Etik ve ahlaki kurallar iyiye ve doğruya yönelmiş kurallardır. Bu değerlerin devam ettirilmesi teşvik edilir. Bazı davranışlara üstün değerler yüklenerek yapılması toplumun ahlakını da yükseltir. Etik ve ahlaki değerler bir topluma yön veren veya şekillendiren kuralların tümüdür de denebilir. Kişiler bunları kendi içlerine sindirip uygularlar ve birçok zamanlar aslında yasa olarak olmasalar bile vicdan olarak kişilerin kendi içlerindedirler. Kaynağı kişinin kendisidir. Bu tip davranışlar dışardan zorlama olmadan topluma gelip benimsenir ve aynı zamanda, elbette kültürel bir durumdur. Her düşüncenin de bir ahlakı ve etik değeri muhakkak vardır. Etik başlı başına doğru davranışlarda bulunmak ve doğru bir insan olmaktır. Bunun diğer bir anlamı da kişilik ve karakter sahibi olmaktır. Bu tip değerlerin Batı toplumlarına aydınlanma Çağı ve de Burjuva Demokratik Devrimleriyle yerleştiği de bilinmektedir. Burjuva Devrimlerini yaşamayan ülkelerde bu davranışlar veya değerler örnek olarak alınır ama genelde bu ülkelerde bozulmalar da son zamanlarda had safhalara uğramıştır.
Bir ülkede herşey ama herşey bozulursa ahlaki değerlerden tutun siyaset de payını alır bunlardan. İnsanın idealleri ve de diğer insanlara karşı davranışları da bunlardan etkilenirse bu da tabi ki tüm hayatı etkiler. Kişisel ilişkiler de bozulur aslında. Hele hele herşey artık maddi menfaatlere göre ayarlanırsa o toplumsal yapı da maalesef etkilenir bundan. Devrimci ahlak ve sol değerler dedik ama daha sonraları bunun maalesef bunları öne sürenler tarafından da ezildiğini gördük. Sol bir partiye mensup insanların rüşvet verip ihalelerde, halkı soyup soğana çeviren şirketlerde işi ne? İşçileri taşeron kuruluşlarda veya örgütlerde sömüren solcuların gerçekten solcu olduğunu iddia edebilir misiniz? Solculuk neydi? Bankalarda yolsuzluklarla sermaye biriktirenlerin solculukla ne alakası vardır? Halk yoksulluk içinde yaşarken solcuların bu duruma hiç tepki vermemesi ideallerinin mi ürünüdür? Değil elbette…Hatta Sosyalist bir ülkenin insan hakları, adalet ve demokrasiyi ezen icraatlarda bulunması onun sosyalistliği ile ilgili değil, aksine onun düşüncesinin ahlaki ve etik değerlerinden uzaklaştığını ve bozulduğunu gösterir. Hatta o ülkelerin bugün diktatörlüğe, despotluğa kaydıklarının da delilidir bu hareketler. Yani şimdi bir normal politikacı, başkalarını oyuna getirip amacına erişmek isterse, bu o görüş çerçevesinde veya o bozulmuş ülkede, normal da karşılanır ama ne isterse olsun, Batı aydınlanmacılığında, ki sol değerler de temelini buralardan alır, bu tip davranışlar hoş karşılanmamalıdır çünkü bozukluk sadece sağda kalmaz bu solu da tutarsa, ki maalesef eğer sol değerler de bundan kendilerini ayırmazlarsa, solcular da sistemin bir parçası olurlar. Batı aydınlanmacılığında tüm felsefeler ve ideolojiler, hukuksal, demokratik ve de insan hakları normları aslında gene demokrat burjuva ideologları tarafından bulundular. Batı aydınlanmacılığı son dönemlerde elbette darbeler yedi ama evrensel hukuk, adalet ve de insan hakları ile demokrasi normları hala daha bu görüşlerin temelinden faydalanmaktadır. Bugün de burjuva demokratik sistemleri hala daha bu burjuva demokratik devrimlerinden ve de Burjuva demokratik aydınlanmacılığından faydalanmaktadır.
Sol değerlerin dinamizmi nasıl ki eleştiridir, burjuva demokrasisinin dinamizmi de budur ve muhalefetin bundan dolayı dinamizmi ve de gücü bunlara dayanmaktadır hatta bir bakıma muhalefet veya sol kesim aslında bu kontrolü içermekte ve yapmaktadır. Bu görüşler, dediğimiz gibi, kişileri oyuna getirme, onların kişisel hakları ve de şahsi onurlarını da bozmayı hedeflemez ve bunları Batı değerleri, etik ve ahlak dışı davranışlar olarak nitelerler. Solda da, sağda da kişilerin ahlak ve değerleri oldukça önemlidir. Suiistimalde bulunma, kişileri sömürme, kişilerin insan haklarıyla oynama veya bir kişiye yapmadığı bir suçu yapmış gibi gösterip ona iftira yapma Batı’da yasaktır ve de kişi haklarına yapılan bu saldırılar toplumsal haklara da yapılmış sayılır.
Batı aydınlanmacılığı sonucunda, o aydınlanmanın da verdiği özgürlüklerle, işçilerin asgari ücretleri, işçi hakları, kişi hak ve özgürlükleri, toplumların özgür iradeleri, aslında demokratik burjuva değerlerinin de önemli bir yanıdır.
Sol, bu değerlere önem verdiği saygı duyduğu derecede kendi saygınlığını ve de mevcudiyetini koruyacak. Bugün işçi hakları geriye gitmişse, sol ve emekten yana değerler gerilemişse, sol olduğunu iddia edenler bugün başarısızsalar, inanın ahlak değerleri, etik ve de demokratik değerleri bozduklarından ötürü oldu bunlar. Herkes suçu başkalarına atmasın. Bozulma tam yanımızda ve başarısızlık da aslında ta yanı başımızda…