yaklaşımlarÖzkan YıkıcıLibya’yı anlamaya çalışırken – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Libya’yı anlamaya çalışırken – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bilinmeyen konularda anlatmak daha kolaydır. Karşınızdaki konu hakında bilgisi olmadığı için, en azından sizin vereceğin haberlerle konuya bakacaktır. Yorumunuza katılır katılmaz, oda fazla farketmez. Sonuçta, doğru bilgilerle konuyu öğrenmeye başlamıştır. Fakat, konu hakında yalan yanlış algıalrla bilgilendiği zaman, ona gerçekleri kavratmak güçtür. Bilmeyen kişiye göre oldukça güç olması kesindir. Çünkü, yanlış biliyor, yorumunu ve düşüncesini ona göre şekillendirdi. Sadece doğru bilgi deyil, ona yorumundan algısına birçok düşünsel yanlışı da etkilemeniz gerekir. Buna bir de bildiği sandığı konuda, gerçekler için yasak ve baskıyla da eksiklikler de brbaktırınca, gerçekten anlatmak güç.Resmi siyasetler bu yöntemi çok kulanır.

Yukarda özetlediğim özellikle dış dünya için şu handikap da iyice yerleştirildi: dış politika denilip, birlik ve milli dayanışmayla devlet ekseninde buluşma kültürü tabusalaşmış şekliyle yerleştirildi. Bu durum, dış politikada, işkal, sömürgeleştirme, haklarını savunmak ve yasa dışılık olgularının hepsini bir potaya toplayıp devlet eksenli duruşu oluşturdu. Libya hikayesi de sadece tüm sayılan özelliklerin basit örneğidir. Türkiyenin taraf olmanın dışında cihatçı taşıması, askeri varlığı gibi gerçeklerine karşın, son Libya gelişmelerinin nerede ise hiç denecek derecede konuşturulması oldukça düşündürücüdür. K. Kıbrısı saymayacam. Kendine uluslararası koşullar, dinamikler deyip her sorunu havale ederken, öte yandan dış dünyada olanlara “bana ne” diyecek derecede pişkin kültürleşme de çoktan oluşturuldu.***

Geçen Libya yazımda birçok konuya satırlar sınırında yer vermeğe uğraştım. O  yazıdan sonra, Geçen hafta sonuna doğru Libyada B.M. kontrolunda geçici komite kuruldu. Amacı, aralık ayı sonuna doğru ülkede seçimi yapacak koşulları oluşturmaktır. Uzlaşma denilip kurdurtulan komite, öncelikle Temsilciler meclisinden onay alması şart. İlk girişe bakarsanız, böylesi uzlaşı ile komitenin kurulması ve hedefin seçime yönelik olması, doğru hamle gelir. Fakat, ülke Libya ve yaşanmışlıklar da gerçek. Örneğin, bundan önce de Libyada ingilterenin klasik Katakulalarıylaa geçici yönetim oluşturuldu. Şart, yine Temsilciler meclisinden onay alınmasıydı. Temsilciler ret edip onaylamadılar. Fakat, yine İngiliz oyunu ile konu onaya sürülmeden Güvenlik Konseyi ilgili konseyi geçici olarak kabulendi. Dahası, Türkiyeyi de Libyaya sürükleyip üstelik meclisinden onay almayan yönetimle Türkiye çok sorunlu anlaşmalar yaptı. Deniz alanından,ülkeye askeri varlığa dek protokoller imzalandı.

Görüldüğü gibi konulan simgelere rağmen, kuşkuların olması normaldır. Üstelik, anlaşmayla ve seçim yapılarak kurdurtulan geçici konsey, üçüncü derece denecek örgütlerin temsilcilerinden oluşuyor. Dahası, bunların ikili üçlü tutumları da var. Yapılan anlaşmalardaki kuralların da uygulanma şansı da kuşkulu. Örneğin, B.M. kararına dek verilen Türkiyenin askeri varlığı ve cihatçı milisleri geri çekme kararına Türkiyenin pek uyacağı beklenmiyor. Kurulan yönetim şeklinin teknik alanlı olması da kulanacağı yetkiler, sorun çözme kabiliyeti kadar, zamanın da epey az olduğu da kulanılarak,kararlara uymama fırsatına olanak sağlanmaktadır.

Bir de şu sorun sırıtıyor: Libyada belirli çevreler bu konuya ABD ve öteki dış müdahale eden güçlerin oyunu olarak bakıyorlar. Libyayı bu hale getiren iç ve dış güçler, şimdi sanki hiçbir şey yapmamış gibi sorunu çözmeye yöneldikleri eleştirisini yapıyorlar. Bazı örgüt temsilcileri, “hapiste olması gerekenler, Libyayı düzelteceklerini isöylüyor” denip bunların kandırmaca olduğunu aktarıyorlar. Yine de iyimser olanlar, En azından seçimleri yaparak belki normalleşme şansına inanmak istiyorlar.

Libyada bazı eleştirileri dinlerken, benim aklıma yetmişlerdeki Denktaşla Makariyos ve Kipriyanonun yaptığı anlaşmalar geliyor. Ozamanki benimde içinde olduğum Devrimci Gurup çalışmalarında, yukarda belirtilen Libyalı aydınların eleştirisine benzer eleştiri yapıyorduk: “Denktaş Kipriyano anlaşması çözüm getiremez* Onlar Emperyalizmin temsilcileri olup Kıbrısın bu güne gelmelerindeki rolleri vardır” diye Toplumlar arası görüşmeler çözüm getiremez tezini geliştirdik. Bu konuda hareketimizin en çok ses getiren tahlilerinden birisiydi.*****

Libyada özellikle Baydınla Amerikan Merhabası sonucu hamleler sıklaştı. Dış güçlerin çoğunluğu yanında içte de oldukça parçalı yapılar vardır. Bazı kararlar alındı. Şimdi deneyim ile meclisin bunu onaylayıp onaylamayacağı engeli var. Bir de Libyada bulunan Türkiye gibi güçlerin tavrı önemlidir. Her ne kadar B.M. kararı konulsa da bunun sınanması sahada olacak. Geçici komitenin gücü sınırlı, Uyup uymayacakların tavrı önemli Şimdiden şikâyetçi olan var. Özellikle ülkenin parçlanmasında rol alanların denetiminde nedenli başarı geleceği de kuşkulu. Ama, Türkiyede konu hakında şimdilik ses yok. Hat ta öyle sert sansür ve yasak var ki haber yapmaktan korkan epey gazeteci de var. Çünkü, yapanların başına neler geldiğinin örnekleri de yaşandı. Yetmezmiş gibi kararlarda direk Türkiyenin ismi var. Askeri varlığı, taşıdığı cihaatcılar gerçekleri konuşulyor. Türkiye şimdilik brakın bunları geri çekmeği, fırsatla deniz üstü kurmak ve askeri merkezlerle kalıcılaşma hamlelerinde…

Libyada tüm soru işaretlerine karşın yeni bir hamle geldi. Geçici yönetim ve ardından meclisten onayla sene sonuna doğru seçim hedefleniyor. Hepsinin deyişik beklentileri var. Hat ta meclisin hangi şehirde toplanması gerektiği soruları bile mevcut. Emperyalizim, proje adına Libyayı öyle bir darmadağın yaptı ki toparlamada zorlanıyor. Dahası, nasıl Libya sorusuna da yanıt veremiyor. Kadafi katliyamıyla altüst edilen cihatçı besleme ve aşiret kavgalarıyla yetinmeyip dış askeri güçlerle öyle bir çöl bataklığı yaratı  ve akabinde katakullilerle oynadılar, şimdi ayni aktörlerle çözüm aramaktadırlar.

Yine de Kıbrısa göre şansları var. Çünkü Kıbrısta çözme yerine statikoyu kökleştirme oyunu oynandığı için, sonumuz malum. Halbuki erken müdahale ile birleşme hamleleri olsaydı, işkal bölünme kabullenmemesi pratikle tamamlansaydı, Kıbrıs bu halde olmazdı. Libya bu şansı kulanma olasılığı olur mu, bunu yaşayarak göreceğiz.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin