arşivUlus IrkadBariz müdahalelerin gölgesinde bir seçim - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Bariz müdahalelerin gölgesinde bir seçim – Ulus Irkad

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

1974 sonrasında Türkiye harekatlar bittikten sonra Kuzey Kıbrıs’ın bağımsız ve egemen bir bölge kalacağını, harekatlarla Kıbrıslıtürk halkının demokrasisi dahil tüm haklarına saygı göstereceği vurgusu yapmaktaydı. Ne yazık ki bu taahhütlerine Türkiye’nin kendisi saygı göstermedi. Buradaki siyasal iradeyi değiştirmek için Türkiye’den Kıbrıs’a binlerce nüfus taşıdı ve Kıbrıslıtürklerin siyasal iradelerine onlarca defa bu şekilde ihlalde bulundu. Bazı aydınları, solcu olmalarıyla meşhurdular, öyle biliniyorlardı ve Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslıtürklerin Batı demokrasisi hayatına ve kültürüne saygı gösterilmesi vurgulaması yapmaktaydılar, ama Kıbrıslıtürklerin sükut-u hayale uğramasına onlar da sebep olacaklardı ilklerde. Seneler sonra o yazarlarından en meşhurlarından biri, Kıbrıslıtürkler Türkiye’den bağımsız kalmak istemeleri halinde bile, buna hakları olmadığını ve buna izin verilemeyeceğini açık açık yazdı ve savundu da. Türkiye garantördü ve Garanti Andlaşmalarına göre gelmişti Kıbrıs’a… Ama Kıbrıs Anayasasına göre burada ayrı bir Cumhuriyet kurup taksimi gerçekleştiremezdi. Siyasal iradeyi ayaklar altına alacak nüfus transferinde bulunamazdı. Bunun aksi oldu ve Türkiye o anayasanın bir ürünü olan Garanti Andlaşmalarına ters olmasına rağmen, 1983 yılında burada ayrı bir Cumhuriyet kurdurdu, taksimi gerçekleştirdi. Buna karşı olan parti veya insanlara tehditler oldu, hatta 1996 yılında bu müdahaleleri ve haksızlıkları eleştiren bir yazar, evinin önünde otomatik tüfekle taranıp öldürüldü. Resmi ideolojiye karşı olan Yeni Kıbrıs Partisi’nin parti merkezi birkaç defa kundaklandı, kurşunlandı, parti liderinin arabası bombalandı, partililere gözdağı verildi.

Seçimler de payını aldı bundan. Her seçimde muhakkak müdahale oldu. Zaten bunun altyapısı nüfus taşınmaları ile çoktan hazırlanmıştı. 28 Haziran 1981 seçimlerinde, resmen Türkiye müdahalelerde bulundu. TC kökenli seçmenler seçim öncesinde markaja alınarak Kıbrıslıtürk sol partilere oy vermeleri başından engelleniyordu. TC’nin desteklediği adaya ve partiye resmen destekte bulunuldu ve onun kazanmasına çalışıldı. 1990 seçimlerinde de müdahaleler oldu. En son gece Türkiye resmi kanalından, açıkça halkın  gidip de Türkiye’nin desteklediği adaya oy vermesi istendi. Bu arada 1997 yılında çıkmaya başlayan Avrupa Gazetesi bombalandı, kundaklandı, ofisi kurşunlandı, yazarları öldürülmeye çalışıldı çünkü Avrupa Gazetesi Resmi İdeolojiye karşı bir gazeteydi. İki sene önce Afrin Olaylarını protesto edip, orasının “İşgal” olduğunu yazan ve ismi sonradan Afrika olan gazete, bizzat Türkiye Cumhurbaşkanı’nın aleni çağrısı ile çoğunluğu buradaki TC kökenli vatadaşların, Gazete’nin ofisine linç hareketi başlatmasıyla saldırıya geçildi. Ofis taş yağmuruna tutuldu. Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı olaya müdahale edince, o da dayak yemekten zor kurtuldu. Aynı grup Meclis üzerine de Pan-Türkistlerin bayrağını dikti ve aynı ideolojik sloganlarla meclise meydan okudu. Tutuklananlar kısa bir müddet içinde serbest bırakıldı, polis ise olay sırasında bu linç girişimlerine ve de saldırılara engel olamadı. Polisin hala daha TC Genel Kurmayı’nın kontrolü altında bulunduğunu söylemeye gerek yok herhalde.

Son birkaç aydır tehditler ve baskılarla dolu bir seçim kampanyası başladı. Kıbrıslıtürklerin haklarını savunacağını ileri süren Sayın Akıncı’yla belli ki Montana’dan beri, hatta beş sene önceki seçimin ilk gününden beri, Türkiye ile büyük sorunlar yaşandığı belliydi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan agresif tutumuyla buradaki AKP-MHP militanlarını da yöneterek başlattığı saldırılarla hem Meclisi hem de muhalif kesimleri baskı altına almaya başladı. Bu hareketlerle TC resmi çevreleri, buradaki uzantıları ve de Kıbrıslıtürk statükocu çevreler birlikte hareket ediyorlardı ve Kıbrıslıtürk halkının egemenliği ile demokratik gelişmesine saygı duymadıklarını belli ettiler. Türkiye ve buradaki taraftarları seçim sonrası başlatılacak Kıbrıs’a dönük çözüm çalışmalarını dinamitleyecekleri şeklinde imalarda bulunmaya ve diğer dünya sorunlarına da yansıyan şiddet taraftarı ve barıştan uzak hareketlerini devam ettireceklerinin imajını vermeye başladılar.

Bugünkü seçimle Kıbrıslıtürk halkı, Türkiye’ye artık bu pervasızca saldırıların sona ermesi yanıtı vermeli. Kıbrıslıtürkler şamar oğlanı olmadıklarını, daha da gelişmiş Batı tipi bir demokrasi ve ülke istediklerinin mesajını vermeli, Türkiye destekli adayların kazanamayacağını ve onurlarına düşkün olduklarını bugün her türlü olumsuzluğa rağmen sandıklarda göstermelidirler…

Türkiye’nin Kıbrıslıtürklerin iradelerine karşı yaptığı tüm saldırıların sert bir cevabını vermelidir Kıbrıslıtürkler. Çünkü rica ile yaşamın aşağılanma olduğunu artık öğrendiler.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin