Perşenbenin gelişi çarşambadan bellidir. Yaşanan gerçekler, sana dokunmaz dersen, yanılırsın. Bir gün gelip seni de sarmalar. K. Kıbrısta özellikle dış müdahaleler veya koltukçuların yandaşlı kayırmaları yapılırken, birilerinin işine hep geldiği için kendine sıra gelmeyeceği dürtüsyle de böbürlenirler. Son UBP müdahalesi ve gösterilen tutumlar bu şaşkınlığın sonucudur. Cuma günü, ünlü müzikçi Timur Selçuğun da hayata gözlerini kapadığı gün. İstedim ki son yaşananlarla birlikte Timur Selçuğun şarkılarından serpiştirme yaparak iki konuyu yorumlamaya çalışacam. Hem Selçuğu anarken, son UBP olayı ile de adamızın müdahale ve teslimiyet resmini yanına ekleyerek zengin makalemi tamamlamaya uğraşacam.
****
Timur Selçuk türkiyenin ünlü sanatçılarından birisidir. Çağdaş müzik yapışı, orkesrasyon düzenleme ile batı müzikle Türkiye dinliyicisini birleştirdi. Ben Timur ile batı çağdaş müziği sevmeye başladım. Ayrıca, Timur, piyanosunun başında söylediği devrimci şarkılarla, onbinlerle birlikte koro halinde yayınladı. Yaptığı tiyatro müzikelriyle de zengin birikimine birikim kattı. Bir mayıs marşını onbinlerle söylemesi veya Güneşin s
Cuma günü kılıcıyla çeçenistandan Gagavuzyaya işkale hazırlayan Töre çıkar. Kafası karışık. Ama şahlanan liderdi! “anlamadım, bilmiyorum, konuşacak duumda deyilim” diyordu net sorulara karşılık. Nede olsa, onun da hesaaplaarı vardı. Bozulmasını istemiyordu. Herkes onuşuyor da Türkiyeyi ağzına almıyor. Şikayet ediyor da kimi etiğini vurgulamıyor. Bunlar hep yanardönerliğin sinyayliydi. Belli olan Türkiye bu defa rüzgarı UBP vurdu. Ama hala hamasetle işi geçiştirme, birlik salatasıyla laf rendeleme uğraşındaydı. Konuşsalar kaybedecekler. Ya, bir de dosyalar açılırsa? Hemen Timurun şarkısı orkesra ile başlar: “Bugün yarın ve dayma”!
Saner pehlivanlaşır. Hemen Sendikalara saldırmaya başlar. Arkasında Fuat bey vardır. Ömer Çelikin sözlerini tekrarlıyordu. Bir farkla, ses tonunu ayarlayamıyor. Biraz da acemidir. Krizler ve silikleşen işbirlikçilik eklenen teslimiyet. Bizim memleketi bu hale soktu. Nemalanan uBP şimdi karıştırılıp daha bir etkisiz işbirlikçi haline sokuldu. Hani Timur Selçuğun sesini tizleştirerek söylediği gibi: “dinle bak çatırdıyor, çatlaadı çatlayacak. Kasa can çekişiyor, gücü yok dayanacak”.
- Kıbrıs yeniden daha silikleşen yetkilerle dizayine sokuldu. Diyanet başkanı geçenlerde adaya gelip vakıflarlaa görüşme yaptı. Maraşı Konya belediye terkisine takılıyor. Dikat, Mersin deyil, Adana hiç deyil.. Konya. Çünkü ilgili belediyeler CHP başkanıdır. Vakıflardan yeni fetih alan peşinde. Bunlar da konuşulmuyor. KObnuşacak nemi kaldı: molohiyacılık veya erozyona uğrayan demokrasi! Sanki bunlarla Kıbrıscılık oynanacak gibidir. Timurun yine sesi yükseliyor: “ne duruyorsun be at kendini denize. Geride bekleyenin mi var, aldırma. Git git giti gidebildiğin yere”….
Yine dönek türküsüyle yazımı bağlayacam: “sağcıların günü ise sağcı olalım; rüzgar nerden eserse ondan olalım. Solcuların günüyse solcu olalım, rüzgar nerden eserse ordan olalım.. Sağcıyla sağcı, solcuyla solcu, çevir gazı yanmasın, devir bu devir.ofrasındayızı yükselen sesiyle adeta devrim dalgası şeklinde vurgulaması oldukça önemlidir. Hele de İspanyol meyhanesinin müziksel deyeri oldukça yüksektir. Şimdi, son günlerimiz ile T. S. Birlikte yaymaya başlayalım.
Selçuğun son olayları izlerken ki sözleri şöyle konulmalıdır: “çevir gazı yanmasın, devir bu devir”. Çarşanba günü artık Tatarı da saraya gönderip, muahalefeti adeta boğan müdahaleli seçim durumundan arda bu defa UBP kurultaayı ile yeni başbakan konusu oturdu. UBP nede olsa, talimatlarla hep lehine işledi. Taçoy Çarşanba günü öğlene doğru ikinci tura devam dedi. Belli ki Sucuoğluyla yeniden yarışacaktı. Eroğlu teşvikleri veya uzaktan parmakla işaret sözleri de etrafta dolaşıyordu. Ama, Cumartesi seçim yapılacaktı. Timurun sözleri duyulmaya başlandı: “kimi mindonu yok kıçında, kimini saat köstek dolanır” seçilen şarkı sözleriyle vurguluyordu.
İşler yolunda gidiyordu. Ama geceler uzun. Ansızın gelirim şarkısı K. Kıbrısta meşurdu. O gece gidip gelenler oldu. Fuat Beyin telefonu sabaha doğru işledi. Birisi rahatsız oluyordu. Daha önce lehine yapılan müdahalelerde zevk alıyordu. Lehineydi ve avantayı kapıyordu. Perşenbe, çarşanbanın uzun gecesi bitiyordu. Yorgunluk çok geçmeden öğlene doğru yeni kurşunlar haber saçıyordu. İki aday da geri çekildi! Anlamaya çalışındı. Timurun sözleri yeniden piyanonun sesiyle duyuldu: “bu ne acayip bilmece, ne gündüzz biter ne gece”. Konuşanlar ve konuşturulmayanlar karıştı. Bu defa silikliği ve hırçınlığı ile Sanere vekalet doğdu. Bazı mütahitler, arazi sahipleri ve yandaşlar bayram yaptı! İmar veya başka kurallar erteleniyor mesajıydı. Fakat hala nlamak isteyen pek yok. Dedikoduculuk veya molohiyacı Kıbrıslılığa oynanıyordu. Adaylıktan çekilenler konuşmamayı yeyliyordu. Parti vekileri toplandı. Sıkıntılar yaşandı. Tatar klasik bildikti: “haberim yok”! Bu defa Türkiye UBP içini kaynatıyordu. Sucuoğlu için “neden Kılıçtaroğlu veya imamoğluyla görüştün” tenkiti vardı. Devamında, başta SUcuoğlunu destekleyeceklerini açıklayan öteki adaylar da suskun. Tümur Selçuk yeniden şarkıya başlıyor: “çıkmaz bu yol, çıkmaz bu yol bir yere”!