Beni tanıyan iyi bilir, bir konuda kafam takılınca veya tesadüfen karşılaştığım olguya hemen araştırma ile yol almaya çalışırım. Edindiğim bilgileri eğer karşılık bulacak sa veya gerçekten dikate alınması gerektiğine inanırsam, yazar veya söylerim. Bazen basit bir durum gibi görülen ve doğalmış gibi yaşanan konu, birden karşınıza gelen ufak kuşkuyla birlikte soruları da artırmaktadır. Buna benzer birçok konu köşemde böylesi birikimle geldi. Üstelik, ölüm gibi konularda insan yaşamının da sonlanması ve geri gelememe gerçeği ile birçok arıza kolayca görmezden de gelinir. Bunlar tesadüfle de öğrenilir. Küçümsenen veya doğal hale gelen nice anlayış, aslında deşildiği zaman nedenli kuşkular da oluşturduğu imkar edilemezdir. Benim geçen Salı günü gecesi anamın ölümü böylesi yeniden bir yazıyı yazma sorgusuna dek getirdi.
Ufak gibi görülen veya anlamsız artık denilen nice olgu, deşilince, çok sızlatıcıdır. Anamın ölümünden sonra elbet duyulan hüzünle duygusal bir makale de yazdım. Sonuçta insanız ve etkileniriz. Fakat, peşinden tesadüfen gelen duyumlar ile onların gerçeklik kuşkuları, konuyu yeniden başka yönle yazmak zorunluluğu da oluştu. Bu zorunluluk, bir anlamda hem benzerinin tekrar yaşanmaması, hem de sistemin insana bakış ile seçtiği kişilerin bedelinin hiç hatası olmayan insanlara ödememesi gerektiği inancıyla yazıyorum
*****
Gün Salı. 13 Ekim günü. Geceye ulaşırken Yeni Erenköyde Feride Yıkıcı üşümeye başlar. Sağlık merkezine getirilir. Kalp krizi olduğu düşüncesi başlar. Fakat, Anbulans seferdeydi. Galatyadaki Anbulans çağrılır. Normalde 15 20 dakikalık zamanda gelmesi gerekirdi. 40 dakikada geldi. Benzer yolculuk Mağusaya giderken oldu. İki misli zaman yitirildi. Feride kurtarılamadı. Bu önemli bilgiler hiç seslendirilmedi. Sonradan biraz tesadüf biraz da çalışanların biraz da isyanıyla öğrenildi. Fakat takip eden de olmadı. Doktorlara sordum: kalp krizlrinde zamanın önemli olduğunu ısrarla vurguladılar. Yolları iyi bilenlere ilgili kayıtlara göre olan zaman diliminin normal oolup olmadığını da sordum: onlar da oldukça fazla zaman harcandı denildi… Bunlar kuşkuları artırdı. Tabi kimse takip etmedi.
Başka idiyalar da oldu: ilgili şöferin geceleri hızlı sürüş yapamadığı belirtildi. Harcanan zaman ve anlatılanlar kuşkuları artırdı. Fakat, hemen bazı insanlar klasik tutumu sergilemeye başladılar: “boşver, olan oldu” dediler. Zaten devamında “ananız geri gelmez ki” diye de teselli etiklerini zanetiler. Oysa, denilen şekliyle zaman fazlası ve şöferin hızlı sürememe gerçeği doğruysa, ayni durum başka hastalar için de geçerlidir. Yoksa, kimisi de particiliğin yüceliği ile oy hesabımı var kuşkularının görmezden mi gelişine sarıldılar?
Benzer birçok olayı bu köşede yazdım. Üstelik yanlışlarıyla. Kalp krizinden ölen birisi için Anbulans yok olduğu için öldü hikayesinin tılsımını bozdum. Çünkü, herkes bağırırken, aslında ilgili yerde hem de Cuma günü anbulans verilmesine rağmen ilgili görevli göreve gitmediği gerçeği vardı. Bunu söyleme yerine “anbulans yoktu” denilip suç başka yere yönlendirildi. Ana akım gazeteler de yazdı. Ben konuyu birkaç gün sonra öğrendiğimde doğrusunu yazdım. Kimse “yalandır” demediydi. Fakat, olay da kapatıldı. Buna benzer nice olay yaşandı.
Boşuna dyeil vezneyi soyan birisini sanki daha iyi soygun yapsın diye daha fazla para olan vezneye konulduydu; sarayı soyup davası bitmeyene en üst işçi sorumlulukla emekliliğine katılacak sürekli ek mesayi verilmektedir. Bunlar bizim kayırmacılık ile yönetim şeklimizin renkleridir.
Bunları da aklıma getirirken, anamın üzüntüsü ile yeni öğrendikleriminin devamına takılınca, şu insani duygun canlandı: başkaları da ayni yanlışa uğramasın! Hep duyarız sadece anbulansta deyil birçok alanda işin ehli olmayan sırf deyişik yandaşlamayı örtme nedenlerle ranta konudurtuluyor. Anbulansın önemi ortada. Sağır veya sürüş hızlı yapamayan seçkisi, resmen ölüme devatiye çıkarmanın öteki versyonudur. İşkiyle kaza yapanı savunma veya yanlışı örtme siyasetinizin teknik tabusal yaptıkları işlerdir.
Ben bu konuyu takip edecem. Konu sağlık ve bir yanlış gizlenirse, ötekisine çağrı yaparsınız. Öğrendiğim kadarıyla bu konuda bazı şikayetler yapıldı. Makamcılar tıpkı ötekilerine benzer şekilde duymazlığa havvale edildi. Bakalım daha neler duyacağız. İnsana önem dneilen sağlıkta daha sürüşlerde yapılan seçki tartışması oluyorsa, anbulannscıyı sırf para kazanacak seçkisine indirgnirse, diyecek siyasal söz kalmaz. Bunun elbet bir de vijdani gerçeği vardır. Diyeceksiniz, vijdan çoktan ranta ve yandaşa teslim oldu: ozaman bize de yeniden anımsatmak kalıyor. Bakalım neler olcak. Anamın da hatırasına bu konuyu yazdım.