yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYeni yılda kalınan gündemle devam – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yeni yılda kalınan gündemle devam – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Geçen hafta ortasına dek geçen yıl takvimiyle yaşananlar kayda geçiyordu. Hafta sonuna doğru da aniden yeni yıla sıçradık. Sanki Perşenbe ile Cuma arası 1  yıl zaman uzaklığında yıl yaşanıyror gibiydi.  Oysa, gece yarısı dakikayle farkların senelik olma gerçekliği ile geçtik. Koronanın da etkisiyle sevinçler yerine daha bir dikkatli, kapalı şeklinde geçen bir yılbaşı geçirdik. Tabi olaylar öyle yeniden başlama gibi lüksü de yoktur. Üstelik, tatil veya kapanmayla da ne zaman durdu nede olaylar kaldığı yerde sonlandı. Zaman akıyordu. Sadece deyişen yazılımdaki takvimdeki senennin rakamsal şekli oluyordu. Bir de tuhaf fırsatlık da oluştu: yılbaşı nedeniyle girilen hem tatil hem de kapanma nedeniyle oluşan kitlesel duyarlılık donduruculuğu, politikada işlemedi. Öyle ya, tatil falan dinlense, bizde zamlar peşpeşe yapılmazdı. Faydası, iktidardakiler fırsatı kulanırken, muhalefet ve öteki kesimler tatil veya korona kısgacı nedeniyle dilenen basit tepkiyi dahi vermediler. Sadece, klasik insan duygu boşalmasıyla bazı medyalarda sanal kanallarla gaz atma boşaltmasıyla laflar edildi. Unutuldu ki onca eleştirdikleri yönetimler sistemin kurallarıyla seçimi de kazandılar. O  sığındıkları cezalandırma da olmadı. Çünkü sistemin işleyişi böyle gerçekleşiyordu.

Yeni bir yıla girdik. Süreç ise olduğu gibi işlemeye devam ediyor. Öyle yeni yıla girindi diye ne Tatar deyişecekti, nede Türkiyenin buradaki politik yapılanışı duracaktı. Hat ta Türkiyede direk burada çaktırmadan yılbaşı olayının anlamsızlığı idolojik yönüyle kitlelere algılatılıyordu. Türkiyede bu konulan yasakların özüne satışlardaki akol müdahaleleri hepsi idolojik fırsatlıkla korona örtüsü geçirme gibiydi. Burada işbirlikçilerin zaten alacakları talimatla yeterliydi. Bir farkla, kapitalist gerçeklik, sermaye yüzü gibi oluşumlar damgayı hep vurur. K. Kıbrısta da Korona nedeniyle konulan sokağa çıkma, seyahat, insanların uyması gereken kurallar, kumarhaneler için geçerli olmayacağı belliydi. Öyle de oldu. Brakın onu bunu girişlerden tutun en basit maske kuralı veya uzaklık ilkesi dahi uygulanmadı. Hele de kutlamaların resimleri herşeyi anlatıyordu. Koltuklardan ses gelmedi. Tatili kulanıp medya havuzunun da duymazlığı sonucu ilgili gelişmeleri konuşturtmamaya çalıştılar. Bir de her konuda tatil denilirken, Kumarhane renkleri bir yana, peşpeşe zamlar da yapıldı. Okuyan sanacak, dünyada en geçerli kimlikler, pasaportlar buranın, trafik yolları moderin şekilde yapıldığı için de rusatların da deyerinin yüksek olması gerektiği sonucuna varacak!

Tekrar edecem: birilerisıkılsa da “şimdi zamanımı” diye sığıntıya saplansa da belirtecem: K. Kıbrıs oldukça deyiştirildi. Hem nifus, hem kültürel hem de sosyolojik olarak kuralsızlıklar ve bilinmezlikler diyarı haline sokuldu. Sömürgecilik yanında nifusal ve kültürel dönüşümlerle de ilhak fırsatlı politik kurumsallaşmalar gerçekleştirildi. Geçen yıl bunu brakın seçim veya ekonomideki müdahaleleri, UBP kurultayına dek müdahale ile yaptırılmayan kurultayla hesapta olmayan iki kişiyi birini saraya ötekini de yönetim başına getirildi. Bunu kimse imkar etmezken,, başkasına gülenlerin de kendine sıra geldiğini de yaşayanlar olundu. Yine de demokrasi falan deniliyorsa, benim diyecek pek sözüm de kalmaz.

Yeri geldikçe bir başka masalın da hikayesini anlayalım: seksenden beri masada görüşülenler federasyon deyildi. Sadece, üst yazısı federasyondu. Özelikle yaşadık ve yaşıyoruz: K. Kıbrısta yapılanış federal yönde deyil, hep Türkiyeleşme noktasında ilerlendi. Her masaya oturmalarda, Türkiyeleşen K. Kıbrısın bazı yasa dışılıklarının da kbulenmesiyle adım atıldı. Annan planında Türkiyeli yerleşiklere oy hakı verilmesi ve buradaa kalıcılaşmaları sıöçraması gerçekleştirildi. Güney bunu dahi kabulendi. Yine de suçlandı.

Galiba sık sık bunları da hatırlatmak zorunda kalacam. Çünkü

Eğer yeniden masa diye bir hamle gelip görüşme olursa, yeni koşulların eklenmesiyle de başka bir karara yönlendirileceği kesin. Bunun en net ifadesi, önerilerin federal deyil buradaki yasa dışılığın yasalanması ve Türkiyenin kalıcılaşması üzerinden olacağıdır. Zaten, K. Kıbrısta bu duruma itiraz eden “barışçı” kesim de pek kalmadı. Yeter ki çözüm noktasını dahi aşan gericileşmelere ulaşıldı. Sanki iki taraflı eşitlikle postacıdaki engel koyma eşitlik hastalıkla tüm gerçekler öteleniliyor.

Dikati çekelim: ne Akıncı ne de Talat ikili görüşmelerde federal yapı üzerine bir kiremit koymadılar. Tam aksi oldukça gerilere düştüler. Federal Kıbrıs ilkeli anlaşmaları Denktaş ve Eroğlu içerikleriyle yaptılar. Onlar da sanki imzalayan onlar deyilmiş gibi de en anti federal söylemli liderler yelpazesinde destekleri alıp koltuklarda oturdular. Böylesi travmalarımız da vardır.***

Yeni yıla girdik. İlk müjdeler zamlarla geldik. Şikayetler duyuluyor. Hem de bunların iyi olduğunu söyleyenler de ekleniyor. Oysa en kritik anlarda müdahalenin de neferleri olup ulusçuluk okuyorlardı. Bir de ilginç gelecek hamle yapıldı: kayıplar komitesinin türk temsilcilerinden başkan ve birkaç kişisi görevden alındı. Anımsatalım: Ersin beyin babası da bu komitenin eski bbaşkanıydı. Yaptıkları da hala akılda. Tabi yaptıkları derken, engelediklerinden söz ediyorum. Herhalde Ersinin politik kimliği ve onu buraya getirenlerin, böylesi komiteler çalışırken, bazı konulara eskisi gibi dokunnacaklarını beklemek de hayaldır. Şu atandı da iyidir laflarına çoktan tokuz. Atanan kişiler iyi oldukları için deyil mevcut yönetime hizmet edecekleri için atanıyor. Öyle olsa, Ödül bey planlaama örgütündeyken en iyi ve tutarlı pahalılık rakamları açıklanırdı! Onun için, atanan kişileri deyil, sistemin hangi taleple hareket edeceğine bakmamız gerekir. Zaten, bazı kazılarla çıkan özellikle Tekke bahçesindeki kazılar sonrası birçok resmi ezber bozuldu. Rusonun bulunuşu, başka yerde gösterilen başta eski KTAMS başkanı veya ayni yerde rum yanında türklerin oluşu gerçekliği resmi tarihin gerçekleriyle hiç örtüşmüyordu.. Lehlerine olan koşul, bu olayları hatırlayan insan sayısının oldukça azalmasıydı.

Yeni yıla girdik. Zamlar ilk karşılaştığımız gerçek. Kumarhane farkının aacıtan boyutu da ortada geziyor. Sermaye gelişiyle kumarhana gücünün karaa para durumu sonucu, dış sermaye el koyma oluşumu da malum. Bunlar krizlerle gelip yerleşti. Bakalım başlayan yeni yıl direk müdahalelerle nereye kadar gidecek?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin