yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYine konuşturulmayan Tunus kaosu – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yine konuşturulmayan Tunus kaosu – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bundan yaklaşık on yıl önce kimine göre bataklık, kimine göre bahar ve bazılarınca da kördüyüm Ortadoğunun ikinci perdesi başladı. Başlangıç ülkesi Tunus. Belkide en az sancı yaşayan ve parçalanmayan ülke de aynisidir. Fakat, onca zaman sonra, yine benzFransa Tunusu kaybetme korkusuna girdi. Avrupa ve ABD beklenmedik Tunus aayaklanmaları ve devamı nedeniyle ilk deneyimi Tunusta yapmaya yönheliyordu. İlk fırsatı İngiltere kulandı. Sürgünde olan ve siyasal ılımlı islam idoloklariından Ganubiyle Londrada anlaşır 12 ilkeyle Ganubi yoluyle yeni yönetimin kurulma bağımlı sömürgesel kurallar da anlaşıldı.

Ganubi olaylar nedeniyle Tunusa döner. Bu arada Tunus lideri Abidin de zenginliğinin önemli kısmını da alarak Riyata kaçar. Beklenti Tunusta siyasal islamın yerleştirilmesiydi. Gereken hegemonya bağını da İngiltere anlaşmaya sağladı. Fakat, Tunustaki çok yönlü muhalefet ve sol kesimin güçlü, sendikal örgütlenmenin önemli derecede etkili olması sonucu, bu plan işlemedi. Bir ufak yardım vardı! Sol kesim her seçimde kendi arasında anlaşamadığı için Tunus solu oy çoğunluğunu almasına karşın, parçalılığı sonucu birinci parti çıkaramıyordu. Tıpkı başkanlık seçimindeki gibi. Ganubi bu zayıflıkla hep iktidarda ortak olarak yerleşiyordu.

Bu işleyiş hep sürdü. Yalnız: Ganubi, gördü ki Tunusta siyasal islamla çoğunluğu sağlayamayacak. Anaysa konusunda da gereken ilkeler konulamadı. Partisine karşı dağınık gibi olsa da örgütlü öğrenci ve işçilerin sendikal direnişi etkiliydi. Ganubi bunları da hesaplayarak, son dönemde partinin ıılımlı islam çizgisini terketiğini açıklar. Demokratik Laik partiye dönüştüğünü kabulenir. Hat ta Libya konusunda Erdoğana gereken desteği de vermedi. Elbet, Ganubi devlet içi mücadelesini verirken, ondan kopan, dış ülkelere gidip cihatlaşan kesim ile ülke içi gerici İslamcıların itifakıyla da suikasler gerçekleştiriliyordu. İki önemli sosyalist kişi katledildi. Gaanubi istemese de bunu kınadı. Fakat, Tunusta düzelmeyen öteki gerçek de ekonomiydi. Yeni patlamaya hazır koşulalrı da besliyordu.

Son günlerin olayının senbolu, bu defa koyunlarıyla birlikte çobana karşı polisin yaptığı tavır oldu. Ekonomik beceriksizlikmi yoksa devamında dışa bağımlılığın da katılmasıyla da kitleler tam da onuncu yılı anacakken, sokakta protestolarla yeniden iktidar sorugusu yapmaya döndüler. Yine dünya medyası konuyu pek duyurmuyor. Fakat, bu tepkilerin tıpkı on yıl öncesi, ülkenin başkanlık rejimini deyiştireceği soru işaretli. İş iktidar yıkılma aşamasına gelirse, yeniden Tunusu konuşur halde gündemde kendimizi bulacağız.****

Tunusta ayaklanmalar oluor. Ekonomik sorunlar ve siyasal beklentilerin gerçekleşmemesinin öfkesi tırmanıyor. Fakat, klasik bazı laik kelimeler dışında da net iktidar alternaitifli seçenek de yok. On yıl önce Tunus, hem başkanlık rejimini devirip, ardından ılımlı islam dönüşünü de engelerken, başta sol kesim, ortak prokrramla yeni Tunusun seçeneğini kitlelere sunamadı. Batıyla sömürgesel bağlar da yenilenemedi. Dünyada yaşanarak iflası ilan edilen Neolibral prokramlarla adını da reforum diyerek kurtuluş reçetesi deneyimini yapılma çabaları oldu. Kualisyonlar ve dengesizliklerle siyasal net karşılık olmadı. Üstelik, hala cihatçı gerçeği ile aydınlar tehtit edilip katlediliyor. Böylesi Tunusta da refah ile ekonomik kalkınma yükselişi olamıyor.

Kitlesel tepkiler var. Demokratik örgütlenme bir düzeye dek işi taşıyor. Gericilik daha örgütlü de kitlesel desteğini hala sayısal kazanma olayına taşıyamadı. Seçenek gibi ital etirilen ılımlı islam ise tutmadı. Hem de Türkiyeden daha gerçeklikle kendi deyişti. Bunlar, Tunusta patlamaları, fakat ilerisi için örgütlü dönüşüm tam göstermeyen siyasetler kısgaccında çırpındığı görünüyor. Ekonomik sorunalrın büyümesiyle de hoşnutsuzluk artıyor. Bunlar TTunusta hangi denklemin oynayacağı ile birlikte hep deyişimler eşiğine gelme olasılığını hep tetiklemektedir. Ortadoğu “Baharında” en iyi çıkan ülke olması. Yönetememe ve gericileşememenin ikileminde kalması da hala yapılan ama dönüşemeyen garip ikilemde kaldı. Buda kitlesel hoşnutsuzluğu artırmaktadır.***

Kısaca; Tunus birilerinin Ortadoğu oyununa hazırlanırken, onları hazırlıksız yakalatıp ilk kıvılcımı attı. İç dinamik güçlerinin oluşu ise emperyalist beklenen siyasal sonucu getiremedi. Bağımlı, sömürülen ve gericilikten laikliye ve ordan da sosyalist çizgilerin siyasal yelpazelerinden bağımlı sömürgeden demokratik taleplere dek uzanan deyerlerle Tunus önemli günlerden geçmektedir. Kitlelerin hala harekete geçmesi, birçok olumsuzlukta dirençle geriletmesi ise en azından daha karanlık gericiliğin tuzağına düşmesini şimdilik engeliyor. Seçeneklerinin tutmaması ve yeni net seçenek sunamadıklarındandır ki Emperyalist merkezler şimdilik Tunusu gündem yapmaktan kaçıyorlar. Yaşanan kitlesel tepkileri de haber yapmamaya çalışıyorlar. Ama, bu karmaşa mutlaka bir yöne evrilecektir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin