yaklaşımlarÖzkan YıkıcıAklın yolu - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Aklın yolu – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Oluşan resmi idolojik, klişeleştirilmiş hamaset ifadeleri vardır: “Anavatanla birlikte, Türkiyede ne varsa burada da olacak, Türkiyenin serhat bekçileriyiz” gibi sözler sloganlaştırılıp tabulaştırıldı. Hamasetin temel söylemlerinden birisi haline getirildi. Gerek Türkiyede gerek se devletin kitleleri baskılama psikolojik hareket kontrolü için de yeri geldikçe önemli kavramlar düşmanlaştırılıp karşıtlaştırıldı. “Rumcular, gavurcular,m  pkklılar gibi” vurgularla da yapılan baskıların adeta hamasi savunma olguları yapıldı. Bunlar yaşamın önemli uygulamalarının doğal haline sokuldu….

Sedat Pekerin açıklamalarıyla birden işler tersdüze doğru gidişatlı birçok konuşulma alanına dönüştü. Devlet içi güç mücadelesindeki kırılma şekliyle ortaya serildiler. Elbet, Türkiye K. Kıbrıs yapılanış sonucu direk burayı da içine alan açıklamalar da oldu. Aslında, yönetim şeklinin önemli can acıtan gerçekleri uçuşuyordu. Kirli ilişkilerin geldiği yeri de işaret etmekteydi. Tekrar edecem: şu anda konuşulup veya konuşturmamaya hala direnilen açıklamalar, devlet içi olan güç mücadelesinden dolayı ortaya serilen durumlardır. Bu çelişkinin sonucu karşılıklı gerilimin yansımasıdır. Bunu ne sosyal muhalefet nede dirençli bir çizginin yaratığı koşullar deyildir. Bunu hep akılda tutmak önemlidir,

Pekerin açıklamalarıyla K. Kıbrısta şimdilik doksanlardaki yaşanan ve birisinin günümüze dek geldiği 3  gelişmeyle gelindi. Asil Nadirin durumu, Casminkort otelinin el deyiştirmesi ve oteli ele geçirip kumarhaneleştiren Toplaın öldürülmesiydi. İkincisi, hala çözümsüz kalıp AİHM kararıyla da yeterli soruşturma yapılmayan katliyam. Üçüncüsü ise Uyuşturucu trafiğinde Falyalı ayağı oluyordu. Bunların sadece konuşulur hale getirilen Adalı katliyamıdır. Ötekiler pek karşılık bulmadı. Oluşan K. Kıbrıs gerçeklerinde bunun da yanıtı elbet vardır….

Adalı cinayeti yeniden konuşulmaya başlandı. Aradaan geçen onca zamana karşın, AİHM kararına rağmen, konu bir yerde duruldu. Yeniden ortaya gelişi ise buradaki dirençlik ve sorgulama sonucu deyil de Pekerin Türkiyedeki devlet içi krizinden dolayı olması da bizi eksiklikler veya algı tutsaklığına düşmemek için dikaet etmemizi dayatıyor. Hele de daha konuya girilirken, sanki hiçbir ders alınmamışçasına K. KIbrısın egemen bağımsız devletmiş gibi, yargının bağımsız kuvet olma ile konuların üstüne sonuna dek gitmenin olanağı armış gibi konuşulmasıdır. Hat ta zamamnında dahi hem de CTP yönetimde olmasına rağmen nerede ise hiçbirşey yapmayan Meclisin öyle işler yapacağı anlatılıyor ki gerçeklerden nedenli kopulduğunun da tehlikesine işaret ediyor. Kimsi günah çıkarmak, kimisi fırsat kulanıp deyerlendirme, kimisi de koltuğu koruyup devam etme adına rolunu oynamaya başladı. Tabi önemli nokta Doksanlardaki sıcağı sıcağına yapılan tartışmalarda öne çıkarılan bazı önemli gerçeklri, bu defa görememektir. Defalrca belrtiğim Denktaşın o  dönemki etkinliği ile söyledikleri, sanki hiç yokmuşçasına konuşuluyor. Herkes, kendince bir yerini tutup günah çıkarmaktan, kulanmaya varan fırsatlandırmaya çalışılınıyor….

Akıldan çıkarmayalım: olay vardı. Bugün konulanlar, koltuklara oturdular. Gelişme ise olmadı. UNuturulmaya çalışındı. Olay Türkiyedeki devlet içi güç deyişim sürecinde Peker gibi bir mafya liderinin söylemiyle ortada dolaşıyor. Onun söylediklerinin dahi bir kısmını şimdiden ret etmek se olaydaki kuşkuları daha baştan artırıyor. Hele bazısı sanki K. Kıbrısta yaşamıyormuş gibi “ilgili kişilerle Türkiyede görüşelim, Türkiyeden bunları istemek” sözleri uçuşuyor. Polisin askere bağımlılığı dahi unutuldu. Meclisteki partiler gerçeği birden sildirtildi. Bunlar hep daaha başlangıçtan gelen önemli uyarılacak gelişmelerdir. Hele de “iki devlet arası anlaşmalar, Türkiyeden ilgili kişileri istemek” talepleri, oldukça şaşkınlık ve fırsatçılığın dilden dökülen kelimeler olarak şimdilik anlayalım. Ama, öteki iki konuya dokunmamanın da elbet bir yanıtı vardır…

Gelişmeleri isteyen izler. Burada tekrardan sıralamayacam. Adalı cinayetindeki K. Kıbrıs koşulları ve yönlendirilmeye başlanan siyasal yolu da birlikte düşünmeyi öneriyorum. Günümüzdeki gündeme gelmede ise devlet içi krizin neden olması nedeniyle, konunun çözülme şekli güçler dengesindeki duruma göre olacak. Bu devlet içi fırsat ve itifakların sonunda anlaşılacak. Ama, sanki bağımsız gibi davranıp Denktaşı yok saymak, o  dönemki öteki olayları hiç konuşmamak önemli yanıltma koşullarını tetiklemektedir. K. Kıbrıstaki olanlar ile Türkiyede siyasal belirleme kuralları  kendine has yeni dönem ortaya çıkarıldı. Birlikte değerlendirmek gerekir. Tek olayla geneli de tutsak aalmamak gerekir.

Ne garip, size bir mafya liderinin sözleriyle önemli fırtınanın çıkarılaccağı söylense, kaçınız inanırdı? Türkiye devlet şeklini anlatırkan bu ortaya serilen durumlar dense, birçok kavramla hemen suçlanırdınız. Haberini dahi yapamazdınız. Aslında adalı cinayetini aydın ve ilericilerin dayatıp unuturmaması gerekirdi. Gündeme bu kesim taşısaydı, bugün çok başka gerçekler konuşurduk. Hele de Meclisin komisyonu veya Polisin savcının soruşturması basitliğine düşülmezdi. Hele de en basit gibi gelecek Jet sgandalının nasıl unutulduğu daha sıcağı sıcağına yaşanmışken. Ama dinamikleriniz olmayınca, gerçekreden kopunca bunlar hep olur. Bizim de kendi gerçeğimizdir. Oysa, Türkiyede ilk defa bu denli Türkiyedeki muhalif medyalar, K. Kıbrıstaki gazetecilere konuyla alakalı yer veriyorlar. Ama, buradaki sınırlama aynen Türkiyedekilere haber geçerken de yaşanmaktadır. Öyle ki Denktaş Adalı birliktelikleri dahi kulanılıyor. Kendi medyasının kapatılmasının nedenini söyleyemeyen gazeteci, Adalı olayında bilgi verior. Birisi de kendinden geçip olayın K. Kıbrısta çözüleceğini açıklıyor. Dedik ya gerçekler ve gariplikler bir arada uçuşuyor. Olay tekleştiriliyor ve içerğinde önemli bazı gerçekler yok saydırtılmaktadır.

Peker krizden dolayı siyasal hamleyi yaptı. Konuşulmayan ve hat ta bilinmeyen devletin birçok özelliğini ortaya serdi. Günlerce tartışılıyor. Fakat, konuşması gerekip katgı yapması gereken, olayı kendi özüne çekemedi. Birçok beklenti oluşturdu. Ama sonuçta galiba, Türkiye devletindeki bu güçler şeklinin yeniden ayarlanmasında anlaşılacak. Zaten bu olaya bağlı olarak, K. Kıbrısta peşpeşe gelen yeni gelişmeler,başka alana dek olayın kulanılma olasılığını da işaret ediyor. Tutuklamalar, açıklamalar, bize Erdoğanın temmuzdaki açıklamalarını da hatırlatması gerekir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
332AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin