Salı günkü makalemde deyindim: Fuat Oktay K. Kıbrısa gelecek diye belirtim. O günlerde başka gazeteler yazmadı. Aradan kısa zaman geçti ve şimdi Fuat bey adamıza geldi. Herkes,merakla neyi yapacağaını bekliyorken, makamcıalr doğrudürüs konuşamayıp, hamasetiyle sığınmaya devam ederken, kimisi de ayni hayalin parasıyla ellerini havaya açıp dua ediyor. Makamcılar ise adeta tuhaf konuşmalarla, kararlar alıyor. Alıştık,adı başbakan olanın ne dediğinin dahi belli olmamasına. Hat ta kulandığı ifade ile sonradan açıklamalarının tamamen ters oluşu da normal biçime büründü. Koltuklar ordan oraya taşınarak fırsatlık peşinde. Bu arada vatandaşlıkların hızlandırılacağı, sabıkıların ve sürülenlerin dahi afla geri gelme hamlelerinin başladığı bilgileri de uçuşuyor. Yetmedi, resmen gericileşmenin teslimieytle işbirlikçi uygulamasının da belgesi çıktı: Dergahlara gelişlerde tam 1 yıl kalma tüzüğü de çıkarıldı. Bunu çıkaran makamcı odenli acemi ve geçmişten gelen tutarsızlıklarla kabullendirildi ki tüzükteki yazılan ile kendi açıkladığı da çelişiyor. Olsun, makamda oturuyor ve hem dergahlarla inanç turizmi deniliyor hem de yurttaşlıkların artırılması hızlandırılıyor. Daha acayip olanı, Tüzük deyişiminin “bakanlar kurulu kararıyla” olmasına ve nerede ise 1 hafta geçmesine karşın, ilgili konuyla öteki Turizm makamcısı önce konunun tartışıldığını ve sonra haberi olmadığını söyledi. Böyle karmaşalar sık sık devam ediyor. Buna ek olarak Takeli gazeteci figürleri de başkanlık rejimini seslendirmeye devam ediyorlar.
Meclis rezaleti veya partisinden istifa edeceğini, bağlamadığını açıklayan vekilin, resmen komitede partiyi temsil etme tuhaflığı da gayet normal halde akıp gidiyor. Fuat Bey gelirken, bu kazanla mı uğraşacağı yoksa kulak çekme yerine bazı dizayinlerin temelerimi atılacak paradokslu merakla izlenecek. Ancak, ışıklı tünel törenleri veya parti gençlik örgüt buluşmaları olacağı ifade edildi. Herhalde, bir ülkenin başkan ayrdımcısının başka ülkeye gidip gençlik buluşması yapma olayı nasıl karşılandığı belli. Şu ışıklı tünel hikayesi de suyla taşlandırılınca,aslında idoljik mesajın ta kendisidir…
Fuat bey adamıza geldi. Doğrusu nefes almaya da ihdiyaacı var. Türkiyedeki gelişmelerle epey sarsılacağı kesindi. Biraz nefes alma,hamasi nutuk çekme,kulakları eliyle yoklayarak da gereken ayarı yapma şansı var. Üstelik tatil misali hafta sonuna geldi. Tabi Mubarek Cuma günü de işin garnatürü oluyor.
Doğrusu Fuat beyi biraz krizlerden kurtulup hamasetle nefes alması gerekir. Erçi şimdilik ona dokunan olmadı. Kararlar ise tek başkanın elinde. Kıbrıs dışında Fuat beyin ilgilendiği önemli konu da yok. Ama, yine K. Kıbrıs ona biraz nefes aldırtacak. Üstelik, tam Kıbrıs yoluna gelirken, Erdoğanın hem de Kütüpanesindeki açıklamalar da gelecek Kıbrıs için önemlidir. Buradakilerin görmezden gelmelerine karşın, Devlet krizinden dolayı zayıflayan iktidar gerçeğinde, yapılamayacak olumsuzluklar kolayca yapılır. Metanyahunun koltuğu koruma adına Filistine yaptıkları ortada. Üstelik, Erdoğan “20 Temuzda adaya geleceğini, önemli mesajlar vereceğini” de ekledi. Lefkonuk hava üstü tılsımını da bozdu. İhaların gerçeğini yeniden vurguladı….
Gerçekten, Fuat beyin biraz dinlenmeye, ihdiyacı varsa, kulak çekip ayar yaparak da deyişik moral bulma ihdiyacı burada giderilme şansı var. Bakın, Türkiyeden havalanıp adaya doğru gelirken, Pekerin açıkladığı bilgiler devlet içi epey sarsıntılar yaratılıyordu. Üstelik, yetmezmiş gibi Kolonbiyalı kokayin hikayesi de epey dünyada yankı getiriyordu. Ekranlardaki söyleşilerde dil oldukça argolaşıp kulanılan savunma ifadeleri küfürlerle doludur. Ama, bir suç örgütü liderinin hem de belgeleriyle kanıtladığı durumlar, oldukça ses getiriyor. Erdoğan ve çevresi, şimdlik susuyor. Pekerin de Erdoğanın eksenine dokunmadığı da dikatden kaşmıor. Devlet içi gerilimlerin, Mafyatokrasilik görünümle oldukça düşündürücüdür. Mehmet Ağırın yeniden bildik yapsıyla gündem olması da bir anlamda nasıl bir siyasetin düşündürücü resimleridir.
Özgür Özer Diyarbakırda, Meral Akşener Rizede provakasyonlarla saldırıya uğradılar. Yine açıklanan belgelerle Hüriyet gazetesi baskınını yönlendirenin Peker olup bunun direk AKP içinden birinin istediği durum da uçuşmaktadır. Daha tuhafı, Hüriyet gazetesi baskınının tartışılan konumu çıkmasına karşın, saldırıya uğrayıp, sonradan el deyiştiren Hürüyet gazetesi, konuyla alakalı tek bir satır yazmadı!
Fuat bey bu koşulalrdan çıkıp, uçağa binip korumalarıyla da birlikte eklenen gençlik parti örgütleriyle adamıza geliyor. Burada konuşmak kolay. Üstelik,Kıbrısta olması nedeniyle, Türkiyede fazla ilgi görmeme olasılığı da var. Burada gezecek, hafta sonu geçirilecek. Sorular ve olayların sıkıntısı deyil, yalakayla övgülerin içinde boğulacaktır. Elbet, kimisi para kimisi de aşı bekleyerek bunların lafıyla dahi moral bulacaktır. Ama, gerçekten Türkiyede işler karışık. Tehlikeli olan, devlet içine dek krizlerin yayılması, AKP içi parçalanmaların da su yüzüne çıkmasıdır. Mafya gerçeği de buna damıtılınca, durum pek de iyi deyil. Tam da bu koşulalrda, Kıbrıs için mesaj verilmesi ise gerçekten düşünülmesi ve dikate alınması gereken konudur. Zaten, drgahlı türizim ile gericilik tırmanışı, öte yandan bol bol yurttaşlıkla nifustaki yığılma soruna sorun ekleyecektir. Üstelik, K. Kıbrısta ekonomik çöküş gerçeği ile teslimiyetin adta hiçeleştiği siyasal koşullar da şekilendi.
Tüm bunların tam üstüne, gelgitleriyle alıştığımız Fuat bey adamıza geldi. Hyırdır inşalah deme kuşkumuz da anormal sayılmasın. Yarın bu cümleleri de yazacak insan kalmayacak gibidir. Hele de teslimiyetle elit olmanın işbirlikçi teslimiyeti konunun aynasıdır.