Hayatım boyunca Türkiye’de birçok darbeye şahit oldum. Genelde hepsi de toplumu baskı altına almak ve güya terörizmi durdurup ülkeyi huzura kavuşturmak için yapıldı. 1960 yılında yapılan darbede iddia; Menderes’in otoriter bir idareye gitmek istemesi ve de baskıya başlamasıyla ilintiliydi ama Türkiye’deki egemenler kısa zaman içinde, 1970’li yıllara gelindiğinde, 1960 yılında verdikleri işçi ve demokratik haklarını, 1971 , 12 Mart Darbesiyle geri almaya başladılar. Bu alma işlemleri de, kurulan başka sağ-milliyetçi grupları üniversitelerde karşı görüşte bulunan başka öğrenciler üzerine saldırtmakla başladı. Terörizm var diye iddia edip darbelerle bu hakları budama operasyonlarıydı bunlar.Hatta bu biyatkar tip sağcı gençleri, sırf sola karşı kullanmak için ayrı kamplarda eğitmeye kadar işler vardı ve bu iş sözde iç savaşa kadar gider duruma da döndürülerek, 12 Eylül 1980 yılına kadar sarptı, toplum 1980 yılında yapılan darbe ile bir daha demokrasi namına hiç ayaklarını bulamadı. Tabi ki bu süreçlerde Türkiye’de Burjuva demokratik Devrim kültürü ve hukuku olmadığından, Sol da birçok hatalara düştü, hatta hoşgörüsüzlük gösterilerek başka sol fraksiyondan gençler de birbirine boşu boşuna kırdırıldı, Sağ güçlere ve darbecilere çok fırsat verildi.Koyu ve aşırı bir milliyetçilikle Türkiye insanları baskı altına alındılar. Karşıt sol görüşlü öğrenciler ve de sendikacılar hapislere tıkılarak , toplumun tüm yaşam ve nefes alma hakları altüst edildi.
Sömürü koşulları özel sermaye leyhine ağırlaştırıldı ve Türkiye şimdilere kadar geldi.
Türkiye’de gene 15 Temmuz 2016 yılında yapılan darbe ile toplum tekrar baskı altına alındı ve bu darbeden sonra “Tek Adam Rejimi”şartları topluma empoze edildi. Ne olduğu daha pek anlaşılamayan ama kontrolü sağlayanların daha önce çoğunun ideolojisi olan dini ideoloji ”Fetö” cülük bu defa tehlike gösterilerek, güya bu Fetö’cüler kontrol sağlamak istediler,RTE’ciler bu darbeyi bastırarak ülkeyi kurtardılar dendi ama bu darbe sonrasında demokratikleşme sağlanacağına ve de herşeyin mesulü Fetö’cülükseydi, bu görüş zararlıysaydı da gene darbe olunmuş gibi topumun ve parlamentonun elinden bütün yetkiler alınarak, tek bir adamın kontrolüne verildi. Ülke ve toplum daha da baskı altına alındı. “Mavi Vatan” denilen bir doktrinle Türkiye daha da yayılmacı ve sert, şiddete dayanılan bir politikaya yönelerek, herşeyle, herkesle, komşularıyla, hatta daha da uzak olan ülkelerle bile ilişkilerini bozdu, sertlik politikalarına yönelerek yansımaları ve etkisi gelecekte daha da kötü olacak olan politikalar benimsedi. Ülkenin kaderi tek bir adamın dudaklarından çıkacak fetva ve emirlere bağlı kaldı. Türkiye baskıcı, konuşanın yazanın hapse tıkıldığı veya linç hareketleriyle karşılaştığı bir ortama girdi. Türkiye bu darbe ve getirdiği sertleşme politikalarıyla pek hayır etmedi, huzursuz ve mutsuz bir ülke olup çıktı. Şeffaf olmayan karanlık bir ülke durumuna girdi.
Geçen hafta Trump ekolü ile ABD’de de bir darbe oldu. Trump, ABD’ye beş yıldır benzerini yukarıda da yazdığım bir kabus yaşattı ve sonuçta ABD halkı bu kabustan kurtulmak için seçimlere gitti, bu ekolü devirdi. Trump ve yanlıları ise gerçekten bir darbe düzenlediler ve Kongreyi bastılar. Tipik Türkiye’de yaşanılan bir darbe oldu. Bu darbe ABD’ye ve dünyaya bir felaket yaşatacaktı ama başarıya ulaşmadı. Belli ki bu dönemde küreselciler öne geçtiler ve küreselciler dünya barışından yana bir taraf alacaklar. Tek Adamlık dünyada savaş tansiyonları ile insan kayıpları getirdi. Bu darbeyi bastıran Biden, darbe sonrası onbinlerce insanı tutuklamadı, olaya sebep olanları tesbit edip onları tutukladı, özgürlükler kısıtlanmadı, aksine ABD halkına daha fazla özgürlük, hukuk ve insan hakları verileceği sözü verildi. Türkiye’deki benzerlerin öngörüleri pek de tutmadı. ABD halkına Türkiye’deki gibi bir kabus yaşatılmadı.
Benzerlerini Türkiye’de de yaşadığımız darbe felaketleri hiçbir ülkeye fayda sağlamadı ve sağlamayacak. Aslında artık dünyada tek adamlık rejimlerini engelleyecek, ırkçılık ve şovenizme dur diyecek bir normun getirilmesi gerekiyor.
Dünyanın barışa kavuşması ve devam eden savaş felaketlerinin durdurulması dileklerimizle…