yaklaşımlarÖzkan YıkıcıCastrosuz Küba dönemi başlarken – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Castrosuz Küba dönemi başlarken – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Günümüzde oldukça deyişik önemli gelişmeler yaşanmaya devam ediliyor. Yenileri hem de kriz eksenli eklenmeye de hız veriyor. Yetmezmiş gibi, gerçekten tuhaflıklarla sorulara neden olan cenevrede Kıbrıs görüşmeleri de denenecektir. Bu arada önemli olup hem de sol açısından konuşulması gereken gelişmeler de arada kaynıyor. Bunlardan birisi de Kübada Yapılan Komonist parti kongresidir. Daha vitrin önünde dahi yansıyan Castrosuz döneme geçilmesiydi. Hem yaşanan pandemi hem de etkileriyle oluşan ekonomik gelişmeler Küba kongresinde tartışıldı. Bölgemiz sorunlarına yoğun şekilde dalmadan, araya Kübayı da sıkıştırmayı uygun gördüm. Çünkü, dünyada direk Sosyalizmi savunduğunu söyleyen, bunun da bedeli olarak ambargolarla senelerdir yaşayan Küba elbet gelişmeleriyle de ders alıcı şekilde izlenmesi de önemlidir.

Küba konusuna girerken önemli koşulları mutlaka akılda tutmak gerekir. Küba devrimi önemli siyasal sonuçlar getirdi. Devrim sonrası Dünya üçüncü savaştan kıl payı kurtuldu. Daha devrimi yaparken, başta ABD olmak üzere adayı kuşatıp ablukalar uygulandı. Teknolojik girişten tutun ticaret yapmaya dek yasaklar konuldu. Bu baskılara karşın Küba hala ayakta kalıyor. Ekonomik bedeli ödemesine karşın Yine, Küba sömürge ülkeyken devrimi yapıp Sovyetlerin yıkılmasından sonra da ayakta kalan siyasal adadır. Bir  çok başarısı ve eleştirilecek boyutu vardır. Fakat önemli gerçek; tek ülkede hem de az gelişmiş koşullarda olan yerlerde sosyalilizim tüm ambargolara karşın yaşarken, mutlaka eksiklikler yanında zaman zaman olmayacak davranışlarla da ters görünen tutumlar da gerçekleşmesi kaçınılmazdır.

Son dönemde Pandemi krizi Kübada da yaşandı. Fakat, krizi en iyi yöneten ülkelerden birisi oldu. Daha ieleriye gidelim: Küba uyguladığı başarılı sağlık politikası sonucu, en gelişmiş ülke doktorlarından çok Kübalı doktorların başarısının konuşulması tesadüf deyildi. Yine, Küba konulan teknolojik yasak ve ilaç tekelerinin baskıalrıan rağmen, kendi lacını ve aşısını da geliştirdi. Fakat, anbargolar bu konunun genişleyip dünyada ses getirilmesi de engelendi. Eğer, Küba başarılı soslaylist kamusal sağlık sistemini uygulamasaydı, bugün öteki az gelişmiş ülkelerdeki aşı sıkıntısı ve yüksek  tahribatlarla karşı karşıya kalacaktı. Bu Küba devriminin günümüz başarısının dünyaca kabullenmesinin işaretidir.

Elbet, Pandemi salgınıyla birlikte üstüne doğa afetleri de eklenince, Küba ekonomisine darbe vurması kaçınılmazdı. Üstelik hala ekonomik yetersizlikler ve ticaret ambargolarıyla da boğuşuyordu. Özellikle yetersiz  gıda ile turizmin etkilenmesi, Küba ekonomisinde daralma getirdi. Bunlar, kendi iç dinamikleriyle çare aranmasını dayatıyordu. Küba bu koşulalrla yeni Parti kongresini yaptı.

Genel sekreter Castro görevini braktığını açıkladı. Böylelikle Küba KOmonist partiyönetiminde Castrolar dönemi sonlandı. Hükümet içindeki durum daha önceden sonlandı. Simgesel yeni döneme geçiliyordu. Ancak, temel konu pandemi ve anbargolar bileşkeli ekonomik daralmanın çözümüydü. Öneriler sunuldu ve bazı küçük ölçekli özeleştirme açılımları kabullenildi. Tarımda kooperatifleşme ile daha verimli olma tartışmaları oldu. Küba bir anlamda dünya krizleri ile dar bir adanın hem de anbargolar karşısındaki arayışın kongresini gerçekleştirdi.

Küba örneğini sakın aklımızdan çıkarmayalım: günümüzde arada sağlıkta duyduğumuz Küba bazı önemli hastalıkalrda da dünyada etkin. Çocuk ölümlerinde veya sistemin insanlara ulaşımda Küba dünyada liderlerden birisidir. Bir de bize has önemi vardır. Eğer Küba devrimi olmasaydı, bugün belki de başka Kıbrısta olacaktık. Çünkü 58 yılında Bağdat paktıyla Türkiye resmen Kıbrıs politikasına da direk eklenirken, Kıbrısta EOKA Rum TMT Türk solcuları katlederek istenilen emperyalist Kıbrıs için siyasal koşullar hazırlanıyordu. Fakat: 1959  Küba devrimi özellikle Amerikan politikasında etki yaparak, süreç birden Seyşelden sürgünde olan Makariyos da getirilerek geçici Kıbrıs CUmhurieyti projesine geçildi.

Bizim kuşak iyi hatırlar: Kıbrıs hep Kübayla kıyaslanıp önemi vurgulanırdı. Makariyos zaman zaman Amerikan paranoyasında Castro’ya benzetilip ayarlar vurgulanıyordu. Açerson ve 74 Darbesinin etkenlerinden birisi de Kübadaki sosyalist Amerikan paranoyası olduğunu ö döenem yaşayarak konuşuyorduk. Tabi, Maltadaki Don Mİntof yetmişerl döneminde de Castroyla birlikte Kıbrısın şeytanca görülmesine de neden oldu. Türkiye de bu konuda biçilmiş kaftandı.

Küba devriminden epey zaman geçti. Küba özellikle Namipyadan Angolaya, güney Afrikadan Mozanbiğe olan devrimlerde direk katgısıyla rol aldı. Sovyetlerin yardımlarının tersine, Kübanın Afrika serüveni başarılıydı. Sol sistemin siyasal örgütsel yenilgisiyle ve Latin amerikadaki Pembe Sosyalist hareketlerin kaybetmesiyle yeniden zora girdi. Üstelik Venezuela da kötü durumda, Bundan dolayı yeniden içine doğru sıkışmaktadır. Üstüne pandemi de geldi. Koronayla iyi mücadele örneği oldu. Ama, ekonomide gerileme gerçekleşti. Gıda sıkıntısı ve bunu bulmaktaki yasaklı duvar, ülkenin kendi içinde çaare aramasına neden oldu. Bir anlamda batılı çevreler hep Küba yıkılıyor dneilmektedir. Fakat, oda olmadı. Üstelik Korona döneminde “yıkılıyor, anbargo koyan” itaalya gibi devletlerin halkı Kübalı doktorların başarısıyla tanışıyordu. Böylesi paradokslar da vardır.

Kısaca, Küba belli ki kendini çok konuşturtacak. Önemli sistem ülkeleri onu yyıkmak için çabalamaya devam edeceği kesin. Küçük adanın aykta kalma savvaşı sürecek. Doğal afetlerden anbargolar kuşatmasında, ülke solda arayış veya bazı ayarlarla devam demeye uğraşıyor. Belli ki yeni sosyalist dalgalarla Küba tipi örnekler de daha güzel uygulamalar yapma şansınna da gelecektir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin