Konuyu fazla teori ile tutmayacam. Zaten, K. Kıbrısın gerçeklerini yeri geldikçe yazıyorum. Elbebt, her konuda olduğu gibi çıkan sorunlarda gerçeklerden kopuk ve resmen elinden yetkileri alınan, işbirlikçiliğin iyice silikleştirilen kurumsalaşmaya deyiniyorum. Son sağlık krizinde de gördük ki konu salt koltukta outuranla deyil, muhaliflerle de olmayan ve gidrek bu koşullarla yaşamayı kabullenen insanların davranışına dek ulaştı. Koşulların yanlışlığı veya alılnan kararların deyiştirilme yönünde deyil, var olanı kulanma eylimi kökleştirildi. Daha da daraltılan alan la bireysel bencilikle faydacılığa dek gelindi. Son alınan kararların çelişkisi yanında, bireysel tutumlara dek eklenen yaşam, çürüyen yapıdaki bireyselliklere dek yayılan kültürün aynası görülmektedir.
Konuyu uzatmadan birkaç genel örnekten sonra bireyseliğe dek gelelim. Bir eğitim makamcısı düşünün ki açıklama yapar: “eğitimde yayınla da gerçekleştirilmeyecek. Özel okuların da onlayın ile eğitim yapmalarını yasakladı.! Elbet, özel okuların gücünü düşünecek olursanız, bunun uygulanmadığını da elbet bilirsiniz. Daha bu unutulmadan,ayni makamcı,önce okulları açıyor, bir gün sonra da bakanlar kurulu kararıyla kapanıyor. Tüm bunların pandemi krizinde olduğunu da unutmayın….
Saray yeni bir emir gibi karar açıklar: Rumlar kanalıyla gelecek aşıları almayacaklar! Ama, Lefkoşada hem de iki defa Güneyden Kuzeye aşı geşti. Hem de Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından gönderildi. Alış durumundaki anbulans gerçeği de başka faciya. Eklemeden olmaz, önceki yazımda peşpeşe gelen karalrın çelişkisi ile okurken dahi tutarsız cümlelerin nasıl anlamsızlaştığını da belirtim. Tüm bunların yayılan Korona salgınıyla alakalı yönetim eksenli kararların olduğunu tekrardan belirttelim. Bu Tabi Girnede yayıllan Korona ile Makyaj hikayesi ise resmi alanda veya basında deyil, gayrı resmi insan sohbetlerinde bazen alay bazen işdahla anlatılma ikilemine de yer vermek ihdiyacını duydum.******
Yukarda basit şekilde sağlık salgınındaki birkaç direk merkezi tutumlarından seçkilerle konuyu anımsatım. Bunlar salt yönetenlerle brakılırsa, halkın neden onca olumsuzluğa beceriksizliğe karşın tepki koymadığını anlamak için de daha altlara bireycilk durumuna gelelim. Tabi parlemento muhalefetini hiç yazmaya deymez. Çünkü birisi danışmanlı kriz masasında dolaşırken, diyerleri ne dedikleri dahi net deyildir….
Konu sağlık olunca, önleyici tetbir olarak da aşı akla gelir. Onca belirsizlik sonrası, hem kuzeyden hem de güneyden aşılar geldi. Darmadağınık yapımızla birşeyler dendi. Patariyacı açıklamasında Seksen yaşın üstündekiler derken, önceden de sağlık personelinin aşılanacağını açıkladı. Bu karardı. Bir anlamda aşıyı planlı yapmanın da basit kuralıdır. Bir baktık, önce resimler, sonra söylenmeler ve en son sıkılmadan feyisbookta övünerek aşı yapanları görüyorduk. Yaş seksen derken, ölenlerin yaşlarının çok daha sonra olması gereken kişiler olması da çok acıtıcı karşılayıştı!
Ta baştan sağlıkçılar aşı yapılırken, şöferi, odacısı, tanıdığı veya bakıcısının da yapıldığı bilgileri net resimlerle uçuşuyordu. Ali bey ise “torpil yok” diyordu. Bu bir anlamda klasik K. Kıbrıs gerçeğinin yeniden yaşananıydı. Hem de öyle gizli falan deyil, tanıdık yüzlerle nasıl aşı oldukları internetlerde dolaşıyor. Övünçle de anlatılıyor….
Başka bir konu da şu: son kararla Lefkoşa ve Girne yörelerinde sokağa çıkmama kararı alındı. Bir bakıldı, yüklü yüklü arabalar, girneden, Lefkoşadan mağusaya gidiyor. Kaarpaza dek yol uzzatanlar oldu. Bir Karpaz yerleşiminde şu tartışma yaşandı: gelenlerin kapalı bölgelerden olduğu, tehlikeli işaretlerinin olması olasıllığı tehlikesi söylenirken, bazı kişiler de bu gelen insanlar sayesinde dükanların faydalanacağı, otelerin dolacağı gibi kar bkışlı savunmalar oldu. Bir anlamda, insanlar, garantinada kalmama adına bierysel davranışla normal denilen yere giderken, gidilen yerlerde sağlık tehlike korkusu yerine ticari kar beklenme ikilemi oluştu.
Bu iki örneği neden verdim: insanlar öylesine alışıp deyerler oluşturdu ki kim ne derse desin, torpil bulup konulan kuralı kolayca çiğner ve kamuoyu da bunu gayet normal hal diye kabulenir. Sırası gelmediği halde bir kesimi kulanıp aşı yaptırma veya ada salgınla kuşlatılırken, sanki kendi içinde deyilmiş gibi bireysel kaçışla başka yere yönlenmektedir. Her iki örnek de sistemin işleyiş şekli ile breysel benciliğin naasıl buluşup kurumsallaşıp kültürleştiğinin basit örnekleridir.
Boşuna deyil yalan söylese de taktir görnünmektedir. Yolsuzluk yapıp, kaçakçılık gerçekleştiren, uyuşturucda yakalanıp, dönüp ekranlarda politik kahraman milliyetçiler oluşması tesadüf deyildir. Hırsızlığa karşıyım diyenin torpil yapmam diyenin nasıl torpil yapıp kayırmacılıkları ayuka çıkmıyor! Bunlar yapıların bireysel oluşturdukları örneklerdir. Denktaşın dahi çileden çıkıp yargıya gönderdiği trilyonluk yolsuzlukların mahkemeleri hala onca zamana rağmen sonuçlanmıorsa, gerisi size kalıyor. Yakalanan eski belediye başkanının yakalanıp serbes brakma hikayesi bu nedenli birkaç gazete haberi dışında da deyeri olmuyor.
Tüm bunların net ifadesi şu: çürümüş olan, sömürgesel yapıdaki gelinen aşama,bireysel fırsatlı benciliği de güçlendirdi. Ayrıcalıklı, kuralsız ve yandaşla mevkileşmeler sistemdeki altan en üste neden böyle olup tepki olmadığının da yanıtı, ilgili koşulların kültürleşip yerleşmesinin davranış sonucu olduğunu anlamak kalır.