede olduğunu gösteriyor.
Kübanın doktorlarını ve tedavideki yerlerini anlatık. Madalyonun öteki yüzüne bakınca da Kübanın ihdiyacı olan sağlık mavzemelerini veya gıda gibi ihdiyaçlarını karşılamaması için de yapılanlar vardı. Emperyalizmin çirkin yüzünü gösteriyordu. Küba, pandemi döneminde ihdiyacı olan öksicen soluma araçları almak istedi. İki şirketle de anlaştı. aAncak, ABD ilaç tekeleri bu şirketlerin hisse senetlerini alarak bu alımı engeledi. Çin gibi ülkelerin Kübaya gıda ve ilaç tedarikini denizden engeledi. Böylelikle pandemi döneminde Küba halkının ihdiyaçlarının giderilmeyerek resmen yönetimin devrilmesini tetikliyordu. Küba sağlıktaki doktor tedavi başarısını yaşatırken, kendi ülkesinde ihtiyaç duyulan tedavi ilaçları ve araçlarının ülkeye gelişini sağlamaması için de anbargo kirli şekliyle işliyordu. Hat ta, denenen Küba aşısının yaygınlaştırılmasına da yine aBD bskısıyla Uluslararası kuruluşlar engel koymaktadır. Bir anlamda pandemiyi sistem Kübayı boğmak için kulanıp siyasi fırsata çevirmeye uğraşıyor.
Madalyonun böyle iki yüzü var. Kübalı doktorların dünya çapındaki başarıları ve Amerikan engeliyle Kübaya insani mavzemenin dahi girmesine konulan karşı engel. Bize bir anlamda Emperyalizmin ne olduğunun yeniden basit kanıtıdır. Üstelik, özetlenen yaşananlar, sağlık krizi olup dayanışmanın en önemli olduğu insani koşulda yaşanmasıydı. Nitekim, Amerikanın pandemi dönemindeki tutumu da oldukça sorgulayıcıydı. Küba ise başarılı şekliyle gerçekleştirirken, sıkıntıar ve anbargolar nedeniyle duyulan en başta sağlık mavzemesi ve gıdanın erişilmesinde dahi karşı düşman baskısıyla karşılaşmaktadır. Bu duyrum, Küba için nerede ise normal halin de ötesine geçti. Konuşturulmayarak, baskının müdahale ile tamamlanma siyasetine teslim edildi. *****
Geçen günlerde Kübada protestolar oldu. Hepsinin CİA ajanı olduğunun söylemek mümkün deyildir. Çünkü gerçekten bazı konumlarda sıkışıklık vardır. Küba devleti de son parti kongresinde de bazı kararlar aldı. ABD ise şunu dayatıyor: Kübanın tıpkı Hayiti gibi özelleştirmelerlen sermayeye teslim edilip halkın açlıkla ölmesinin olmasıdır. Bu nedenle Küba ile Hayiti ikisi birlikte kıyas edilerek tartışılma eksenine konuluyor. ABD Hayitisi ve kendine göre yool çizen Küba. Sanırım 3 yıl önce yine ayni yörede olan doğal afetlerde idare etme şekliyle Küba, Hayiti ve Portoriko kıyası da bunların önemli örneklemiydi. Şimdi, batı merakla Kübanın bitmesini bekliyor. Bakalım Latin Amerika sol rüzgarıyla yeniden Kübaya neleri getirecek. Belli olan, son pandemi gelişmelriyle, Küba bize emperyalizmin ne olduğunu anlatıor. Biz Kübayı eleştirerek bunu gizlememeliyiz. Kübanın sıkışıklığı hep Amerikan dibinde olmanın da talihsizliğidir. Kıbrısı bile zamanında Akdenizin Kübası diye paranoyaladıklarını akıldan çıkarmayalım.