Konuyu K. Kıbrıstan yazdığımı aklınızdan çıkarmayın. Ayrıca, onca Türkiyeleşmeye karşın, burada Türkiyedeki gelişmelerin çoğunun haber yapılmadığını da bilin. Yazılacakların önemi kadar buradaki kamuoyu bakışı ile Türkiyedeki yaşananların çakışmaması da gayet doğal haldedir. Anlaayacağınız, konuyu yerine koyarak yazacaklarımı dikate alın.
Sakın ha, dünya yayınlarında da karşılık bulup da yorumlanan helikopterden atılan iki kürt konusunun Kıbrısta neden haber olmadığını sormayın. Çünkü, karşılık bulmazsınız. Yine, bugün merkez bankasının fayizlerini yükseltirken, Erdoğanın kulağınızı dolduran “fayizi yükseltmek eflasyonu yükseltmektir” deyip fayizlere dokunmama tavrını da yanyana koymayın. Hele de dünyada dolaşan ve Amerikan hazine bakanlığının Mali suçları araştırma ağının belgelerinin hala karşılık bulmamasını aklınızdan geçirip şüpeye düşmeyin! Hele de daha önce Lokirtvey uçak sgandalı ile sadece Türkiyede soruşturma açılmadığını veya Panama belgelerindeki vargi kaçrıma obelgeelrini görmezden gelme tutumlarını sakın aklınıza getirmeğin! Son yayılan Amerikan merkezli ve 16 aylık habercilerin dikatle incelediği rüşvet, yolsuzluk, porno siteleri ve teröristlere destek idiyalı yayınlara kulaklarınızı kapatın. Zarafın marifetleri ile rüşvetin dağıtımında hangi politikacının olduğu merakına gelmeyin. Tehlikelidir.
Medya takıntısı ile Süleyman Soylunun anayasaya karşı sarfetiği sözlerin diplomasi veya normal ilişkili sözler mi kuşkusuna dahi düşmeyin. Vardır elbet onların bir bildiği! İşin kolayını isterseniz, zaten Kıbrıs konusunda da devlet tabusunun savunucusu da olan CHP gönderme yapıp kendinizi rahatlatın. Ama, bilimsel olma derseniz: şu ufak anımsatmayı yapalım….. Her sorun mutlaka tekli deyildir. Sınıfsal ayrışma, sistem içi muhalifcilik veya devlet içi hegemonya mücadelesi gibi deyişik öne çıkma kuralı vardır. Diyalektiğin çelişki yorumlama tekniği burada işe yarar. Bir de artık biz istemesek de burada aynen yansıyışları olmasına rağmen bilmemeye vurmaya devam ederken; Türkiyede tarikatların gücü ve ciahtcıların silahlandırılması konusu da haber olup geçiyor. Tabi ana akım medyada dyeil elbet. Tam da Türkiyede tarikatlar gelişmelrinde her türlü olumsuzluklar kanıtlarla yaşanırken, siyasal gerçeklik fışkırırken, K. Kıbrısta hem de önce kendine başbakan diyenin dergah tarikat muhabeti de önemliydi. Ama şu sihir sözler tutuyor: “ne olacak canım” küçümseme ile gerçek örtülmeye uğraşıldı…..
Ekonomide doların fırlamasıyla işaretler gelip gidiyor. Ama, yönetimin “ekonomi yükseliyor” sözleri de onu takip edince, şüpe aklınıza getirmeyin. Fayiz düşürünle merekz bankasında dahi kafalar alınırken, birden fayiz yükselmesini de konuşmak gereksiz! Ama, K. Kıbrısta konuşurken sakın döviz yükselişi ile Türkiyenin ekonomik krizini yanyana koymayın. Çok tehlikeli….Şikayetimizi sadece burayla sınırlayalım. Onun için astrın projesinin sıkıntısı ile susuz kalmayı da gündemde tartışmaylalım. Maraziler edelim. Sıkışınca da dalkavuk gazeteci veya teslim olmuş politikacı gibi “bunlar Türkiyeninb iç işleri” demeyi ihmal etmeyelim……
Son dönem işler iyice zikzaklı.Bir kükreme ve sonra yumuşama gayet normal hale geldi. Bunu Türkiye Yunanistan eksenidnde yaşadık. Sorgulamadan, içeriğini bilmeden ve en acısı söylenenlerin doğruluğunu araştırmadan kavramları databulaş tqabulaştıralım. Mavi vatan veya haklarımız vardırı içi boş ama siyasi sertlikle gündemde kulanılmaya devam edilsin. Kimse Libyayı veya Kuzey Suriyeyi sorgulamasın. Hem Kıbrısın garantörü, hem yoktur deme ikilemini birlikte kulanalsın. Bunlar siyasal oluşumun halkaları haline gelsin.
Gerçekten Türkiyede oldukça yüklü sorunlar var. Ekonomik kriz, korona salgınında yükseliş, siyasal sansürün artışı, önemli anormalliklerin normal hli ile dış müdahalelerle içte ayarların uçuştuğu bir Türkiye karşımızda duruyor. Bunun deniz arasına rağmen direk K. Kıbrısa da ulaşıyor.