Sadece bizde seçim vardı demeyin. Latin Amerikanın dağlık yöresindeki Bolivyada da seçimler yapıldı. Aslında, dünya bu seçimleri izleyip yüzleşilecek çok olgu var. Elbet, alınacak dersler de vardır. Öteki gerçek de mevcut: konu sistem olunca ve sisteme karşı direnişle taşlanınca, medya resmi eksende konuya yer vermeme seçkisine de hemen sarıldı. Bizdeki seçim de tamamlandı. Sanki, seçim öncesi konular yaşanmamış gibi, direk mütahale ile işler dönmemişçesine, gidrek normalleşme haline doğru yelken açıldı. Bu arada ibretlik bazı deyerlendirmeler de devam ediyor. Özellikle Türkiyedeki kendine “muhalif medya” denilen ekranlar veya tam tersi K. Kıbrıstan Türkiye medyalarına deyerlendirme yapanların dedikleri için mutlaka söylenecek net sözlerim var. Ayrıca, hala Kemalist ve Ulusal devletli ekranların hala Denktaşlı saydamlaşması sonucu yapılan yorumlar da olayın nedenli önemli olduğunu koyuyor. Tek olmayan, Kıbrısta yaşananların üzerinden genel muhalif ortak deyerlendirme olmaması. Bir de Akıncının beni hiç şaşırtmayan üçüncü kez siyaseti braktığı açıklamalsıyla destekleyicileriyle dahi konuşmamasıdır. Bunları bir sonraki yazıma saklıyrum. Biraz da merak edin.******
Çok deyil, geçen yıla dek filimi saralım. Ekim ayının yirmisine dek gidelim. Latin Amerikanın Bolivya dağlık ülkesinde seçim yapıldı. Moralesin seçimi kazandığı bilgisi net olarak ortaya çıktı. Oysa. Başta ABD, Brezilya, Kolonbiya gibi gerici kapitalist ülkeler Moralesin kaybetmesi için ne gerekiyorsa yaptılar. Paralar döktüler, siyasal baskılar yaptılar, dış müdahalelerle paramiliterleri sokağa çıkardılar. Olmadı. Seçimi yine Sosyalist Hareket partisi kazandı. Hem seçimi hem de başkanlığı kazandı. Ama, kazanmaması gerekiyordu. Sermaye ülkedeki linyit madenini ve gaz yataklarını istiyordu. Linyit özellikle pil yapımında önemli madendi. Morrales bunları kamusallaştırma yolundaydı. Önce seçimde hile yapıldığı söylendi. Kanıtlanamadı. Paramiliterler ve yetiştirilen faşist milisler sokağa sürüldü. Şehir orta sınıflar zorlandı. Medya kanıtlanmamasına rağmen “seçimde yolsuzluk” algı operasyonu yapıyordu. Ama, Morales direniyordu. Derken, ordu sahneye çıktı. Direnme halinde iç savaş gündeme geldi. Polisteki ırkçı kesimler muhalefete takıldı. Belli oldu ki başta İsrail isdihbaratı ve Amerikan ajanları belirli çifliklerde milisler yetiştirip bu günler için kulanmaya hazırlandılar. Morales ikilemde kaldı. Net olarak seçimde yolsuzluk ve hile bulunamadı. Ama, ağırlıklı olarak Amerikan yanlısı Latin Amerika birliği Bolivyaya anbargo uygulama tehtitlerini yapıyordu. Ordu durmadan ültümaton veriyordu. Sonunda Morales istifa edip Meksikaya kaçtı. Senato hem de azınlık toplantısıyla faşist lideri geçici başkan ilan ediverdi. Hemen peşinden başta Amerika “demokrasinin kurtuluşu adına” faşist lideri tanıdı. Ab de peşinden rol aldı. Latin Amerikada önemli sağ devletler de ayni yola girdiler. Böylelikle ordu cuntalı azınlık seçimli ırkçı faşist lider geçici başkan olarak tanındı. Irkçı sengolu öperek ve ilk iş olarak özelleştirme hamlesiyle işe girişti. Amerikanın ve Brezilyanın telkiniyle de kısa zamanda seçim yapıp bu durumu taşlandırma hamlesi de gerçekleşti. Çünkü, Bolivyada yerli halk, kırsal alan ve fabrikalar sol potnsiyel muhalefet olarak her an sokağa çıkıp etkin olma yapısı vardı. Nitekim de böyle oldu.
Seçim yılın başında yapılacaktı. Fakat, sokakların bu defa sosyalistler tarafından ısıtılması. Cuntayı ayakta kalma adına seçime gitmeme yönende yönelendirildi. Pandeminin de çıkması bu defa seçim yapmama tutumuna koşul hazırladı. Ama, sokaklar ısınıyordu. Sağlık sisteminde girişilen özelleştirme nedeniyle de Korona salgını beceriksizlikleri de sorunlara eklendi. Kent kuşatma hareketleri başladı. Yazın gelmesi Bolivyayı yeniden ayaklandırdı. Paralilitanlar ve ırkçı milisler yetmiyordu. Silah gücü kitle karşısında çaresiz kalmaya başladı. Bu arada meclisler de cesaret alıp toplandı. Erken seçim kararı aldı. Artık cunta parlemento tarafından da kuşatılıyordu. Batı şaşkındı. Oysa kısa zaman önce ne güzel desteklerle Moralesin tükendiği sarhoşluğuna girdilerdi.
Bu direnişlerle artık senato da toplanıp direk tarihiyle erken seçim aldı. Cunta direndi de kent kuşatmalar işkale dönünce çaresizce uzlaşmak zorunda kaldılar. Çünkü 15 yıl önce halkın nasıl sarayı basıp de başkanın helikopterle kaçtığı yaşanmışlık akla geliyordu. 18 Ekim günü seçime karar verildi. Paralmilitanlar baskı ve korkuyla oyları avlamaya uğraştılar. Fakat, halk direndi. Protestolarla ve provakasyonlara gelmeyerek bir anlamda seçimi sokakta kazandılar. Kaybetmeye başlanınca da cunta lideri baktı ki kazanamayacak, aday olmaktan vazgeçti.******
Derken 18 ekim geldi. Bolivyada Pazar günü sandık açıldı. Bir gün önce maske takan milisler provakasyon yapıp silahla ateş açtı. Tutmadı. Halk sandığa gitti. Daha ilk sonuçlarla sol aday oyların Y.52 aldı. Öteki sağ aday Y.31 alırken darbenin partisi faşistler ise Y.15 cıvarı oy alacağı anlaşıldı. Hemen Seçim kuruluna baskı yapılarak sonucu geciktirmemesi söylendi. Böylelikle dünya Bolivyada seçimi Sosyalist hareket partisinin kazandığı haberini geçmeye başladı. Bazıları şunu hatırlatıyor: Bolivyada oyun bitmez. Mutlaka kaybeden sadece ırkçılar dyeil ayni zamanda Emperyalizimdir. Bu nedenle provakasyon ve oyunlar olması her an için muhtemeldir. Sürgünde olan Morales de ayni uyarıyı yapıyor. Halbuki cunta son hamleyle aday olan Sosyalist hareket adayını yargılatıp engeleme hamlesine dahi girişti. Ama, halk öfkesi bu kararını da geri aldırtı. Haçla ve cuntayla saraya giren faşistler, halk direnişiyle yeniden dönüyor. Belli ki Bolivya daha çok konuşulacak örneklem ülkedir.*****
Geçen hafta Bolivya Çeguveranın katledilişini andı. Dendi ki Sovyetler zamanında yalnız brakmasa bu devrim çok daha önceleri yaşanacaktı. Şimdi alınan derslerle ve yetersizlikler de eleştirilerek Bolivya tarih yazıyor. Kamusalaşmalardan tutun yerli halka verilen eşit haklarla şu anda dünyanın En demokrat anayasasına sahiptir. Yine de yaşamla göründü ki Emperyalist ülkeler boş durmuyor. Oyla alamadıkalrını faşist hareketler ve cuntalarla geri almaya hep uğraşıyorlar. Zengin madenler veya gaz yatakları kar işdahı bu oyunların yapıllmasına yetiyordu. Direnerek ve kazanarak Bolivya halk direniş tarihine yeni sayfalarla yol alıyor. Bakalım bu önemli dersler başka halklara da gereken mesajı verecek mi?