Biliyorum, daha makalenin başlığından şu sözler dilinizden dökülecek: “bize ne Maliden,, nereden çıktı bu konu” serzenişleri olacak. Sıkılıp yazıyı da okumayacak da çok insan olacak. Fakat, öğretilen şekliyle düşünme, bu konuda da sırıtacaktır. Kıbrısın sömürgeciliğin deyişik şekileriyle yapılandığını akıldan sildirtildi. Daha çok gelişmiş Kapitalist ülke modelleriyle benzerlik kurularrak, gerçeklerden kaçılınıyor. Nedense bize benzeyen ülke gelişmlleri ile sömürülme şekileri deyil de ingiltereden Norveçe benzetme kıyaslı düşünce yüzeyseliği oluşturuldu. Türkiye ile olan net ilişkimiz dahi oradaki gelişmelere uzak durma ikilemi de oluşturuldu. Elbet, bilgisizlik, ilgisizlik de işin cabasıdır.
Yapılan haberlerde dahi Uluslararası boyut pek önemsenmez. Daha çok güçlü ülkelerin resmi eksenli bilgilerle algı operasyonu yapılmaktadır. Haberin benzerliği de gözetilmez. Oysa, herkes şu ezberi tekrarlar: Kıbrısta olanlar veya çözüm geleceği dış güçlerin belirleyiciliği ile gerçekleşecektir. Bunu bilen bilmeyen tekrarlar. Sonra dönüp, “bize ne” kaçışıyla da dış gelişmeler yok sayılır. Sadece, Türkiyedeki resmi duruşla K. Kıbrısın teslimiyet çıkarsamaları öne çıkarılır. Böylesi bir bakış oluştu. Sonra, medya da bu kervana katılır. Okuyan kişiler de “gazete veya televizyonun dediği gibi” kaçış sarılışla gerçeklerden uzaklaşmanın bahanesini de yakalar.
*****
Dünya da benzeriyle algılaşır. Afrika haberlerini pek duymayız. Önemli olanı dahi haber yapılmaktan uzak durulur. Tabi K. Kıbrısta örneğin Stratejik olarak direk etkilenen Ortadoğu veya ısınmasıyla yangın yerine dönme potansiyelli Akdeniz konusunda dahi resmi fırsatçılık dışında da habercilik ve yorum yapılmaz. Böylesi Kısgaçla yaşamaya devam ediyoruz. Oysa ötelediğimiz birçok gelişme, direk bize ders veren, bildik yaşantıların şekillendirilen sistemin alt kesimi veya sömürgeleşen devletlerin bilgileridir. Fakat, abartı gösteriş kültürü ile düşük, yoksul kesimlerin gözden uzak tutulmnası sağlandı. Özenilen gelişmiş sömüren kesime odaklanmamız da sağlandı. Mali makalesi bu gerçeklerle kısa şekilde yazılmaya neden görüldü.
*****
Hafta başı Maliden haberler uçuştu. Demek ki karşılık da bulduğuna göre, önemli yaşananlar oluyordu. Önce, darbe girişimi oldu. Başkan ve bazı yetkililer tutuklandı. Sonra, Devlet Başkanı parlementoyu fes edip istifa eddi. Afrika birliği maliyle ilişkileri askıya aldı. Malinin sömürge “efendisin” Fransa, endişelerini belirti! Haberler yayıldıkça, Malide epey zaman protestolar yapıldığını, seçimler sonrası başlayan olaylar olduğunu anlıyoruz. Bir bölüm asker, sarayı basıp başkanı tutuklayıp kışlalarına getirir. Başkan, Anayasayı fes, parlementoyu iptal ve kendisi de istifa eder. Bir anda, Maliden boşluklarla askeri baskılı bir ortama geçildi.
Mali belki birilerine yoksul ve sıradan ülke olarak algılatıldı. Afrika ülkesi olup Fransız eski sömürgesidir. Bol bol altın madeni mevcut. Fakat, ülke oltukça yoksul. Dünyaya haber olarak son dönemde arada bir ziyaret eder. Kısa zaman önce; kadafi katlinden sonra, Malide de ayaklanmalar olur. Kuzeyinde şeryatcı cihatçılar deyişik kabile desteği ile nerede ise başkente dek gelme durumuna ulaştılar. İşte o anda efendi Fransa devreye girdi. Askeri müdahale ederek TORo adıyla isimlenen Kuzey Malilileri yeniden mağlup yaptılar.
Fransa, Malide yeni askeri üstler de kurdu. Belli olan, siyasi islam ve cihatçı dalga Maliye dek ulaştığıdıydı. Bu konumdan sonra Mali daha bir Fransız kısgacına girdi. Bu yılın Mart ayında parlemento seçimi yapıldı. Krizin nedeni ön seçim sonucuyla kazandığı söylenen 31 kişinin Anayasa tarafından belirtilmemesiydi. Bu şidete dönüştü. İslami muhalefet protestoların başını çekti. Yukarda belirtiğim gibi sonunda bir kısım askerin girişimiyle, başkan tutuklanıp istifa yaptırıldı…..
Bir nokta daha, özellikle Türkiyenin İslamcı kesiminin de Mali ülkesinde etkin olmak için çabalrı vardır. Hat ta, Libya müdahalesiyle bunun Maliye de sıçrama tahtası olasılığı söyleniyor. Başta Fetulah şirketlerinin eğitimden ufak esnaf işlerine de yatırımı olduğu da biliniyor.
*****
Görüldüğü gibi, ülkeye girince, yazılacak çok konu çıkar. Afrika sömürgeleştirme ile fırsatı kulanma taktikleri Maliye dek ulaşır. Zengin altın madenleri ile orta Afrikaya geçiş sonucu, ülkede sömürgeleştirip etkin olma çabaları çok yönlü sürüyor. Sömürgesel yeni sömürge olma ile hala devletin tam etkin olamama sonucu da her krizde dış müdahale görmek kolaydır. Zaten, Maliyi biraz da gündeme taşıyan resmi medya nedeni de budur. Fransız sömürgeleştirme, Türkiye hamle alanı, Çin rekabeti ile bölgesel hesaplarla, altının konma işdahının bedelini hala kabileler şeklindeki ülke ödemektedir.
*****
Afrikaya dalınca, başka dünyadan konuşur gibi oluruz. Ancak, sömürgeciliğin çok yönlülüğü ile Kuzey Afrikadan başlayan kırılmalar, Mali gibi sorunları da gündeme getirir. Şimdi, arada duymak deyil de bu yöreleri kapitalizmin sömürgesel öteki yüzü olarak kavrarsak, daha habercilik ile yorumun önemini kolay kavrarız.