Ülke bir pandemi ile karşı karşıya iken ülkeye özel izinle yani yasaklanmış yolla ve en yüksek yetkililerden de habersiz şekilde ülkeye girmiş yabancı insanlar olmuş ve çok zenginmişler. Zenginin adı duyulunca iştah kabarması yaşamını popülizmden kazanmayı esas kabul etmiş olanlar için çok çarpıcı oldu. Bakanlar kurulunun yasağı çiğnenmiş, bir bakan başka öbürü başka türkü tutturmuş, bulaştan korkarken gelenler elini kolunu sallaya sallaya etrafta dolaşmış gibi haberler etrafa yayıldı. Yasa diye önem verilen bir şey olmayan bir ülkede yaşadığımız ortaya saçıldı.
Konuyu irdeleyenlere bakılırsa bulaş tehdidi tek tehdit gibi ortada durdu. Hâlbuki yasanın çiğnenmesinin umursanmaması hepsinden daha önemlidir. Yasayı önemsemezsek konuda çok daha falsolar vardır. Birincisi de çoğunluğun önemsediği limanlı, kumarhaneli turistik tesisin sahipleri de yasa egemenliği olmayan bir ülkede yatırımlarının da güven içinde olmayacağını görmelerinin ne sonuç vereceğidir.
Eleştirisini yatırımcıyı öfkelendirme ve gücendirme olarak seslendiren yasa egemenliğinin olmamasına aldırmıyorsa ülkesine mafyayı davet ettiğini biliyordur yoksa yasal güvenliğin olmadığı yere gelen yatırımcı geldiği ülkeyi mahveder, geleceğini karartır ve halkını ezdirir.
Halkımız uzun kulaktan Hong Kong’u duyar ve kıskanır. Tanınmamış bir devlet pozunda olduğumuz için bundan istifade yasadışı ticarete de açık limanlarımız olsun bu fırsatı değerlendirelim deyip serbest limanı öve öve nihayet sahip olduk ama iştah sona ermedi. Liman olabildiğince yasadışı işlere karıştığı gibi hala devletten kaymak yutmaya yaramaktan kurtulamadı. Ancak bir bakan eskisi Türkiye’de bir dergiye “bizi devlet olarak tanımıyorlar onun için bunu fırsata çevirmeli yasadışı ticaretle zengin olmalıyız” gibi demeç vermekten kaçınmadı.
Halkımızın içinde kumar sektörünü milli kaynağımız olarak görmeye alıştı. Başka kumarcıların da gelmesine bayram edecek çok kişi var. Onun için hükümet krizine yaklaştıran son skandalımızda en büyük konu maske, uzaklık gibi konular oldu. Ancak bu kadar küçük bir ülkeye bir marina, turistik kompleks ve kumarhane ve bol hostes koyarsanız salgından çok daha tehlikeli bir iş yaparsınız.
Bu büyüklükteki bir projeyi daha dün alıp kabul ettikleri TC KKTC sosyal ve ekonomik kalkınma programına nasıl sığdıracaklar diye aklına bir soru gelene rastlayamadık. Programa böyle bir otel kompleksi yapılacağını duyup da yer vermeyen olur mu? Reel sektörü destekleme gereksinimini değiştirmeyecek kümes gibi bir yatırım mı ki programla ilgisini kuran olmadı. Kamunun mallarına yani halkın malına tecavüz olacaksa bunun karşılığı programa girmeli ve etrafına yapacağı değişikliklerle kim nasıl etkilenecek hesabı verilmelidir.
Arada betonlaşmaya ve sahilleri ve doğayı yağmalamayla ilgisi de kurulup ne olacağının ve zararlarının nasıl giderileceğinin hesabı verilmeliydi. Yurdumuz betonlaşmadan korunmalıdır diye çevrecilerimize de onların sormasını beklemeden açıklama yapılmalıdır.
Ülkemizi sorma gir hanına çevirme amaçlı bilinçli bir bol paralı saldırı karşısında değilsek sahillerimize sahip çıkılması kavgası verenleri de anımsayıp onlara da affedersiniz denilmelidir. Çünkü artık Lapta sahillerinden kimseye hayır gelmeyecek. İnsan ve çocuk kaçakçıları ve ticareti de üstüne üstlük!
Ülkemiz açıkça tüm karakterini değiştirecek bir saldırı karşısındadır ve muhalefeti bile Karantinaya uyulmasına dikkat edilmemiş olmasına ve bir bakanın öbürüne saygı gösterememesi mesele etmektedir! Bazıları da kendi hücresindeki bakanın partide harcanmasını engellemekle uğraşmaktadır. Sayfalar dolusu haberlerde çevre tahribatı, kumar ve insan kaçakçılığı, yasadışı ticaret ve kara para aklama hakkında bir ilgi izi yok. Hong Kong yasadışılığın zirvesinde iken daha fazlasını taşıyamadıydı. Refahla tanışanlar BM’den yardım görerek yolsuzluk ve suiistimale karşı savaş açmayı kabul edip üç yılda kamuda reform ve reorganizasyon yaptı da Hong Konglu beladan uzaklaşmaya başladı ama tüm yaşamı yapay bir ortama mahsur yaşam oldu.
Halkımızın içinde yükselen çevre yanlısı, yasasallığa ve düzenli kamu yönetimine yandaş olanların sesleri paragözlerin açgözlü haykırmaları yatırım aleyhtarlığı olarak gene saldırıya uğradı. Utanmazlar istedikleri kadar saldırsınlar zaten yanlışları ortaya çıktığında da utanacak değiller ama cezasını çekmede beraber kalacağımız bellidir.