Konuyu tartışırken can alıcı noktaları dıştalamamak şart. Ortadoğunun da kapitalist sistemin bir parçası olup, üstelik önemli sömürgesel Pazar konumunda yapılanışını akıldan çıkarmamak şart. Ayni şekilde, günümüz Ortadoğu ister merkezi ülkeler, ister etnik birçok örgütlenme ve ister se daha dar anlamdaki yapılanışların çoğu emperyalist bağlantıları olduğu, sorunlarında başarılı olma adına sisteme de bağımlılığını da gözden kaçrımamak gerekir. İsrailden Türkiyeye, Filistin örgütünden Cihatcılara KDP yapısından Körfez emirlikleri hepsi sistemin birer bağımlı ağı vardır. Çatışmalarında dahi sisteme dayanmayı hep istemektedir. Göreceli bağımsızlıkları döneme göre sınırlıdır. Trump dönemi bu konuda biraz daha fazla görece davranma siyasal fırsatı oldu.n işi bulandıran Suriyede Rusyanın olması ki oda devlet kapitalizmin bir örneğidir. Buda bize Emperyalist rekabetle Ortadoğu sömürgeleşme genel yaklaşım ile bölgesel hegemonydan bazı örgütsel yapıların etnik kimliklerin aradan bağımsızlaşma sıçraması yapma gibi birçok örneklem yapı vardır. Dahası, Kıbrıstaki taraflardan tutun birçok bölge sorunu çözüm adına Amerikaya bakmaktadır. BirBirbirine karşıt olanların dahi Amerikancı olmaları, Emperyalizim Ortadoğu gerçeğinin somut parçasıdır. Bunların toplamında da Amerikancılar şimdi Bidenın nasıl bir siyasal denklemle Ortadoğuya geleceğini beklerken, lehlerine de sinyal almaya çalışıyorlar. Biden ise Emperyalist süper güç ABD başkanı olarak sistemin krizlerden kurtarmaya çalışacak. Yeniden Yönetmeye uğraşacak. Elbet Trumpa göre mutlaka dyeişik bazı uygulamalara girişince de bazı Trump eksenli kesimlerin etkileneceği de kesin.*****
Yukarda özetlediğim Ortadoğu coğrafyası, krizleri bol, genel bölge rekabetinden başlayıp bölgesel merkezi güçlerin hegemonya mücadelesi, devletelrin birkısmının açık işkal süreci yaşaması, bir ülkede birçok güçlerle savaşların yaşanması, bir bölgede çelişkilerle dolu ülkeler, örgütlerin cirit atması, mezepsel ayrımlardan etnik kimliklerin arayışlarının olduğu, sömürgesel bölgede Bidenı bekliyor. İsrail Metanyahu geleceği ile bu bekelentiye çoktan girdi. Dilediğini yapıp yapamayacağından tutun Mart ayı seçimleriyle Metanyahununn geleceğiğne dek Bidenın mesajına da bakıyor. Biden şimdilik alışkanlığın tam aksine ilk mesajı israile vermedi. Bir ay sonra çağrısına ve telefonuna cevap verdi. Filistine ise Trumpun aksi bakacağını işaret eden destekleri yeniden başlatmasıyla soruları artırdı. Beklenmeyen Biden hamlesi Yemende başladı. Herkes kendi penceresinden ışık çakacağını beklerken, Biden Yemendeki Husilere uygulanan anbargo ve tterörist listesinden çıkaracağını açıkladı. Temsilci de atadı. Ama, beklentiler çok. Türkiye bölgenin merkezi askeri gücü olmayı ve bazı sorunların çözülmesini umarken, kontrolundaki K. Suriye Libya konumu ve ıraktaki keyfi varlığının da merakında. Kürtlerle olan sorundaki Amerikan tutumunu da kendi lehine çevirme arayışında. Nitekim, son Gara operasyonunda dahi Amerikan haberleri ile oluştuğu da anlaşıldı. Zaten, ABD direk ırak ve Suriyedeki askeri varlığı yanında Türkiyedeki gerçeği de nedense hep gözden ırak tutuluyor.
Bir ince noktayı belirteyim: Amerikan, Rus ve Çin ilişkileri merkezi önemdedir. Bunları çok karıştıran var. Örneğin ABD Türkiye çelişkilerini temele konuluyor. Oysa ABD Türkiye ortak yapılanışlı askeriden ekonomiye varan örgütlerde ortaktırlar. Buradaki ince nokta, Türkiyenin Amerikayla deyil, Türkiyenin Amerikanın karşıtı olan Rusya ile yakınlaşmasıdır. ABD direk tavvrı Rudsyaya karşı aldığı tutumla, Türkiyenin uyumsuzlaşmasıdır. Silah ticareti ve ekonomik rekabete ters düşen anlaşmaların krizi burada gizlidir. Türkiye ABD iç sorun gibidir. Bu farkı iyi anlamak gerekir. Elbet her yerde de Trump ile Biden politiklaalarındaki kurumsal ve nüyans bazı farkların da yansıyışı mutlaka olacak. Suriye politikasında, Kürtler bakış, Rusya ile genel çelişki düzeyi, Ortadoğu projesindeki bazı düzeltmelerle bataklıktan çıkma, muhavazakar ile liberal düşünce kayışları çok boyutlu Ortadoğuda müttefiklerine de deişik etki yapması normaldır. Hat ta, Trumpun Amerikan içine dönme ile Bidenın kişisellikten kurumsal bakışa kayışı dahi görüşmelerdeki dil ve yapılış şekline dek biçimsel deyişkenlikler oluşturacak. Telefonlar la deyil de bazı görüşmeler sonucu ilişki olacak. Kulanılan dil de deyişecek. Elbet bunu bilen bölge güçleri de imaja hemen vitrinle mesaj vermeye başladılar.
Bazı Elkaydeciler yeni elbise giyip, dil kullanımını yumuşatarak Bidena dyeiştiğini ialgılatmaya girişti. Kimi muhalifler ülkelerinde seçilme veya desteklenme adına Bidena yunuşak dil ile haberler uçuruyor. Sudiler gibi diktatörler ise Amerikancılıklarını paraları ve stratejiye uyma sinyalleri çakıyorlar. Elbet Kürtlerin birçok örgütü, Filistinliler, hat ta bizim foncu kesimler Bidenın kendi dosyalarının da olduğu algısını yayıyorlar. Var olan sorunların Bidenın masasında olduğu haberleri her yerde kendine has beklentilerle gerçekleşiyor. Gerçekten Bidendan en meraklı bekleyiş irandadır. Çünkü, iran anbargoların hafiflemesiyle biraz daha nefes alacağı kesin. Suriyede ise hangi mesaj gelirse gelsin, odenli müdahale edeni vardır ki bataklığın rengi dışında neyin deyişeceği belli deyil. Bidenlı ilk mesajlardan birisi ise Libyada çaktı ve geçici yönetim biriminin oluşmasında katgının olduğu söyleniyor. Gerisi hala merakla bekleniyor.
Tekrar edelim: Ortaadoğu Emperyalist sömürgeleşen bölgesidir. Çok yönlü nedenleri ve katılımcıları var. Birçok sorunun da nedeni, sistemin taa kendisi. Bunun en net örneği de israilin kurulmasıyla gerçekleşti. Hayale katılmak münkün deyildir. Hele de seçeneklerin de emperyalist ülkelere bağımlı oluşu, gelecek için sömürünün yeniden devamıdır. Hem parçalanan, hem işkalerin içeleştiği hem de taşınma gerici örgütlerin boğucu hale geldiği görülüyor. En net, Ortadoğu projesiyle birlikte işkallerin çok yönlü artışı ile gericiliğin ortaçağ kültürü ile faşizim ssentezli örgütlerin oluşudur. Bakalım, Biden hamleleriyle hangi yöndekileri güçlendirecek?