Sovyetler birliğinin doksanda dağılmasıyla oluşan Kafkasya koşullarının tetiklediği ikinci Karabağ savaşı da sonlandı. Sonlandı da kalıcı barışın geldiğini söylemek mümkün deyildir. Savaş sonrası oluşan denklemlerin sonucu belli kriz belirli dönem için yeniden buz dolabına konulma adımları geliştiriliyor.Deyişecek koşullar sonucu sorunun çözümsüz kalma halinde, yeniden savaş olasılığı de seçenek halinde kalmaya adaydır. Sovyetler Birliği sosyalist yapıdan kapitalist dönüşüm yaşarken, şüpesiz Emperyalist cendere içinde sorunları da ateşlemeye yöneldi. Bağımsız devletler gibi oluşan yıkım, beraberinde ulusal sorunları da kanlı çözümsüz halde milliyetçilikle birlikte karşısında gördü. Kafkaslar, bu dağılma ile birlikte, oluşan yeni koşullar, milliyet sorununun da savaşlara yönelmesinde etken oldu. Buna direk bölgesel hegemonya mücadeleli emperyalizim gerçeği katılınca, çözülmez yumağa doğru gidildi.
Konularla ilgili epey yazım vardır. Özellikle benzerlikleri ve farklılıklarıyla da Kıbrısla kıyaslar yaptım. Yeni ikinci Karabağ savaşı başlarken yaptığım önemli uyarıyı ekleyerek, yazıya devam edecem:
Sorunlar çözülmedikçe, krizler devam etiği sürece, dondurulsa da fırsat bulunca veya deyişecek güç dengesi sonucu, yeniden patlar. Karabağ veya daha devletsel boyutuyla Azarbaycan Ermenistan olayı da bunlardan birisidir. Sovyet dağılmasıyla oluşan ve yeniden şekillenme içine girilirken, emperyalist sömürgeleştirme ile hegemonya sistemsel mücadele sonucu, bu konular hep kaşıldı ve kaşınacaktır. Nitekim, dondurtulan ve belirli dengede tutulan Azarbaycan Ermenistan sorunu, bazı deyişimler sonucu yeniden savaşa sıçrama yaptı.
Ermenistanda batı destekli “renki devrimle” pasinyan iktidara geldi. Batıya yönelmek istedi. Rusya da huylandı. Bu arada Rusya dışişleri bakanı Ermenistana “Azarbaycan işkal bölhelerinden çekilmesini, Karabağla alakalı anlaşılıp yeni statü” önerisi yapar. Ermenistan ret eder. Çünkü tüm uyarılara karşın askeri gücüne güveniyordu. Azarbaycanda ise otoriter baskıcı Aliyef giderek mühalefet tehtitlerinde bulunuyordu. Özellikle iki ülk Korona krizini de iyi yönetemediler. Azarbaycan Türkiye ve israilden silahlar aldı. Ordusunu da eyitirdi. Güç dengesi deyişti. Üstelik Ermenistanın yöneldiği Amerikada seçimler nedeniyle dünyayla ilişkisi zayıfladı. Bu koşulları fırsat bilen Azarbaycan, fırsatı da kulanıp, probagandayı da yaparak harekete geçti.
Gerçekten probaganda iyi yapıldı. Sadece başlangıçta dyeil ilan edilip bozulan ateşkeslerde de Azarbaycan algı probagandasını iyi kulandı. Ermenistanı suçlamada etkili oldu. Halbuki, çok basit ti: her bozulan ateşkeste Azarbaycan toprak kazanıyordu. Silah üstünlüğü propagandayla da tamamlanıyordu. Bu arada Türkiyenin yardımı ve özellikle Cihatcı taşıma bilgileri de beklenen karşılığı bulmadı!
Rusya önce sesiz ve tarafsız kaldı. Ara buluculuk yapmaya başladı. Ermenistanın belirli yere kadar kaybetmesine de göz yumdu. Şuşa kenti alınmadan yeniden Ermenistana benzer önerileri yaptı. Ermenistan yine ret etti. Azarbaycanın Şuşa kentine girmesi ve vurulan Rusya helikopteri konusundaki deyişik açıklamalar, yeniden Putini harekete geçirip hemen sonuç aldı. Bir sabah bildik anlaşma açıklandı. Böylelikle Rusya Karabağa barış gücü, Karabağ Ermenistan ve Azarbaycan Nahcivan koridorunun güvenlik kontrolcüsü oldu. Anlaşmada 3 ülke adı vardı: Azarbaycan, Ermenistan ve Rusyadır. Bu anlaşma beş yıl içinde Karabağ sorununun çözülmesini de içeriyor.
Ermenistan yenilmesine rağmen hala Karabağ ve belirli yerler elindedir. Fakat, Poşinyanın geleceği belirsiz. Yine de epey karışıklık olacağı belli. Azarbaycanda en azından kazandığı topraklarıyla Aliyef iktidarını devam edecek zamanı kazandı. Kazananlardan birisidir. Fakat, kulandığı dil oldukça düşündürücü. Diktatörlük ötesine varan aşağlayıcı sözler oldu. Bunlar, bize içteki politikanın da mesajlarını veriyor. Türkiye ise fırsat yakalamaya çalışıyor. Klasik bildik devlet politikasıyla, yazılı olanı deyil de içteki probaganda önceliğine ağırlık veriyor. Tıpkı Kıbrıstaki garanti anlaşmlarının belgesine rağmen, kendilerine has uydurmalarla anlatıp fırsatlarla kulandıkları gibi…
Herkesin birleştiği, kazananın Rusya olduğudur. Hem Ermenistanı yeniden yanına çekti, Azarbaycaanla iyi ilişkileri geliştirdi ve bölgede barışçıl güç adıyla da yerleşti. Amerikanın sızmasını şimdilik durdurdu. Yalnız Türkiye ve İsrail gerçeği de sırıtıyor. Bunlar ikinci Karabağ savaşının kısa sonuçları. Beş yıl sonra ne olur,bilmem. Belki ayni koşullarda beş yıl daha da derler. Karabağ ise şimdilik Rus kontrolunda. Statüsü net deyildir. Bu arada Nahcivan koridoruyla da Azarbaycan yeni bir hat ve Türkiye de direk Azarbaycan merkezine ulaşma şansı buluyor. Belli olmayan; Türkiyenin uyguladığı Ermenistan ablukasına ne yapacağıdır. Devamı halinde ülke kuşatılmış halde olacaktır. Diyasbora Ermenileri ise yetersiz kalmanın sıkınısını yaşayacaktır. Batı ise bu konuda başlatıkları Ermenistan sızıntısı ile Azarbaycana giriş sürecinde duraklama dönemine yeniden girdiler. Önemli bir hamle şurda beklenme olasılığı var: Azarbaycan başarısını, Türkiye ve İsrail etkisini kulanıp Amerikanın iran Azerileri üzerinden parçalama politka denemesi olma şansı vardır. Zaten, Amerika, iran Azerilerini kulanmak için zaman zaman fonlar ayayırdığı da biliniyor.
******
Kısaca, ikinci karabağ savaşı da sorunu çözmedi. Birçok dengeyi onaytı. Karabağ halkının talebi dikate alınmadı. Aslında kapitalizmin milletler sorununu çözememe konumu yeniden yaşanıyor. Halkların bir arada barış içinde yaşama yerine, etnik kimliklerle sçmürgecilik politikası uygulanması krizleri engelememektedir. Kafkaslaar emperyalist sömürgeleşmenin yeniden gelmesinin ulusal boyutunu yaşamaktadır. Bundandır ki Karabağ sorunu iki ülkeden çıkıp bölgesel ve ordan da sisemsel nifus alanı mücadelesine dek uzamaktadır. Bakalım bu yeni dönem neleri getirecek.