Geleceğin önemli fay kırılma olasılıklı iki ülke İtalya ve brezilya denkleminden – Özkan Yıkıcı

2297

Yaşamda önemli acı sonuçla yeniden yaşamaktayım. Gerçek koşulları ve öngörüleri yaşanarak haklı çıkılsa da siyasal tutumlar ile oluşan yanlışın örgütsel sonuç, bunu imkar etmeye adaydır. Gerçekleri söylemek, öngürleriniz ile haklı çıksanız dahi, siz yine de doğrulanmanıza rağmen, yalnız kalmak gibi tuhaf dünya sürecini de yaşama gerçekiliği ile yüzleşmeye adaysınız. Dünya şimdilerde Korona salgını ile ekonomik krizi üst üste yaşıyor. Siyasal devlet şekli ile uluslararsı sermaye örgütleri bunu ne yönetebilme durumudadır, nede, yeni seçeneği şekilendirme koşulundadır! Seksenlerde, nefesim yetiği kadar, öteki sosyalistlerle Neolierbnalizmin yaratacağı sonuçları anlatmakla uğraştık. Hat ta, acıdır, bizimle birlikte savunanların bazıları ilgili yapının uygulanmasına çalıştı. Doksanlar sonundaki Asya Kaplanları kriziyle, Neoliberalizmin miyadını doldurduğunu yazdım. “Delidir” dendi.Piskolojik sorulnları vardır algısına sarılan eski arkadaşlar da ne yazık oldu! Yine, Askya Kaplanlarıyla başlayan kriz dalgasının Amerikayı, AB ülkelerini vurmasıyla artık Neoliebralizmin yenilemeyeceğini, yönetilemediğini anlatmaya uğraştım. Oysa, buradaki kimi solcular da elerinde İMF reçeteleri, Dünya Bankası deftercikleriyle yeni reforum havarisi oldular. Derken, Neoliberalizmin sağlık ve eğitim sonuçlarını ta seksenden anlatmaya çalışırken, son Korona salgınıyla muhteşem binalı sektörlü hastahanellerin, mubarek ilaç tekelleriyle sarılan sağlık sisteminin genel Neoliberal iaflsıyla çöküşüne tanık oluyoruz. Bunları, yıllar önce anlatmakla nefes tüketim. Şimdi, sonuçlarını da yaşarken, ekonomik iflas, Korona salgınıyla sağlık yapısının yıkımını ve çarasizliğini, yayagınlaşan doğa katliyamıyla da yeniden üretilen mikropların sağlıktaki versyonlarıyla Neoliebralizmin döneminin tükenişinin kanıtları oluyor.

Dünya, şimdi Kovit salgınıyla insanlar eve kapatıldı. Garantinalar yaygınlaşıp, güvenlik adına da yeni gelecek muhbirlik yapılanması da kolayca gerçekleştirilmektedir. Görüldü ki sistemin en güçlü ülkesi, Nükler silahlarıyla dünyayı yok edecek gücü, ülkelerin içlerini yıkmaya hazır, kimin ne yapacağını belirleme tavrına sahip olan, kocaman ABD, son krizlerle nasıl Maonun deyimi ile “Kayıttan kaplan” olduğu yaşantısı gerçekleşiyor. Fakat, başka fırsat da yolda ilerliyor. Salgında çaresiz, krizi yönetemeyen, doğayı katledip yeni hastalıklar yaratan Kapitalizim, şimdi de insanların sağlık endişesiyle evde oluşundan, korku nedeniyle rızalaşan kitlesel duyguları kulanarak, kendi yaratığı krizlerden fırsat la yarını şekilendirmekle uğraşılmaktadır. Otoriteleşme, hakları geri alma ve baskıları yoğunlaştırma esrumanlarını yönetim şekli olarak kulanmaya hız verdi. Sağlık yerine, insanların sorunları yerine, fırsatı kulanıp gelecek aşamada iktidarın devamlılığı için yasalar çıkarılıyor, kitleleri kontrol yöntemleri yaygınlaştırılıyor ve korkularla devletden beklenti tutumu oluşturulmaktadır. Yeni faşizim dalgası ve sermaye karlı işler yapılıyor. Tabi ki bazı ülkelerde de ayni denklem yanında örgütlü oluş şekleri veya kitlesel bazı tepkilerin aksi haldeki girişimleri nedeniyle, Amerika ve İngiltere Türkiye, Macaristan yanında, bazı ülkelerde de deyişik gelişmelerin olasılıkları toplumsal örgütlenmeler nedeniyle ikili gelişmeler tahminleri de oluşmaktadır. Daha, Kovit Krizi sonlanmadan, siyasetlerin gelecek hamleleri ile örgütlü şekilde yanlışlara çıkan örgütler nedeniyle aşağdaki ülkeler, ilerde konuşulmaya adaydır. Bu ülkelerden İtalya ve Brezilyayı örnek olarak bu yazımda kısaca deyerlendirecem.****

İtalya, yakın tarihinde olduğu gibi, her kriz sonrası ülkedeki deyişik siyasal örgütlenmeler nedeniyle mutlaka deyişimler yaşamak zorunda kaldı. Son Korona salgınında da benzer ikili üçlü siyasal gelecek olma olasılığı şimdiden sırıtmaya başladı. Üstelik, İtalya, Kovit krizini yönetemeyerek önemli hasar alırken, sonradan oluşan deyişik gelişmeler, ülkede parçalı görüntüler de yeşermeye başladı.

İtalya, yakın tarihte her kriz veya savaş sonrası mutlaka deyişime uğradı. Olumlu veya olumsuz fark etmeyen, eski İtalya dışı kırılmalar oldu. Birinci Paylaşım savaşı sonrası, sosyalist hamleler yanında ilk Faşist devlet olma sonucu gerçekleşti. İkinci paylaşım savaşı sonrası, siyasal dağınmıklıkla, hem AB merkezli yeni coğrafyada yer alırken, sol güçlü demokratik örgütler de yaşamda konumlandı. Sovyet kırılma döneminde İKP Sovyet çizgisinden Avrupa Komonist garip anlayışa geçti. Doksanlardaki dünya yolsuzluk dalgasında ilk Temiz eller hamlesi italyada başladı. Mafyalar, önemli her koşulda yer aldı. Neoliebral Avrupa ile Ortadoğu projesinde İtalya Berlusgoni yönetimiyle Türkiye ile birlikte temel merkezli ülkelerdi. Dünyada başlayan 2007 Finans Kapital krizi Güney Avrupa ülkeleri gibi italyayı da vurdu. Tükenen Neoliberal reçetelerle krizi yönetmeye başladı. B Bunun başarısızlığı ise son Salgında sağlık sistemindeki yanlışlarla kısa zamanda yansıdı.

Şimdi; İtalya son Kovit krizinde veya salgınında Avrupanın ilk vurulan yeri ve başarısız yönetimiyle epey hasar alan devlet oldu. Hem de göstere göstere yaşanan gelişmelerle. Sağlık sistemindeki son dönemde mali politika nedeniyle oluşan kesintilerin direk yıkıcı daralma gerçeği, bilinmesine karşın futbol sektörünün teslimiyeti sonucu kalabalık kitlelerin katıldığı maçların yapılması, dini ayinlere kitlesel devam edilmesi, Çinle olan direk ilişkilerinin sürdürülmesi gibi etkenlerle italyada Korona epey can yaktı. Belediye yetersiz kaldı, devlet yönetimi tutumları ise berbat denecek durumda oldu. Sağlık sistemi ise kamusal ağırlıklı olmasına karşın, son Neoliebral hamleler ve AB dayatmları sonrası kesilen kaynakla yetersizleştirildi. Buda, direk hastalık tedavilerindeki yetersizlikler ve hastane faciyasında göründü.

Önceki yazılarımda bu gelişmeleri özetledim. Şimdi, yazdıklarımın yetersiz dahi kaldığını anlıyorum. Çünkü, iyi bir Neoliberaleşen İtalya ile dünyanın G.7 ülke yapısına girecek derecede ekonomik güç olmasına karşın, sağlıkta pes edilen yer oldu. Önemli ders ise Çin yardımı ile Küba doktorları salgında ülkeye gelirken, üye olduğu AB epey zaman şaşkın şekilde durdu. Oysa, İtalya yönetimleri, resmen Küba anbargosunu destekleyen, Çin ABD ticari savaşında veya direk ABD anbargolarını destekledi. Böylesi paradoks gerçeklerle İtalya salgını yaşıyor. Şimdi de normale dönüşü konuşmaya çalışıyor.

İtalya AB ve Nato üyesi. Kapitalis büyük ekonomik yapların da üyesi. Güçlü sermayesi hala var. Son finansman krizini kendi olanaklarıyla ve kendi siyasal hamleleriyle geçiştirmeğe çalıştı. Ülkede yasadışı sermaye yoğunluğu ve mafya yapılar da mevcut. Nitekim, mafyaların bazıları, yeniden alan kazanma adına, salgında, kitlelere yardım dağıtarak imaj yenilemeye ve devletin yasal açılan boşluğunu doldurmaya çabalıyor. Ek olarak, Berlusgoni ile başlayan ivmede, italyada eski ve yeni faşist partiler güç kazandı. Hükümetlere girdiler. Son dönemlerde Yıldızlı muhalif faşist hareketi kualisyonlara öteki benzer partilerle yönetme şansı da oldu. Yeni faşist eylimin AB karşıtı ve ulusal olguları kulanan idolojik yapısı da kitlesel desteklerini artırdı. Son, ekonomik ve sağlık gelişmelerinde AB yetersizliği ile yapıdaki uygulamalara karşıtlı, italyada yeni faşist dalgasının güçlenme fırsatını hızlandırıyor.

Tam tersi eksenle, örgütlü ve Gramşi dönemli kurumsal açılımı yapılan sol sivil hareketler de krizde halka yardım dağıtmada, dayanışma örgütleri şekilendirmede alan açtı. Sol kesim de halka dayanışma ve yardımlaşma ile ilitişim ağını geliştiriyor. Üstelik, Kübalı doktor gerçeği ile İtalyan iflas sağlık yapısı gerçekleri de yaşamda yaşanmaktadır. Kamu yapısı sağlık Çin örneği ve önerielrinin onların daha etkin olması da italyanın politikasının sorgulanma etkisini artırmaya adaydır. Enazından, Çin ABD ikilemindeki tutumu, Kübaya karşı uygulanan anbrgo, AB yapısı gibi net iflaslı göstergeler, tartışmaya meraklı ve arayıştaki itallyada bazıtaşları iyi veya kötü şekilde sarsacaktır.Burada örgütlü durum, mevcut koşulların siyasal kulanım etkisi önemli rol alacaktır. Ayrıca, Katolik kilisesinin çoğu dünyada olduğu gibi dinsel nedenlerle salgındaki olumsuz katgısı sonucunda, mutlaka gücünde azalma olması sürpriz deyildir.

İtalyanın önemli Kapitalist ülke oluşu, çok yönlü örgütsel yapıları ve birçok denklemin salgınla alan açma çabasında olması, gelecekte hiçbir yerde sarsıntı olmasa dahi, en basitiyle İtalyan hükümetinden tutun dış politikada İtalya bazı kararlar almak zorunda kalacak gibidir.******

Gelelim Brezilyaya: Latin Amerikanın merkezi odağındaki ülkeye. Brezilya tam da salgın öncesi önemli siaysal darbelerle, yargı yanlış kararlarla Belsanaroyu başkan yaptılar. Konuyla alakalı birçok makale yazdığım için, yeniden ayni süreci tekrarlamayacam. Yayın sitesinde mevcut.Belsanaro Yeni faşist liderlerden birisidir. Sermaye önemli kesimlerinin, dış burjuva tekelerinin, ülkedeki Katolik kilisesinin ve ordunun ortak desteği ile önce parlementer darbe sonra sahte yargı kararlarıyla sola darbe vurularak koltuğa oturdu. Trumpun, Erdoğanın, Consonun, Modinin, Orbanın ve benzer kesimlerin Brezilya versyoncusudur. Bir farkı, devlet kurumsalaşmasında özellikle ordunun etkisi Brezilyada önemlidir. Nitekim, son dönemde Belsanaronun bazı tavırlarındaki halk tepkisi, solun yeniden toparlanma hali, uyduruk yargı kararlarının ortaya serilerek Lulanın tutukluğunun bitmesi ile kimi sermaye kesimdeki rahatsızlıklar, Belsanaro yanında Brezilya ordusunun hükümete koyduğu başta içişleri bakanının gücünün artıp bazı eytkileri eline aldığı haberleri geliyor.

Belsanaro, tıpkı benzerleri gibi Korona salgınında Sürü politikasını savunuyor. Tetbir almayı kabul etmiyor. Kısıtlama veya garantina ilan etmiyor. Ancak, Brezilya toplumsal yapıdaki Sosyalist ve çevreci güç, bazı valiliklerin “eyalet yönetimi olmasında dolayı” Bensanaroya rağmen, tetbirler alıp ikili tavırların gelişmesi, kendi sağlık bakanının dahi toplumsal tepkilr nedeniyle halkın korunması kararını savunmasıyla, adeta ülkede belirsizlikler aldı başını gidiyor. Bunun üzerine, ordu kendi gücünü artırıp, bazı yetkileri kulanarak Belsanaroyu daha az etkili brakmaya da uğraşıor. Belsanaro , önce sağlık bakanını kovdu. Garantina ve sokağa çıkma karşıtı mitink yaptı. Ayrıca, şimşekleri üstüne çekecek şekilde Amazon ormanları yağmasına devam ediyor. Topraksız köylülerin işlediği toprağı elerinden almaya çalışıyor. Dış sermayeye yeni imtiyazlar da veriyor.

Trumpun versyonunun Brezilya dansını yapıyor. Ancak, devlet içi dengede, sermaye kesimi ve ordu, Belsanaronun gitmesine karşın da seçeneğini ordunun koyduğu içişleri bakanıyla doldurma hazırlığının da yapıldığına inanılıyor.Belsanaro şu uygulamayla da kısa zaman tahribatı konuşuluyor. Lula döneminde geliştirilen Kamu sağlık yapısı ve herkese bedava erişim kurumsalaşmasını kısa zamanda tahrip yaptı. Kaynakları keserek, adına da mali denge politika dedi. Kamusal alana kaynak kısıtlaması yaparken de öteki neoliberal klasik uygulamayla sektörleştirme yani özel dönüşüme de hızla girişti. Bu nedenle yönetimde olma sonucu da salgın karşısında sistem yetersiz ve tetbirsiz kaldı. Kaynak ayırmayarak ve yönetmeyerek sağlık tetbirleri de alınmadı. Böylesi bir Brezilya taplosuyla salgında ilerleniyor.

Çok seçenekli Brezilya gerçeği karşımızda. Belsanaroyu sermaye ve ordu gözden çıkarma olasılığı şimdiden başladı. Yerine gelecek emekli general da içişleri bakanlığında aldığı tavırlarla hazırlanıyor. Bazı sağcı valiler dahi “ki Riyodojanero” dahildir. Belsanaronun yanından uzaklaştı. Parlemento sağın daha da darbe almaması için Rusevi davirdikleri gibi, şimdi tersinden kendi taşıdıkları adayı da darbeleme yapma olasılığı konuşuluyor. Sol yeniden toparlanıyor. Özellikle, yaygın sendikal hareketler, güçlü çevreci örgütler, yerlilerin ağırlıkta olduğu Topraksız köylüler hareketi, hepsi zaten muhalefet olarak güçlü konumdadır. Seçimle eğer tıpkı önceki seçim gibi, büyük sgandallar ve son anda sahte yargı kararı olmazsa, ortak davranılırsa, yeniden başkanlığı önümüzdeki seçimde alma şansları vardır. Fakat, unutmayalım: orası Brezilya! Önceki seçimde güçlü Sosyalist aday katledildi, kazanma şansı yüksek işçi parti adayı Lula sahte idiyalarla hapse atılıp görüşme yapması dahi yasaklandıydı! Onun için, Brezilya karmakarışık bir durumdadır. Ancak, Belsanaro, kendi yandaşlarını dahi rahatsız edecek derecede son sağlık salgınında tutum koyması,üstün ırkçılıkla faşist bakışla sermayeyi beslemesi ekseninde nereye gidilir bilinmez.

Brezilyada yazı yazarken, mafyaları da unutmayalım. Mafyalar, tıpkı italyada olduğu gibi, salgın nedeniyle Belsanaroya rağmen, kontrol edip sokağa çıkışları sınırlayan tutumla,yardımlar dağıtarak yoksul mahelelerindeki bazı güçlülüklerini korumaya çalışıyorlar. Tüm bu özetlenenlerin toplamında, Brezilyada geleceğin çok karışık olacağının sinyaleridir. Zaten, önceki seçimlerde özellikle ikibinler ekonomik kriz yıkımında Sosyalist Lula başkan olup Penbe Sosyalizim deneyimini yaptıydı. Çok karışık ve denlgelerin altüst olması kadar, Latin Amrikanın merkez gücü olması nedeniyle, açılacak demokratik sosyalist çizgi, tüm Latin Amrikada oldukça yankı getirecfektir. Amerika olmak üzere, Brezilyanın bu konumu nedeniyle, en kirli politikaları uygulamaktan geri kalmayacakları de kesin. Yakın Berezilya tarihini biraz bilen, bunu hatırlar.

Son olarak, Brezilyadaki sağlık kamusal sistem oluşmasında Küba doktorların katgısı çoktu. Belsanaro seçildikten sonra önce Kübalı doktorları kovarak kırsal kamusal yapıyı dağıtır. Klasik Neolibral anlayışın uygulanmasıydı. Neyazık ki yazmadan edemiyecem: iyi kötü, Kıbrısta da hem de İngiltere döneminden kalan sağlık kamusal yapının neoliebraleşmesinde önemli hamleleri Eşref Fayiz yaptı! Buda CTP ayıbının önemli sayfasıdır.****

Kısaca, İtalya ve Brezilya kısgacında krizlerle savrulduğumuz günlerden, gelecek için iki önemli ülke tahminleri anlatmaya çalıştım.Enazından tektip hamleler yoktur. Bizde silikleşme Türkiyede Erdoğanın fırsat kulanmasıyla Korona olayında önceleşen siyasal hamleler, gelecekteki yarını da belirleyeceğini unutmayalım. Hep şu ezber söylenir: “artık eskisi gibi olmayacak”! Olmayacak da bu olmayacağı örgütlü olan siyaset etkileyecek. Şimdiden devletlerin verdiği işaretler ve korkuyla hazırlanan kitlelerin rızalığı da biraz anlayan tehlikeyi uyarmaktadır. Yazı bu uyarı anlayışı ile kaleme alındı.