Zor olan ne mi: bilmediği halde çok bilmiş gibi davranmak; kolayına gelen şekliyle, zorlanmadan kabullenenler, uyum ile işine geleni algılayarak kaçınmak… buna daha birçok olgu eklemek mümkün. Farketmez, ekonomiden tutun sağlığa dek ayni kural kabullenince, gerçekleri de anlatmak oldukça zahmetlidir. Öğrenme yerine, hemen karşılık verip, kendince rahatlığı düşünerek tavır takınılır. Sonrası mı: hemen yüzümüzü bize dönelim: kolayca başarılar veya maduriyetlerle de mitler oluşur, hikayeler yazılır. Son sağlıktaki Korona salgını veya pandemi süreci bunun acı örnekleriyle dolu dolu geçiyor. Belli ki dahası da yaşanarak devam edilecek. Çünkü, gerçekleşen net sonuçlar dahi hala kabullenip eleştirilip doğrular yerine konulmuyor. Unutmayalım ki hem kapitalizmin kar eksenli ilaç tekeleri başlangıcıyla Neoliebraleşme ile sektörleşen sağlık yapılanmasının da resmini bu pandemi sürecinde tekrar tekrarr yaşayıp,n hala sorgulayıp başarılı olana yönelmeme gerçekleriyle de birlikte yaşıyoruz.
*****
Sağlık denilince, iki evre var. Birincisi hastalığa yakalanmadan önce alınan tetbirler, ikincisi de hastalandıktan sonraki tedavi dönemi olmaktadır. En azından, değerlendirirken, hangi aşamada olunduğu dahi dikate alınmıyor. KOvit mutasyonu ile önceden bilinmeyen virüsün neden olduğu hastalık yaşanmaya başlandı. Gerçi, bbazı sağlık kesimleri bu konuda bir tehlikeyi işaret etmesine karşın, Kapitalist öz kuralını aşamadı. Kar marjinali olmadığı için ilaç tekeleri ve sağlık sektörü bunu dikate almadı. Bu basitçe unuturma şurubu içirelek geçiştiriliyor. Hele de nedenlere girildiği anda ekolojik bozulma ve bunun temel etkeninin iklimlerdeki aaltüst olmanın tetikleyici roluna gelineceği için, sistemsel siyasal sorguya dek gidilecekti. Bundandır ki verilere ve bilimsel uyarılara rağmen konu sermaye eksenli politikada ve ekonomik tekelerde ötelendirildi.
Kaçınılmaz çıkış sonrası tartışmalar nedenler üzerinde veya başka sağlık ekseninde gelişmedi. İlk başta Çin suçlanarak Kapitalist metropoller aklanmaya gidildi. Aslında temel kapitalist sağlık sisteminin genel kriz karşısında sınavı gözleimizin içine sokula sokula gerçekleşiyordu. Batılılar, ısrarla kendi “muhteşem sağlık sektör yapılarının” bu hastalığın kendilerini vurmasına engel olacağı inancı vardı. Sonra olanlar hepimizin gözü önünde oldu. Çin kendince ilk çıkan virüse karşı mücadelelerini deneyerek, tanıma ve tedavi sürecini geliştirdi. Tanımlayarak engeleme dönemini yaşadı. Oysa, çok övülen batının Neoliberalizmin sağlık sektörleri, en muhteşem binalarıyla birlikte, beklenmedik şekliyle başarısız oldu. Daha ilk baştan, özelleştirmenin sağlıktaki insani yıkım boyutu ve çaresizliği birlikt gelişiyordu. Çinin aldığı birçok tetbiri sermaye kesimli kocaman Neoliberal sağlık sistemi alamıyordu. İngiltere ve ABD bunun net kanıtı olarak abideleşti.
Ööyle aşamalara gelindi ki kocaman italya sağlık sistemi, yoksul Kübadan veya Çinden doktor yardımı dahi aldı. Yeni Zelandadan izlandaya Korobna salgınında başarı yerleri olarak öne çıktı. Kötülenen Viyetnamın başarısını ise arada örtmekle meşkul olundu. Ama, kocaman sağlık sektörleri, ilaç tekelerinin merkezleri, birer birer başarısız hikayeler yazııyordu. Faşistler yedek güç olarak sokağa çıkıp “özgürlükler” adıyla tetbirlerin alınmamasında önemli rol alıyordu. Gelinen net sonuç: kamu sağlık sistemlerindeki kamucu yönlü ağırlıklı yapıların krizde başarılı olduğu idi. Ayni şekilde özelleştirme ile sağlık sektörleşme kuramının da net iflası gerçekleştiriliyordu. Fakat, medya gücü ve paranın imanı bu gerçeği münmkün olduğu kadar engeleyerek yine işi tekelerin insiyatifine sokmaya uğraştılar.
Bir de Türkiye veya K. Kıbrıs örnekleri vardı. Zamanında konuyu küçümseyip tetbir alamayan, kriz geliştiği anda maskeyi dahi dağıtamayan, rakamlarına güvenilmemesine karşın kendilerince başarı hikayeler yazıp dünyaya örneklem sunmaya başladılar. Doğrusu, bunu belirli dönem, başarılıyla en azından kendi halklarına da yuturuldu. Taki, rakamların yalan olduğunu mesleki hekim ve muhalif duyarlı kesimlerin ısrarla kanıtlamasına dek. Fakat, K. Kıbrısta bu pek başarılamadı. Ortak kolaycılık ve kendimizce başarı uydurma kültürümüz, birçok gerçeğin ortaya çıkmasına hala engel. Çünkü, siyasal olarak bunun ucu nereye gideceği malumm. Test dahi yapamayacak durumdayken, söylenen rakamların şüpeli olduğu, resmi eksenin bir denilenin ötekisini tutmadığı gerçeklik dahi yalan ezberin başarı masalının uyutulma büyüsünü bozaamıyor.
***
Şimdi yeni aşamaya geldik. Aslında, ilaç tekelerinin de işine gelen dönemdir. En azından yeni kar vurgunuyla kulanılacak aşı tutumu vardır. Zaten, denenen tedavi ilaçlarla tekelerin gücü enerji teklelerinin önüne geçmelerini getirdi. Politik güç olarak askeri makineden sonra ilaç tekeleri geliyor noktasına ulaşıldı. Fırsat, hastalıktan kar sağlamak ve kurumsal gücü güçlendirme çizgisinin kulanımıydı. Öyle ki aşıların tartışılma şekli, kulanım şekileri arasında herkes Pandemi sürecindeki sağlık sistetmindeki özel kamu farklılık olayını çoktan havızalar sildirti. Devletelrin deyil de başarılı bilimsel bilgi verdiği için mesleki örgütlerin demokratik bilimsel yapılı kesimin gerçekleri duyurtma önemi de sildirtilip, iş devletlere devredip ilaç tekellerine kar, sağlıkta sektörleşmeye devam denilme politikasının sürdürülmesi hedefleniyor.
Sağlık sistemi pandemiyle önemli sınav yaşıyor. Kapitalist olma gerçeği ile ilaç tekelerinin büyüyen karları da bunun sonucu. Paandemi ile kamusal insan temelli kurumsallaşmanın önemi ve sektörleşmenin kar dışında faciyası defalarca kanıtlandı. Fakat, sermaye gücü ve araştırmaya para ayırma gerçeği yine onların gidişat için algı oluşturma şansını vermektedir. Sistemsel sorgu olmadığı için de tüm yaşananlara karşın, yine de ayni sistemin devamı de sürdürülmektedir. Üstelik, verilerde dahi kamu özel ikilemlerinin dahi oluşu yapılandırma yönelişini tetikleyemedi. Hem K. Kıbrıs hem de Türkiye bu örneklerle çalkalanırken, hala ayni yapıyla süreç devam etmesi tesadüf deyildir.
Sağlığın paralı veya beleş kriteri veya hastahanelerdeki takınılan tavırlar ile sağlıklı toplum seçenekleri ortadayken, birçok ülkede otoriter liderliklere yönelinmesi de siyasal tehlike işaretidir. Deyerlendirme yapmak için, çok örnek var. Fakat, deyerlendirme yerine sürecin yaratığı kağos kulanıp başarısızların başarı hikayesi düzüp halk duyarsızlığına oynamaya devam ediliyor. Pandemi genel kapitalizmin sağlık aynası haline geldi. Kendi içinde dahi küçümsemelere rağmen doktor seçkisi dahi mesajı veriyor. Sicilya adası muhteşem binalardaki Avrupalı doktorları deyil Kübalı doktorları istemeleri boşuna deyil. Ama, hala kibirin küçümsemesiyle acayip Çin batı ilaç algı yarışı da devam ediyor. Ne diyelim: Kapitalizmin kendisini yaşıyoruz.